"Maskelerin düşüşünü göreceğiz"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'de demokratik ve güvenilir bir seçim yapılması halinde Esad ile çalışma konusunu herkesin değerlendirmesi gerekebileceğini söyledi.

Suriye'de seçimler yapılacak, Esad yeniden seçilecek ve Türkiye o zaman birlikte çalışmayı değerlendirecek!

O zamana kadar ne olacak?

Türkiye'yi yöneten siyasi kadro, komşu ülke Suriye'yi iç savaşa sürüklemek için asker toplamış, eğitmiş ve cepheye sürmüştür. Bırakın uluslararası hukuku, bu eylemler Türk Ceza yasasına göre de suçtur! Üstelik bu eylemlerin sonucu olarak, ABD tarafından Türkiye sınırlarında bir terör devleti meydana getirilmiştir. Şimdi Türkiye bu terör devletine karşı operasyon yapacağını açıklıyor. Türkiye'yi yöneten kadro, kurulmasına sebep olduğu bir terörist yapıya karşı şimdi mücadele etmek zorunda. Çünkü bu yönde kamuoyu baskısı var.

***

Bugün Türkiye'nin güvenliği, Suriye sınırı üzerinden tehdit ediliyorsa sebebi, Türkiye'yi yöneten siyasi kadronun politikalarıdır. Üstelik bu politikalar, 2004 yılında, Avrupa Birliği katılım müzakerelerinin başlayabilmesi için Yunanistan ve Kıbrıs Rus Yönetimi'nin bu kararı veto etmemesi karşılığında İzmir, Aydın ve Muğla'nın ilçesi durumunda olan adalar ve kayacıkların Yunan egemenliğine terk edilmesiyle başlamıştır.

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar dün de "Ege'de, Doğu Akdeniz'de, 'mavi vatan'da hak ve menfaatlerimizi korumaya devam edeceğiz." dedi ama Yunanistan'a terk edilen adalar konusuna yine giremedi.

***

Şimdi bu politikaların, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Salman'ın İsrail ile İslâm dünyası ve Türkiye aleyhinde iş birliği yapmasından bir farkı var mıdır?

Bahreyn Dışişleri Bakanı Halid bin Ahmed Al Halife de Avustralya'nın Kudüs'ün batısını İsrail'in başkenti olarak tanıma kararını desteklediğini açıkladı hatta Arap Birliği'nin bu karara tepkisini eleştirdi

Anadolu Ajansı'nın haberine göre bir sosyal medya kullanıcısı, Al Halife'nin paylaşımına, "Bu, Siyonist İsrail'in dışişleri bakanı ancak ismi ve fotoğrafı yanlış olmuş. Hem de yetkili bir kişi üzerinden Siyonistlerin hukukunu savunuyorlar. Senin gibilerin, Filistinlilerin haklarını belirleme yetkisi yoktur. Bu, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün düştüğü tuzağın sonuçlarından biridir ve daha fazla maskenin düşüşünü göreceğiz." ifadeleriyle cevap verdi. Diğer mesajlarda da maskelerin düşmesinden söz ediliyor.

İyi de Türkiye'yi yöneten siyasi kadro, daha Suriye iç savaşının düğmesine basılmamışken, Suriye sınırlarındaki mayın temizleme ihalesini yapmak üzere bu bölgeyi 49 yıllığına bir İsrail şirketine neden vermek istedi?

Olaylar buradan itibaren ele alınırsa, Türkiye'deki siyasi kadronun nasıl bir maskeli balo oynadığı da anlaşılır. Siyasi maskeler, "millî" ve "dinî" maskeler, Türkiye'de de düşmek üzere!

Uzunköprü'de de

maskeler düşürülecek!

Peki ya Türkiye'de tarımın bitirilmesi? Bunlar da bir projenin gereği değil mi? İşte son örneği Edirne'nin Uzunköprü ilçesine bağlı Kavacık köyünün merası, plan değişikliğiyle Organize Sanayi Bölgesi yapılmak isteniyor! Kavacık köylülerinden Mehmet Günay, konuyla ilgili dilekçesinde "Hazine ve tarım alanları üzerine, Kavacık göletine zarar verecek, yüzlerce dönümlük ceviz bahçelerine zarar verecek organize sanayi bölgesi kurulmasında kamu yararı yoktur. İtiraza konu değişiklik, devlet görevlilerinin görevlerini kötüye kullandığını göstermektedir." diyor.

Köylüler, haklarını hukuk yoluyla aramaya çalışıyor. Kimse sanayi bölgesi kurulmasına karşı değil ama yer seçimi yaparken doğaya, hele hele meralara, su kaynaklarına zarar vermemek gerekir. Ergene Nehri'nin zehirlenmesine izin vermek nasıl bir doğa katliamı ise tarım alanlarını tarumar etmek aynı derecede, tehlikeli bir girişimdir.

Uzunköprü'de de maskeler düşürülecek! Bizden söylemesi...

Yazarın Diğer Yazıları