Orman yangını maden talanı

Orman yangını maden talanı

Paha biçilemez kıymetteki; ormanlarımız, orman canlılarımız, yaşam anılarımızla dolu konutlarımız, yollarımıza, bahçelerimize bizimle birlikte büyüyen ağaçlarımız, camilerimiz, ahırlarımız uçak ve helikopterler sayılarının yetersizliğinden yandı bitti kül oldu.

Evleri yanan ailelere AKP iktidarı "bahşiş" sayılacak kadar utanılacak bir rakamla yardım yapıyor:

- 10.000.- Lira (Yazıyla ON BİN lira)

Yüzbinlerce liralık mal varlıklarını kaybeden bir aileye layık görülen paraya bakar mısınız?

Utanmıyorlar, sıkılmıyorlar, vicdanları sızlamıyor bu rakamı verirken…

Kredi ile borçlandırarak yapacakları evleri için AKP''li Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özeren dedi ki;

- "Evleri kullanılmaz hale gelen vatandaşlarımız için TOKİ 20 yıl ödemeli evler yapacak. Evi çok eski olan vatandaşlar; Keşke bizim de evimiz yansaydı diyecekler…"

Özeren orman ve ev yakmayı özendiren bir zekâya sahip.

Ormanları yok etmek

Ormanlarımızın yok olması konusunda AKP iktidarı döneminden iki çarpıcı rakam vereceğim:

2009-2020 yılları arasında çıkan toplam 29 bin 965 orman yangınında Tarım ve Orman Bakanlığı''nın resmî rakamlarına göre;

- 98 bin 950 hektar orman yandı…

2003-2018 tarihleri arasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından verilen maden ruhsatları sonucunda;

- 124 bin 462 hektar orman talan edildi…

Orman yangınlarına duyarlılık ile büyük tepki gösterirken, maden ruhsatları verilerek talan edilen orman varlıklarımız için neden toplum olarak aynı duyarlılığı aynı tepkiyi göstermiyoruz?

Maden alanları sadece o yörelerde yaşayan vatandaşlarımızın tepkisine yol açıyor ama 84 milyon neden uyuyor?

Galeati Yayınevi''nden çıkan "Altın Ölüm" kitabının yazarı gazeteci kardeşim İbrahim Gündüz ile konuştum.

Gündüz dedi ki;

- "Dumanı çıkan orman katliamlarını yaşarken unutmayalım ki bir de dumanı çıkmayan ve adına altın, nikel, madenciliği denilerek yapılan orman katliamları da yaşanıyor."

Sordum; Devlet altın madenlerinden çok büyük gelir elde ediyor mu?

Gündüz dedi ki;

- "19 yılda siyanürlü altın arama kartellerinin yaklaşık 10 milyar dolar kazandığını buna karşılık devlete sadece 555 milyon dolar kaldı."

Devletimizin, milletimizin doğal kaynakları işte tam da böyle yağmalanıyor.

Aracılar ihalelerden en az yüzde 10 kazanırken, devletimiz altın madenlerinden yüzde 10 bile kazanamıyor…

Orman talanına bir örnek vereyim:

2019 yılı Ağustos ayında Kaz Dağları''nda altın araması için AKP iktidarı tarafından ruhsat verilen Kanadalı şirket tam 347 bin orman ağacını kesti…

Unutmayın ki bu millet de ilk seçimde AKP''nin iktidar yolunu kesecek.

 

BAHAR MADENCİLİK

7 Haziran ve 20 Haziran tarihli köşe yazılarımda Bahar Madencilik şirketi ve sahipleri İhsan Yılmaz ile kardeşi Ejder Yılmaz hakkında gelen bazı iddiaları yansıtmıştım.

Gerek şirket yetkililerinin sundukları belgeler, gerekse kamu yöneticilerinin tarafıma gönderdiği belgeleri dikkatle inceledim.

Bana gelen bilgilerde firma istihbaratının "olumsuz" olduğu ve bazı üst düzey siyasetçilerin rüşvet alarak bu olumsuzluğun "olumlu" yapıldığı iddiaları vardı.

Kaynağıma güvenerek yazılarımı bu beyanlara göre hazırladım. İlk yazım sonrasında firma tarafından gönderilen cevabı da yazımda yayınladım.

Güvendiğim üst düzey bir siyasetçinin gönderdiği belge ve bilgileri bürokrasi açısından da kontrol ettim ki bu iddiaların doğru olmadığı ortaya çıktı.

Aile firması olan Bahar Madencilik Şirketi''nin yaklaşık 50 yıldır kamu ve özel sektörde madencilik alanında çalışmakta olduğu ve yasa dışı hatta etik dışı herhangi bir olumsuzluk yaşamadığına dair belgeleri gördüm.

Ülkemiz için yatırım yapmaya, ülkemiz ekonomisine ve istihdama da katkı sağlamaya devam ettiğini gördüm.

Bu nedenle, haber kaynağımın yanıltması neticesinde, bir yol kazasına uğradım.

Yazılarımda, kişilerle ilgili bazı haksız ithamda bulunduğum için elbette üzüldüm.

Yıllardır savunduğum ve uyguladığım özgür gazetecilik ilkelerimden asla taviz vermeden yazlarımdaki rüşvetle ilgili imada bulunduğum iş insanlarına da siyasetçilere de üzüntülerimi iletmeyi siz okurlarıma da doğru bilgi vermeyi meslek etiği açısından görev sayıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları