Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Adnan İSLAMOĞULLARI

Adnan İSLAMOĞULLARI

İYİ Parti Kongresi üzerine...

MHP'deki yükselen ve tabanı sarıp sarmalayan kongre talebinin sebebi, yılları hebâ olan gençlerin artık kemâle ermeye başlayan yaşlarının küskünlüğüydü, kırgınlığıydı, yorgunluğuydu, başarıya susamışlığıydı, inandığı ve adandığı tüm değerlerin on beş yıl boyunca örselenmişliğinin verdiği bir bedbinlikti...

Ortada apaçık, ayan beyân duran bir başarısızlık vardı ve bu başarısızlığın, hareketin ilkelerinden, değerlerinden, fikirlerinden, mâzisinden ve geleneklerinden değil, tamamen Genel Başkanın ve üst yönetiminin liyakatsizliklerinden kaynaklandığına inanan delegasyonun yüksek oranda itibar etmesi ile karşılaştı bahse konu kongre talebi ve dahi imzalarla birlikte bir irâdeye dönüştü, irâdenin adı ülkücü irâdeydi... 

Çok basit ve anlaşılabilir bir talepti, defaatle yazdığımız gibi kongre yapılsın, adaylar kendilerini anlatsın ve delegasyon da hür iradesiyle karar verip oylarını kullanarak Genel Başkanı ve üst yönetimi seçsindi, seçilen mevcut Genel Başkan ve tercih ettiği üst yönetim olursa güven tazelemiş olsunlar ve ayakta alkışlansınlar, yok bir başka Genel Başkan ve yönetimi seçilirse seçilemeyenler yeni seçilenleri tebrik etsinler ve başarılar dilesinlerdi ve dahi bunu en fazla hak edenler imza sahibi delegeler ve onların temsil ettiği ülkücüler, yani Türk milliyetçileriydi...

Olmadı...

Bâde'l harâbü'l Basra...

Neden olmadığı üzerinde yazmanın, konuşmanın anlamı da kalmadı bugün...

Yılları hebâ olan gençlerin artık kemâle ermeye başlayan yaşlarının küskünlüğü, kırgınlığı, yorgunluğu, başarıya susamışlığı, inandığı ve adandığı tüm değerlerin on beş yıl boyunca örselenmişliği bir başka neticeyi doğurdu...

Kongre toplama çabaları süresince ülkücüleri iktidara inandıran ve heyecanlandıran Sn. Merâl Akşener'in Genel Başkanlığı'nda İYİ PARTİ kuruldu...

Her doğum sancılıdır.

Her doğum heyecan vericidir.

Her doğum yeniliktir.

Her doğum ümittir.

Her doğum gelecektir.

Ve her doğum belki de biraz risklidir.

Çünkü yeni doğan her şey ama her şey büyük bir ihtimam ister ve bekler.

 İYİ PARTİ, 'Olağanüstü hâl'de ve 'Olağanüstü şartlar'da, orantısız bir iktidar gücünün orantısız imkânlarının, orantısız medya gücünün ve orantısız baskılarının karşısında hem iktidara hem de muhalefete muhalefet eden muhalefet partisine karşı milletin ve demokrasinin sesi olmak gibi bir sorumluluğu üstlendi.

Bilinmelidir ki İYİ PARTİ'nin siyâsî güzergâhı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da engellerle dolu olacaktır, pütürlü ve mayınlarla dolu bir yol olacaktır ve geçeceği kapı muhakkak ama muhakkak 'dar' bir kapı olacaktır. Sırtında, Türkiye'nin ekonomiden tarıma, terörden dış politikaya, bürokrasiden eğitime, kültürden sanata kadar biriken devâsa problemlerini ve tabii olarak bu problemli alanların mağduru olmuş büyük kitlelerin yükünü bulacaktır.

İYİ PARTİ'nin pütürlü ve mayınlı siyâsî güzergâhında dimdik yürüyebilmesinin ve her bir Türk vatandaşının ümidi olabilmesinin en önemli ve öncelikli şartı önce kendi yapılanmasının demokratik standartlarını yükseltmek ve Türkiye'nin demokrasi standartlarını yükselteceğine dair vereceği teminattır.

Özellikle tüm sağ iktidarlar için mahallenin işveli dulu muamelesi gören demokrasiyi, bir yönetim biçimi algısı olmaktan çıkarıp, ülkenin ve siyâsetin problemlerini 'çözme metodu' olarak siyâsî hayata geçirmektir. Evvel emirde yapılması gereken bunun ilk düğmesinin parti içinde iliklenmesidir ki, demokrasinin İYİ PARTİ'nin üzerine yakıştığı tartışma götürmez bir gerçek olarak kabul görsün, İYİ PARTİ'nin fikirleri, çözüm önerileri başta olmak üzere her şeyi acımasızca eleştirilebilsin ama demokratikliği üzerinde bir tartışma olmasın. Ve muhakkak ifade etmeliyiz ki, bu ilk düğmenin iliklenme yeri sanıldığının aksine 'yalnızca' Genel Merkez değil, aynı zamanda il ve ilçe teşkilatlarında sahip oldukları makamı kendileri için müktesep hak olarak gören ve demokrasiye kendi küçük iktidar alanlarında bile tahammülü olmayan İl ve İlçe Başkanlıklarıdır.

Demokrasi bir kanun maddesi değil, bir yaptırım değil, bir dayatma değil, bir divan ya da kongre kararı hiç değil, bir kültür ve siyâsî ahlâktır. İdeal olanı tabandan tavana bir talep olarak yükselmesidir, mümkün olmuyorsa tavandan tabana yayılmasıdır.

En önemli meselemiz budur ve tekraren ifade etmeliyiz ki 'Türkiye'nin yeni Kızılelması'nın adı demokrasi'dir.

Bin yıldır bu aziz vatanda biriken o muhteşem, o devâsa hülâsanın adı Türkiye Cumhuriyeti'dir, bin yıldır biriktirdiği tüm değerleriyle önümüzdeki bin yılda da, sonsuza kadar vatan olacaktır.

Yılları hebâ olan gençlerin artık kemâle ermeye başlayan yaşlarının küskünlüğü, kırgınlığı, yorgunluğu, başarıya susamışlığı, inandığı ve adandığı tüm değerlerin on beş yıl boyunca örselenmişliği de ancak kendilerini adadıkları vatanları ve Türk milletinin refahı, huzuru, bağımsızlığı, devletlerinin itibarı ile son bulacaktır, çünkü onların varlık sebepleri bir tabelâ değil, milletine olan adanmışlıklarıdır. 

Milletin gözü ve kulağı, İYİ PARTİ'nin yarın Ankara'da yapılacak olan 1. Olağanüstü Kongresi'nde olacak, millet o kongreden tüm ülkeye yayılacak olan enerjiyi ve ümidi bekliyor olacaktır.

Böylesi olağanüstü şartlarda elini taşın altına koyan Sn. Merâl Akşener'e ve şahsında İYİ PARTİ'de görev üstlenecek tüm arkadaşlara başarılar dilerim, umarım her şey çok güzel olur...

Yazarın Diğer Yazıları