İki tarafı kesen bıçak

Merkez Bankası, Eylül ayı Ödemeler Dengesi istatistiklerini açıkladı. Eylül ayında cari işlemler hesabı 1.3 milyar dolar fazla verdi. Bir ay önce Ağustos ayında da, 2.6 milyar dolar fazla vermişti. Cari işlemler fazlasının oluşmasında, turizm gelirlerinin artması ve ithalatta gerileme ve ihracattaki artış etkili oldu.

* 2017 Eylül ayında 20 milyar dolar olan ithalat, bu sene yüzde 20 düşerek aynı ayda 16 milyar dolara geriledi.

* 2017 Eylül ayında 11.9 milyar dolar olan ihracat, yüzde 27 oranında artarak, 15.1 milyar dolara çıktı.

Ocak- Eylül 9 aylık dönemde oluşan cari açık, 2017 yılında 31.3 milyar dolar iken, bu sene aynı dönemde 30 milyar dolara geriledi. Aynı 9 ayda nereden geldiği belli olmayan, net hata ve noksan kaleminden 17.3 milyar dolarlık döviz girişi oldu ve cari açığın finansmanında bu giriş etkili oldu.

Öte yandan, 2017 ilk 9 ayında Portföy yatırımlarında 23.7 milyar dolarlık net giriş olmuş. Bu sene aynı dönemde 3.1 milyar dolarlık net çıkış olmuş. 

Dış krediler, döviz mevcutları ve mevduat hesapları ile diğer varlık ve yükümlülüklerden oluşan diğer yatırımlar kaleminde ise yine 9 ayda, geçen sene 4.3 milyar dolar giriş, bu sene ise 6.5 milyar dolar çıkış gerçekleşmiştir.

Bu tablo, cari açık konusunda umut verici bir tablodur. Ayrıca ihracattaki artış, ithalattaki artıştan daha fazla olursa, bu fark 2018 GSYH'da büyüme oranını da olumlu etkiler.

Tablonun oluşmasında etkili faktörler, yüksek kur ve düşük yurt içi taleptir.

TL'nin yüzde 30-35 arasında düşük değerde olması, ithalat fiyatlarını ve ithalat finansmanını artırdı. İthalatı zorlaştırdı. Buna karşılık ihracatta rekabet gücünü artırdı. Ne var ki iç üretimde ve ihracat malı üretiminde ithal ara malı kullanıldığı için, süreç yavaş çalışıyor.

İç talebin düşük olması ve kurdan dolayı fiyatlarının artması nedeniyle ithal tüketim mallarına olan talep düştü. İthalatın gerilemesine neden oldu.

Daha önemlisi, dış ticaret ve cari açığın üretime yansımasıdır. Zira ara malı ve ham madde ithalatında azalma, içeride üretimin de gerilemesine ve aynı paralelde istihdamında gerilemesine neden oluyor.

TÜİK, Eylül ayı sanayi üretim endeksini henüz açıklamadı ve fakat Merkez Bankası anketlerinde İmalat Sanayi Kapasite Kullanım oranı, Eylül ayında geriledi. 2017 Eylül ayında yüzde 79 olan İmalat Sanayi Kapasite Kullanım oranı 2018 Eylül ayında yüzde 76.2'ye geriledi.

Türkiye iki açmazla karşı karşıya kalıyor. Cari açık düşünce işsizlik artıyor. İşsizlik artmazsa cari açık devam ediyor.

Bu çıkmazın çözümünü senelerdir söyledik...

Önce Dalgalı Kur sitemini değiştirmek gerekirdi. Dalgalı Kur sisteminin dış ödemeler bilançosunu otomatik dengeye getirici fonksiyonu çalışmadı. Çünkü kur üstünde sıcak para girişleri de etkili oldu. Ayrıca dolarizasyonun olması ve vadeli döviz işlemlerinin yetersiz olması, Dalgalı Kur sistemini çalıştırmadı. Dalgalı Kur sistemi yerine, sabit olmayan ve fakat kontrol edilebilir ara bir sistem getirmek gerekirdi.

TL'nin aşırı değerli olduğu 2012 yılına kadar, üretimde kullanılan ithal ara malı ve ham madde oranı yüzde 50'lere çıktı. İhracat malları üretiminde yüzde 80'lere çıktı. Söz gelimi Hibrit araba üretiminde halen ithal ara malı payı yüzde 80'dir.

İthalat ara malının yoğun girdi olduğu üretim sektörlerinde, ithal ikamesine dayalı bir teşvik uygulanarak, bu ara malı ve ham maddeyi Türkiye'de üretmek gerekirdi.

Artık geçti. Gelinen konjonktürde iki tarafı kesen bıçak gibi, cari açık azaldıkça, üretim, büyüme düşecek ve işsizlik artacaktır. Cari açık artınca eğer dış borçlarda temerrüde düşmezsek, üretim artacak, büyüme olacaktır. Denge için uzun dönem ve durgunluk gibi yüksek maliyetlere katlanacağız.

Yazarın Diğer Yazıları