​​​​​​​"Operasyonu desteklersem, AK Partili mi olurum?"

Kampüslerde Öcalan posterleri açılırken bıyık altından gülümseyenler; terör örgütü, çocukları, bebekleri öldürüp, şehirlerde bomba patlatırken ortalarda yoktular.

Hendekler açılıp, polislerimiz, askerlerimiz şehit edilirken seslerini çıkarmayanlar, ne zaman güvenlik güçleri harekete geçse bildiriler hazırlayıp, insan haklarını hatırlatırlar…

Güruh aynı, düşünceler aynı, yöntemler aynı…

Yıllardır ertelenen, yıllardır yapılması gereken askeri operasyon başladıktan sonra tek ses oldular.

Ordumuz hakkında yalan dolan haberler, Suriye ordusu hakkında "harekete geçiyor, çatışacaklar" manipülasyonları…

Bunların hepsini tanıyoruz, bunların hepsini çok iyi biliyoruz.

Eğer Afrin'de, El Bab'ta bu korku korosuna kapılsaydık, bugün memleketin birçok yerinde PKK saldırılarıyla karşılaşıyor olacaktık.

Terörün adını koymamız gerekiyor.

Bunların insanlıkla, insaniyetle, insan haklarıyla alakası yok.

Bunların demokrasiyle, medeniyetle, kanunla alakası yok.

Bunlar, her vücudun ürettiği mikroplar gibi türeyen ve tekrarlayan hücreler.

Türkiye için de her zaman bu mikrop tehdidi sürüyor.

Bugün, terör örgütüne karşı yapılan operasyon sonrası tek ses olan Arabı, Avrupalısı, Amerikalısı, Ortadoğulusu, benzer birlikteliklerini I. Dünya Savaşı'nda da Türkiye'ye karşı yapmışlardı.

İşte bu Türk düşmanlığı, yıllardır içlerine sinmiş, genetiklerine işlemiş durumda.

Uzaya roket de gönderseler, bilgi çağını sürükleyen işlere de imza atsalar, bu geri kafalılar, Türklük karşısında son derece yobazlar.

Bu ittifaklar, bu düşmanlık PKK gibi örgütleri yaşatan en büyük realitelerden biri.

Evet, ülke içinde ağaları ortadan kaldıracak toprak reformu, bölgesel yatırımlar, altyapı hizmetleri belki eksik kalmış olabilir. Ama bunların hiçbiri binlerce insanın öldürülmesini, köylerin yakılıp, yıkılmasını meşrulaştıramaz.

Suriye'ye operasyonu eleştirenlerle, PKK'ya yapılan her operasyonu eleştirenler aynı gruplar. Sendikası da yazarı da sözde aydını da bu işin içinde.

İçlerinde besledikleri kin Türkiye karşıtı ittifakta bir araya gelmelerine neden oluyor.

Türkiye bugün ambargolarla tehdit ediliyor. Tıpkı Kıbrıs çıkarmasından sonra yaşadıklarımız gibi… Eğer o günkü dirayetli duruş olmasa bugün Kıbrıs Türklüğünden bahsedemeyecektik.

Ama gelin görün ki KKTC Cumhurbaşkanı bile Türklük karşıtı cephede "savaş kötüdür" sözleriyle dolaylı yoldan operasyon eleştirisi yapıyor.

Evet, AK Parti'nin Suriyeli politikaları kötüdür,

Evet, milli ordumuza yapılan operasyonlarda siyasetin aktif rolü olmuştur,

Evet, çözüm sürecinde PYD ele başları İstanbul'da siyasetçilerle fink atıyordu…

Bunların hepsi doğru ve kimsenin itirazı yok.

Ama bugün yapılanlar AK Parti'nin değil, Türk ordusunun işidir. Bunun siyasi iradesini ortaya koyan AK Parti'yi eleştirebilir, yaptıklarına katılmayabilirsiniz. Lakin işi Mehmetçik noktasına taşıyamazsınız.

Türk Silahlı Kuvvetleri büyük bir kültürel mirasın, fetih geleneğinin, düzenli ordu sisteminin çağlar boyu süregelen alışkanlıklarının sonucunda şekillenmiştir.

Bu gerçeği; siyasetle, siyasetçilerle, günlük siyasi politikalarla görmezden gelemeyiz.

En önemlisi de Türk ordusu eşittir AK Parti ya da bir başka parti değildir.

15 Temmuz'u hepimiz yaşadık. Alçak uçan jetleri, patlamaları, silah seslerini duyduk. Hepimizde bir travma yarattı kabul edelim.

İşte bu travmayı her gün yaşayan bir Mehmetçik gerçeği var karşımızda. Ve onlar için bu bir travma değil, günlük rutin.

Bu kahramanlıktır, bu cesarettir, bu savaş yeteneğidir.

Savaşın, iyisi, kötüsü olmaz… İnsan varlığının olağan koşullar dışında sona ermesi, doğuma yani yaratılışa terstir.

Ancak daha büyük ölümlerin, daha büyük katliamların önüne geçebilmek için yapılanlar doğrudur.

Muhalefeti, iktidarı, STK'sı hepimiz bu süreçte kahramanlarımızla birlikte olmalıyız.

Dezenformasyon, kara propaganda gibi yöntemlerin tam karşısında durmalıyız.

Kahraman ordumuzun tam yanında, onların gönüllerinde olmalıyız. Arkalarına baktıklarında birbiriyle operasyonu tartışan bir toplum değil, onları destekleyen bir kamuoyu görmeliler.

Suriye, Irak ve sınırımızda kim terör hattı kuruyorsa bozulmak, bozulmak ve bozulmak zorundadır.

Dualarımız kahraman Türk ordusuyladır.

 

Yazarın Diğer Yazıları