Mehdi hazretleri Kanal'dan mı gelecek?

Uluslararası Savunma Danışmanlık Ticaret Şirketi SADAT'ın kurucusu ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın askeri konulardaki danışmanı Adnan Tanrıverdi, Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği ASSAM ile Üsküdar Üniversitesinin iş birliğiyle düzenlenen toplantıda "İslam Birliği olacak mı? Olacak. Nasıl olacak? Mehdi hazretleri geldiği zaman... Peki Mehdi ne zaman gelecek? Allah bilir. Peki bizim bir işimiz yok mu, ortamı hazırlamamız gerekmez mi? İşte ASSAM bunu yapıyor" dedi.

Tanrıverdi, daha önce de "Anayasa Komisyonu'na sunduğumuz, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yeniden yapılanması ile ilgili önerilerimizi tamamı 15 Temmuz'dan sonra gerçekleştirildi. Kuvvet komutanlıklarının, askeri okulların Milli Savunma Bakanlığı'na, Jandarmanın İçişleri Bakanlığı'na bağlanması ve başkanlık sistemine geçilmesi gibi önerilerimizin de aşağı yukarı tamamı 15 Temmuz'dan sonra gerçekleştirildi" demişti.

Tanrıverdi ne dediyse oluyor yani...

***

Esasen İslam dininde Mehdi yoktur. Mehdi inancının kökeni İsrailiyattır. Mehdi'nin geleceğine inanan Şii vatandaşlarımız var. Son zamanlarda bu inanç Sünniler arasında da yaygınlaşmaya başladı.

15 Temmuz'dan hemen sonra toplanan Din Şûrası'nda hazırlanan ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in okuduğu bildirgede ise "FETÖ/PYD, dini bir yapı olarak kabul edilemez, Sahte bir mehdi hareketidir" denilmişti. "Sahte mehdi" deniliyorsa "gerçek mehdi" de bekleniyor demektir!

Şevket Apuhan'ın mesajında "Dünyanın çeşitli ülkelerinde Mehdi veya Mesih'in gelişini hızlandırmak için, karışıklık çıkarmayı şiar edinmiş, savaşlar, ölümler arttıkça bu gelişin hızlanacağına inanan bazı tarikatlar da var." diyor.

İlknur imzalı başka bir mesajda, "Mehdi Kanal İstanbul'dan mı gelecek? Tüm hazırlıklar bunun için mi yoksa?" diye soruluyor... Kanal da ABD projesi ya...

***

Bu konuyu, Necmettin Erbakan'dan dinlemiştim. Zaman zaman hatırlatmak gerekiyor. Çünkü insanlar Mehdilik inancının yaygınlaştırılmasının sebebini bilmiyor...

Erbakan, 2003 yılı Şubat ayında bana Hıristiyan âleminin İsrail'in işgal politikalarına neden destek verdiğini, anlatırken şöyle demişti:

"Amerikalı bir yazar, 'Tanrıyı Kadere Zorlamak' diye bir kitap yazdı. Yani onun manası şu, Hıristiyanlar, İsa Aleyhisselam tekrar yeryüzüne gelecek diye bekliyor. Siyonistler ise başka bir Mesih bekliyor. Sırf Hıristiyanları kendi maksatlarına yönelik kullanabilmek için, 'Bizim beklediğimiz de aynı, İsa Aleyhisselamdır' diyorlar. Takıyye yapıyorlar. 'Ancak bizim dinimize göre, bunun yeryüzüne gelmesi için ön şartların yerine gelmesi lazım. Bu ön şartlar bildirilmiş. Bunun için Büyük İsrail kurulacak' diyorlar... Bu tabii asırlardan beri söyledikleri bir sözdür. 'Ve Arz-ı Mevud'a sahip olacağız. Süleyman Mabedi'ni yeniden yapacağız. Cenab-ı Hakk'ın asıl kulları biziz. Diğer kullar bize köle olarak yaratılmıştır' diyorlar.

500 sene evvel İspanya'da, büyük bir hahamlar toplantısı yapıldı. 'İsa Aleyhisselam'ın, (daha doğrusu onların söylediği Mesih'in), yeryüzüne gelmesi, Cenab-ı Hakk'ın takdirine mi bağlıdır, yoksa kullar olarak bizim bazı olayları hızlandırmamızla bu olay çabuklaşır mı?' sorusunu ortaya attılar. 'Biz ne kadar çabuk İsrail'de toplanırsak ne kadar çabuk Süleyman Mabedi'ni yaparsak, kurtarıcımız o kadar çabuk yeryüzüne gelecektir. Öyleyse bunları bir an evvel gerçekleştirelim' dediler. Bu Amerikalı yazar da kitabın adını bunun için, 'Tanrıyı Kadere Zorlamak' koydu."

***

Mehdi propagandası, hahamların 500 yıl önce aldığı kararın İslâm dünyasına yansımasıdır. Halka, "İslâm birliği" hedefi gösterilirken bilerek veya bilmeyerek Yahudi emellerine hizmet ediliyor olmasın!

Fakat devletin temelini dini esaslara dayamak, Anayasa'ya göre suçtur ve parti kapatma gerekçesidir.

 

Yazarın Diğer Yazıları