Neyzen Tevfik’i anmak

Hristofyas’tan icazet alan ve Türkiye’ye dil uzatarak Rum’dan alkış, mukavemetçi Kıbrıs Türkünden lanetler devşiren malum takımın yaptıklarını, yazdıklarını gördükçe Neyzen Tevfik’in “Be Hey Dürzü” diye başlayan şiiri aklıma gelir.
İşgaldeki hali sakın unutma,
Atatürk’e dil uzatma şerefsiz,
Sen anandan yine çıkardın ama,
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz!
Dörtlüklerdeki “Atatürk” kelimesinin yerine “Türkiye’ye” veya “Türk askerine”  kelimelerini koyarak okunduğunda şiir cuk oturuyor. Mesele, bizdeki “dürzülerin”  bundan bir ders alıp almayacaklarındadır.
Biz yine bildiğimizi okuyalım.
Bildiğimiz nedir?
Bildiğimiz, 1825’lerden bu güne Rum tarafının Kilsesi ve okulları ile, Komunist partisi AKEL dahil siyasi tüm partileri ile Kıbrıs’ı Helenlerin adası yapmak siyasetini güttüğüdür. Bundan vazgeçmedikleridir. Gayri meşru  “Kıbrıs Hükümeti”   sahtekarlığı ile elde ettikleri AB üyeliğini Enosis’in tahakkuku olarak gördükleridir; Hristofyas’ın  “Makarios’un izindeyim”  beyanatıdır; Makarios’un “Kıbrıs’ta Girit Modelini uygulamaktayım” dediğidir; ve yine Hristofyas’ın “BM kararları altında, AB normlarının uygulanacağı bir ortamda, 1960 anayasasını tadil ederek; sözde iki kesimli (uygulanabilirliği olmayan) bir federasyonu “Türk askerinden ve garantilerden kurtulmak için” kabul ettiğidir.
Bizdeki ” barışçı ağalar “ gözleri kapalı Rum’un bu siyasetini desteklemektedirler. Hristofyas, bunlardan aldığı cesaretle, dünyaya “Siyasetim, Türkiye’yi adadan çıkarmak ve Kıbrıs Türkleri ile Türkiye arasındaki bağları koparmaktır” diyor. Bu ağalar da, sanki hepimiz adına, Türkiye’ye, Türk askerine hiç utanmadan saldırıp Rum karşıtlarından alkış ve takdir toplamaktadırlar. Halkımızın reaksiyonuna ve öfkesine bakmaksızın, Rumlara mesaj veriyorlar: Mücadeleye devam edeceğiz.
Rum basını memnun. Rum liderliği bu kendini bilmezlerin söylediklerini her tarafa “Kıbrıslı Türkler işgalden kurtulmak istiyor” diye yaymakta.
İşte bu nedenle Neyzen Tevfik’i anıyor ve meşhur dörtlüğünü günümüze uygun şekle getirip bir kez daha yayınlıyoruz:
Atlılar’ı, Muratağa’yı, Sandallar’ı, Taşkent’i unutma,
Anavatanıma dil uzatma şerefsiz
Sen anandan yine çıkardın ama
Toplu mezarda Baban kimdir
bilmeden, ey şerefsiz.

Yazarın Diğer Yazıları