Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Metre ile hukuk...

Deniz Kuvvetleri İstihbarat Dairesi tarafından ilk geliştirilen "Fetömetre Kriterleri"ne basında destek verenlerdendim. Tabi Cihat Yaycı konuyu sahiplenip metre ayarlarını bozana kadar. Birileri bu konuyu yere göğe sığdıramıyor. Personelin birinci derece yakınlarından iş, ikinci, üçüncü derece yakınlarına kadar uzatılması bir nevi hukuksuz fişlemeyi andırmaya başladı. "Suçun şahsiliği ilkesi" çiğnendi. 170'den 350'ye çıkmış metre ayarı. "Hainler korkak olur." Nitekim Fetöcüler itirafçı oldu. Bildiklerini anlattı. İtirafçıların bir kısmı halen görevde tutulurken. İtiraf edecek bir şeyi olmayanlar metre ayarı ile atıldı. Hukukta adalet metre, arşın, gram ile ölçülmez. Cihat Yaycı, ayarı kaçırmıştır. Üzerine "Ankesör"ü eklemiştir. İkinci, üçüncü derece akrabaların sıfır saniyelik ankesör aramalarını. Bu da adalete gölge düşürmüştür. Doç. Dr. Personel emekli Albay Mustafa Şahin bakın neler anlatıyor...

"Gelelim Fetömetre meselesine… Tamamen akla ziyan, bilimsellikten uzak, asla bir akademisyenin tasvip edemeyeceği bir uygulamadır. Tamamen zanlara dayalıdır. Değerlendirmeye alınan kişi değişik maddelerden puanlandırılır. Belli puanı aşanlar, sistemden çıkarılır. Maddeleri değişkendir. Siz bu satırları okurken bile bir kriter çıkarılıp, bir başka kriter eklenmiş olabilir. Örneğin "özürlü çocuğu olması" bir kriterdir. Çünkü özürlü çocuklar anne karnında tespit edilebildiği halde çocuğu aldırmadığına göre "dindardır" derler. Ama bunu asla siyasi iradeye söylemezler. Onların da dini hassasiyeti olduklarını bildikleri için hışmını çekmek istemezler. "Üç çocuğu olmak" da böyledir. Bu mesele ilginçtir. Fransız bilim insanları tarafından ortaya konulmuştur ki iki çocuk, sosyal yapıda anne ve babasının yerini doldurur. Üçüncü çocuk ise diğer erken ölümlerle eksilen nüfusu dengeler. Yani bize üç çocuk tavsiye edenlerin kendi fehmetmeleri değildir. İşte bu tavsiyeye "ancak dini hassasiyeti olanlar uyar" şeklindeki bir yorumla binlerce garibanın başını yaktılar. Digitürk aboneliği de bir kriterdir. "Hakkında Fetö'den işlem yapılmış yakını olmak" da bir maddedir. Fakat Cihat Yaycı, bundan dolayı asla bir takibata uğramamıştır. Eniştesi (kız kardeşinin kocası) eski Sahil Güvenlik Komutanı'dır. Darbeden yargılanmıştır. Suçlu olup olmadığını yüce Türk adaleti bilir. Ben de kızkardeşimin kocasından, ağabeyimden dolayı takibata uğradım ve sırf bu sebeplerden TSK'dan ihraç edildim. Kolordu Komutanımız Korgeneral Mehmet Daysal;"birden fazla kardeş hakkında Fetö'den işlem yapıldı ise biz o subayın etrafının sarılmış olduğunu değerlendiriyoruz" demişti. Fakat işin ilginç tarafı şu etrafı kuşatılanlar senden ise bir problem yok. Bunun örnekleri ortada: Mehmet-Şaban Dişli kardeşler, Bekir-Mehmet Pakdemirli kardeşler vb… Onun hakkında da eniştesinden dolayı takibat yapıldı mı acaba? Kendi bulduğu Fetömetre'ye göre… 15 Temmuz sonrası; yediden yetmişe herkesin Fetö'cü olmadığına dair yemin edebileceği, darbe girişiminde dahli olmadığına dair uçan kuşların bile lehine şahitlik edebileceği Harp Akademileri Kurmay Başkanı Tümgeneral Nevzat Taşdeler'in (bu arada kendisinden pek de hazzetmem) ile diğer masum subay ve astsubayların demir parmaklıklar ardına gönderilmesindeki maharetini (!) de unutmayalım.

Son fasılda hızla terfi ettirildi, zat-ı muhterem! 29 Temmuz 2016 tarihinde Tümamiralliğe terfiini müteakip, 2016-2017 yılları arasında Dz.K.K.lığı Personel Başkanı görevlerini icra etmiştir. 20 Ağustos 2017 tarihinden itibaren Dz.K.K.lığı Kurmay Başkanı görevine atandı. Ve hızlı yükseliş hızla sona erdi. Önce hakkında bir soruşturmadan dolayı Genelkurmay Başkanlığı emrine alındı. Ve 18 Mayıs 2020 tarihinde istifa etti, aynı gün istifası Milli Savunma Bakanlığınca onaylandı... "

***

Mustafa Şahin'in anlatımları burada bitmiyor elbette. Yaycı'nın görevden bu şekilde alınması elbette şık değil. 4 ay sonra emekli olacak biri için  bunca acele sonuçta mağduriyet doğurdu. Ayrıca Cihat Bey'in istifası ile Nusret ve Atilla amirallerin istifalarını bereraber değerlendirmek elma ile armutları karıştırmak anlamı taşır. Atila Kezek de Nusret Amiral de kuvvet komutanlığını ellerinin tersi ile itmiş, silah arkadaşlarına yapılan huhuksuzluğa isyan etmişlerdir. Yaycı ise zaten emekli olacaktı. Hepsi bu..

Not: Dünkü yazımda yer alan Metin Ataç ismi yerine Özden Örnek olacaktır. Mavi Vatan teriminde Cem Gürdeniz Amiral'i de unutmamak lazım. Düzeltir özür dileriz.

 

dfs-004-001-011-001-001-001-002.jpg

Yazarın Diğer Yazıları