Ne vereyim seçmenime!

Ne vereyim seçmenime!

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Kamuoyuna ilk defa söylüyorum" diye altını çizince hayli dikkat çekti, hatta Millet İttifakı''nı yerle yeksan edecek ani bir çıkış gibi yorumlayanlar da oldu ama yeni bir durum değil Millet İttifakı içinde yeni ittifakların oluşması ihtimali.

Yeni olmadığı gibi ittifakı sonlandırmaya dönük de değil içeriği.

*

Bu ihtimal, Gelecek ve DEVA Partilerinin masaya oturduğu andan itibaren, zaten, muhalif seçmeni küstürmemeye yahut seçmenden gelecek talep doğrultusunda, onun talep ve tercihlerini karşılayacak şekilde pozisyon almaya dönük bir "alternatif" olarak gündemdeydi; seçim yasasında yapılan değişikliklerden sonra iyice güçlendi.

Zira, Karamollaoğlu''nun da izah ettiği üzere, "Eski sistemde, ittifak eden partiler önce tek oymuş gibi ittifaklar arasında bölünüyor sonra milletvekilleri çıkıyor ve milletvekilleri kendi aralarında pay ediliyordu. Şimdi o avantaj kalktı."

*

Bu durumda muhalefet, parlamenter sisteme dönüş konusunda ittifak oluşturan 6 siyasi parti, herhalde birbirlerine dönüp de "Ya seninle, ya sensiz" naraları eşliğinde, uçurumdan aşağı atlamayacaklardı!

İktidarın, seçim yasasındaki değişikliği de içeren torbaya attığı "küçük tatlı sürprizler(!)"e karşı, onlar da yeni stratejiler çalıştı.

*

Ortada resmen işletilmeye başlanan bir seçim takvimi olmadığından henüz oluşturulmuş bir seçim ittifakı da yok. Ancak Saadet Partisi liderinin, "Nasıl ki Demokrat Parti ile İYİ Parti, ''ittifak içinde bir ittifak'' içindelerse; aynısı farklı biçimlerde olabilir" diye işaret ettiği bu çalışma/arayış içinde, hangi parti, hangi partiyle yan yana geldiğinde ne kazanılıyor-ne kaybediliyor, muhtemel bütün matematik hesapları yapılıyor.

Şimdiye kadar tepkileri, geri dönüşü yoklanan çok sayıda varyasyon var.

Misal:

Altı parti arasında, parlamenter sisteme dönmek konusundaki iş birliği ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak tavır geliştirme konusundaki uzlaşının devamı kaydıyla, yani kendi içlerinde anlaşarak, Millet İttifakı parlamento seçimine "CHP-Gelecek Partisi ve DEVA Partisi iş birliği" ve "İYİ Parti-Demokrat Parti-Saadet Partisi iş birliği" şeklinde gidebilir mi?

Bu çeşitlemelerden sadece biri.

Bakılıyor, en uygun korelasyon hangisi…

*

Birkaç hafta önce yaptığımız YouTube yayınında, o dönem İYİ Parti''nin seçim işlerinden sorumlu olan Mehmet Tolga Akalın, seçim yasası değişikliğinin muhalefeti "bölmeye" dönük maddelerini değerlendirirken, iktidarın Dimyat''a pirince giderken elindeki bulgurdan da olabileceğine işaret etmiş ve "Millet İttifakı''nın, hedef birliğini yitirmeksizin esnemesine, kendi içinde çeşitlenmesine yahut anlaşarak ittifak içinde ittifak oluşturmasına fırsat verebilir; böylelikle hem partilerin hareket alanını genişletip hem de seçmene daha rahat tercih alanları açabilir. Daha alternatifli tercihler oluşturması iktidar için kâbus senaryosuna dönüşebilir" demişti.

Karamollaoğlu''nun "kamuoyuna ilk defa söylüyorum" dediği, aslen, Akalın''ın haftalar önce ifade ettiği "Daha alternatifli tercihler oluşturma" girişiminden başka bir şey değil.

Başlıkta ifade ettiğim şekliyle, biraz "Ne vereyim seçmenime" modeli; tepeden inmeci, dayatmacı değil seçmenin siparişine göre pişirilecek belli ki…

*

Ne diyelim…

Darısı Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesine…

Orada da aynı hassasiyetle kulak kabartılır umarım sokaktan yükselen sese!

SORU-YORUM

Türkiye''nin iç barışı, huzuru, asayişi, sınır güvenliği, bazı bölgelerde nüfus değişimi gibi konularda açık ve öncelikli tehdit olduğu aşikâr olan sığınmacılar konusu, hatta tek sığınmacılar da değil satın almak suretiyle vatandaşlık haklarından yararlananlar neden sadece birkaç siyasetçinin "mübalağa"sı yahut "takıntısı"ymış gibi davranılıyor? 

Dil birliğinin bozulması, eğitim birliğinin bozulması, toplu tecavüz geleneğinden gelen grupların gencecik kızlarımızın peşine düşmesi, kendi ülkemizde başımızı sokacak ev, çalışacak iş bulamaz hale gelişimiz, Türkçe konuşulmayan mahalleler, semtler türemiş olması; neticeleri itibarıyla hepimizi ilgilendiren meseleler değil mi?

Hepsini geçtim, "askerlik çağındaki genç erkek kafileleri"nin başrolde oynatılacağı bir çatışma hali "tekil" tehlike mi?

Suriye''de "nüfus yapısı değiştirilen" bölgelerin haline bakın… Ukrayna''ya bakın…

Yazarın Diğer Yazıları