Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Liraya endeksli erken seçim!

Belirsizlik, ön görememek, istikrarsızlık ve güvensizlik özel olarak üretim ile yatırımın genel olarak da ekonominin en büyük düşmanıdır.

128 milyar dolar rezervin kullanımı ve ardından başlayan Ekonomi Bakanı ve Merkez Bankası başkanlarının değişimi yatırımcıların önünü görememelerine neden olmuştur.

İki yıl içinde üç başkan dört bakan değişince başlayan mali ve ekonomi/politik savrulma sonuçta güven ve istikrar ortamını zehirlemiştir.  

Cumhurbaşkanının "Nas" ile kurduğu ilişki sonrası talimatla "faizin düşürmesi" kurların allak bullak olması sonucunu doğurmuştur.

Sonuçta bir ay içinde bir litre mazot sekiz liradan on bir liraya, bir dolar da 8 liradan 18 liraya yükselmiştir.

Ekonominin sürdürülebilir olmaktan çıkması üzerine hükümet liradan kaçan mevduata faizin yanında bir de kur farkı verileceğini ilan etti. Bunun üzerine vatandaşta bankaya lira cinsinden yatıracağı parasının değerinin korunacağına ilişkin güven duygusu verilerek vatandaşın yeniden lira mevduatına dönüşü sağlandı.

Ancak dolar 18 liradan on bir liraya kadar çekildi ama mazot 8 liradan 11 liraya çıkmıştı hala orada olmaya devam ediyor. Kura bağlı olarak zamlanan fiyatlarda bir geri dönüş yok. Tüpten çıkan macun gibi zamlar eski haline dönmeyecek gibi görünüyor

İktidar propagandistleri kurun yükselmeye başladığında sekiz lira olan doların dört lira üstüne gelmiş olmasını beklendiği gibi zafer (!) ilan ettiler. Kurun düşmesi önemliydi ama bunun hangi maliyet karşılığı gerçekleştirildiğinin de onların nezdinde önemi yoktu. Yeni durumun sürdürülebilir olup olmadığının da iktidar taraftarlarının nezdinde önemi yoktu. Onlara bir zafer hikâyesi lazımdı.

Adam "Amerika''da yetişmiş profesörlerin değil, ''hayat profesörleri''nin sözünü dikkate alacaksınız." Diyor.

Bu kafaya o halde bir zamanlar Amerikan BOP''unun eş başkanını nasıl dikkate alıyorsunuz? Diye soru sormanın da bir faydası yoktur.

Bunlar Osmanlı çökerken sorunun ilmi değil ameli olduğunu söyleyenlerin devamıdır.

Muhalefetin yapmaması gerekenler var!

Umutsuzluk pazarlamak, battık/batıyoruz gibi çöküş senaryoları üzerinden ekonomideki savruluşu pazarlamak tam tersi sonuçlar verecektir.  Aksine içinde düşülen ekonomik kıskaçtan çıkış yollarını gösteren, vatandaşların ülkenin geleceğine olan güven duygularını pekiştiren, çöküş değil çıkış senaryoları sunan  yaklaşımlar halk nezdinde karşılık bulacaktır.

Muhalefet, iktidarın çektiği alanda değil vatandaşların sorunlarının yoğunlaştığı alanda siyasi mücadelesini yürütmelidir.

Milletin birliği, vatanın bütünlüğü konusundaki hassasiyet FETÖ ve PKK''ya yönelik mücadelenin aynen sürdürüleceğine yönelik güven vatandaşa verilmelidir. AKP''nin eski açılım siyasetini sürdürmeye meyyal olan siyasi mahfillerle araya mesafe konulmalıdır.

Teorik olarak Güneydoğu''dan daha çok oy alırım saikiyle herkesle her şey olma anlayışı siyaset değil ihanettir.

İktidar moral ve motivasyon buldu!

Son bir ay içinde ülkenin ekonomik ve mali yönden yaşadığı alt üst oluş ve sonuçta çıldırmış olan kurun %40 gibi bir seviyede tutulabilmesi iktidara gündemi belirleme gücü verdi.

Ancak yandaşlar nezdindeki "zafer havası" henüz vatandaşa sirayet etmiş değil. Diğer yandan enflasyon/devalüasyon/faiz kaosu karşısında alınan tedbirlerin sürdürülebilir olup olmadığı konusu da henüz net değildir.

İktidara seçim sürecine girildiği bir zamanda ekonomide yaşanan hezimetten zafer devşirmeye yakın bir yerde duruyor.  Bu durum iktidar taraftarlarına büyük bir moral ve motivasyon sağlamış gibi görülüyor.

Bu arada asgari ücrete yapılan ''beklenenin üzerindeki zam'', aynı iyileştirmenin hükümet tarafından emeklileri ve memurları da kapsayacak biçimde yaygınlaştırılması, 3600 ek göstergenin çıkartılması, EYT''lilerin durumlarının iyileştirilmesi iktidarın halk nezdindeki konumunu tahkim etmeye yarayacaktır. Bu ekonomide dolara endeksli mevduat gibi siyasette de liraya endeksli erken bir seçimi gündeme getirebilir.

Yazarın Diğer Yazıları