Krizden çıkışımız zor ve zahmetli olacak (2)

Dün bu köşede, içinde bulunduğumuz krizden çıkış için, siyaset kurumu ve hukukun üstünlüğü sorununu yazmıştım. AKP devlet ve eğitimde de kurumsal yapıyı bozdu.
3- Devlet yeniden kurumsal yapı kazanmalıdır:
Devleti yeniden yapılandırmak, liyakat esasına göre laik demokratik devlet hüviyetine dönmesini sağlamak gerekir. Devleti parti devleti olmaktan çıkarmak lazımdır. Yerel yönetimlere Avrupa Birliği standartlarında özerklik verilmelidir. Merkezi devlet ve mahalli idarelerin, yetki ve sorumluluğu yeniden tarif edilmeli; yetki çatışması önlenmelidir.
4-Eğitim din ve ideoloji çizgisinden çıkarılmalı, ihtiyaçtan fazla olan imam-hatip okulları mesleki ve teknik okullar yapılmalıdır.
Ekonomide yıllardır söylenen ve fakat lafta kalan yapısal reformlar yapılmalıdır:
1- Yapısal sorunlarımızın başında piyasa yapısı geliyor. Piyasada rekabetin sağlanması, tekel ve oligopol yapıların önlenmesi, spekülasyon ve manipülasyonun engellenmesi, mülkiyet haklarının güvence altına alınması ile mümkün olur. Özelleştirme, Telekom gibi devlet tekellerinin, elektrik dağıtımı gibi halkın refahında stratejik öneme sahip hizmetlerin, Et-Balık gibi piyasada fiyatları düzenleyen kurumların özelleştirilmesi, tekelci, oligopol piyasalar yaratmıştır. Bu kurumların yeniden devletleştirilmesi gerekir.
2- Piyasada rekabeti artırmak için devlet-piyasa optimum dengesini kurmak gerekir. Sosyal faydası yüksek eğitim ve sağlık hizmetlerinde bütçeden daha fazla yatırım yapılmalıdır. Uluslararası standartlara uymayan, özel sağlık kurumları, kolejler ve ayrıca hem standartlara uymayan hem de kâr amaçlı olan vakıf üniversiteleri devletleştirilmelidir.
3- Reel sektör-finans sektörü arasındaki dengeyi yeniden kurmak ve finans sektörünün reel sektörü temsil edebilmesi için sermaye piyasasının ve bankacılık sektörünün yeniden yapılanması gerekir.
4- Bankalar kanunu değiştirilip, bankaların iştiraklerine sınırlama getirilmeli, kredi faizlerine reel faiz sınırı getirilmelidir. Bankaların gizli faiz almaları önlenmelidir. Bankaların yabancıya satışına sınır getirilmelidir. Off-shore bankacılık şeffaf kurallara bağlanmalıdır.
5- Banka ve kredi kartları azami faizlerini Merkez Bankası tayin ediyor. Tüm bankalar da aynı azami faiz üstünden işlem yaptıkları için kartel oluşturmuş oluyorlar. Ayrıca bankalar kredilere aylık faiz üstünden faiz alıyor ve fakat mevduata yıllık faiz üstünden faiz ödüyorlar. Banka kârlarına üst sınır getirilmeli ve faizlerin tamamının yıllık faiz olarak uygulanması sağlanmalıdır.
6- Tasarruf ve yatırımların artırılması gerekir. Yatırımları artırmak için de yine öncelikle yukarıda ifade ettiğimiz gibi mülkiyet haklarını güvence altına almak gerekir. Özellikle de kırılganlığın ve belirsizliğin önlenmesi gerekir. Belirsizliğin nedeni, uygulanmakta olan günübirlik politikalardır. Ciddi plan-program olmayınca, yatırım hesapları, fizibilite yapmak imkânı kalmaz.
7- Üretimde, ithalata bağımlılık oranı %45''ten %10 seviyesine çekilmelidir. Bunun için ithal ara malı ve ham madde sektöründe ithal ikamesine dayalı politikalar esas olmalıdır. Bu alanda yerli yatırımlara ve üretime yüksek teşvikler verilmelidir. Gerekirse devlet geçici olarak bu sektörde üretim yapmalıdır.
8- Gelir dağılımını düzeltici politikalar oluşturmak gerekir. Gelir dağılımının bozuk olması, üretimi de etkiliyor. İşletmeler kitlesel üretim yerine, daha lüks ve fakat kârlılığı daha yüksek üretime öncelik veriyorlar. Sanayi düşük kapasitede çalışıyor. Bu nedenle üretim maliyetleri artıyor. Gelir dağılımının iyileşmesi için çalışanların maaş ve ücretlerini artırmak, yeni istihdam yaratmak gerekiyor. (Yarın orta ve kısa vadeli önlemlerle devam edecek.)

Yazarın Diğer Yazıları