İktidar ve yandaşlarının Kandil reklamı

Biliyorum. İftiraları okudukça bir taraftan şaşırıyor, öbür taraftan bu kadarı da olmaz diyorsunuz ama bir de atılan çamurun ve iftiranın toplumsal karşılığı var.

Anketler kötü.

Telaş boşuna değil yani.

Ters tepki diyoruz buna.

Mahsur Yavaş'ı anlatırken Kandil'in adamı diyorlar.

İstanbul'daki İmamoğlu'nu Kandil'in uzantısı olmakla suçluyorlar.

Derken hızını alamıyor ve İYİ Parti'yi Kandil'e hizmetle suçlayıp itham ediyorlar.

İçinden çıkıp, bağrından koptukları Saadet Partisi'ni bile Kandil'den emir almakla suçluyorlar.

Kısacası bütün iktidar ve korosu, bunları söylerken aslında Kandil'i gerektiğinden faza yücelttiğini unutuyor.

İktidar ve tayfasının iddiasına göre Kandil öylesine bir güç ki, partileri yönetiyor, iş birliği yaptırıyor, kimin hangi partiden aday yapılacağını belirlediği gibi, nereye oy vereceklerini bile kararlaştırıyor.

"İYİ Parti, CHP, Saadet Partisi Kandil'den emir alıyor" dediniz mi ortaya bu tablo çıkar.

Hatta çok daha ileri anlamlar taşır.

Siyasal muhalefeti toptan yönettiği için TBMM'nin önemli bir kesimini de kontrol altında tutan yine Kandil olmuş olur.

Size bir şey söyleyeyim mi? Bu kirli siyaset simsarlarının anketler tepesine bindikçe ağzından çıkanı kulağı duymuyor.

Siyasal tarihin en büyük Kandil reklamıyla karşı karşıyayız. Muhalefet, bir taraftan iftira kampanyasına cevap verecek öte yandan iktidarın anlattığı kadar Kandil'in gücünün olmadığını izah edecek.

Kandil reklamcılarına göre ülkede muhalefet olmak demek, Kandil'den emir almak demek.

Kendileri dışında herkesi Kandil yönetirken bunlar sadece seyrediyor. Sonra da meydanlara çıkıp terörle mücadele ediyoruz diyor.

O Kandil'in adamı, bu Kandil'in adamı. Bunlara göre Kandil; her yere emir veren, her şeyi belirleyen, siyasete yön verebilen üstün bir güç.

Açın gazeteleri bakın.

Adamlar manşetten yazıyor.

Akşam iktidar medyasındaki zavallı sözde fikir adamlarını dinleyin. Göreceksiniz ki Kandil adi bir terör örgütü olmanın çok ötesinde süper bir güç gibi her şeyi belirliyor ve her ne hikmetse bunların iktidarı yatıp uyuyor.  

Kandil ülkeyi ele geçirmiş seçimi bile yönlendiriyor; seninkiler kılını kıpırdatmayıp seyrediyor. Ancak halka şikâyete başlıyorlar.

Valla Kandil para verse bu reklamı kimseye yayınlatamaz, parası da yetmezdi.

Bundan sonra yol kesip otobüs durdurup propaganda yapmalarına gerek yok. İktidar siyaseti gerekeni yapıyor. Reklamsa reklam, şişirmeyse şişirme.

Seçimden sonra teşekkür için Kandil bir heyet gönderir mi bilemem.

Hükümet anketlerden korkunca böyle söylüyor ama bunun bir de toplumsal karşılığı var. İktidar iftira ve yalan dolu mesajları topluma veriyor?

Yani kamu vicdanına.

Kamu vicdanı; bunu kahvede, bakkalda, manavda konuşuyor, tartışıyor.

Bana sorarsanız iktidar bu söylemi kesmesin. Hatta gittikçe daha abartarak sürdürsün. Sürdürsünler ki, kamu vicdanı, bunların gerçek yüzünü çok daha iyi anlasın. Ne kadar çok iftira ve yalan o kadar çok gerçek.

Çünkü her yalan kendi çelişkisiyle yayılıyor. Yalan çoğaldıkça çelişkiler de çoğalıyor. Bu durumda insanlar, kimin kimi aldattığını açıklıkla görebilecek zihinsel berraklığa ulaşıyor.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları