Özkan Sümer'den Abdullah Avcı'ya…

80 yıllık dünya hayatını, ben diyeyim "180", siz söyleyin "380" yıllık işleri sığdırdıktan sonra 22 Aralık 2020''de, geri sirayet eden kısmını ahirette tamamlamak üzere aramızdan ayrılan Özkan Sümer''i Sunay Akın''ın muhteşem şefliğinde anarken, tekrar neyi hatırladım bilir misiniz?

O''nun futbol, dahası spor adamlığından öte, Allah''ın "insan" diye yaratıp, "akıl" ile donatıp, "kul" hanesine kayıt ettikten sonra kullansın diye "irade" verdikleri arasında istisna bir has Adem oğlu olduğunu…

Medeniyetin iki değişmez ölçüsünün "okumak ve dinlemek" olduğunu çok iyi bilen ve yaşamını ona göre dizayn eden Trabzonspor''un futbolculuğunu, kaptanlığını, antrenörlüğünü, teknik adamlığını ve de başkanlığına yapmış olan Özkan Sümer''i hatırlatın en muhteşem damga hiç şüphesiz sporda temeli, yani alt yapı gerçeğini Türkiye''ye benimsetmiş olmasıdır.

Ama sakın ola ki Özkan Sümer''i spora ille de futbola takılıp kalmış birisi olarak sanmayın, görmeyin.

Özkan Hoca''dan dinleyip kayıt altına aldıktan sonra belki de yüzlerce kez satırlara konuk ettiğim bir söz var ki, tam tamına "Anlayana sivrisinek saz" türünden…

İşte herkesin kulağına değil, aklına ve düşüncesine küpe olması gereken muhteşem tespit:

"Yöneticinin iyisi işler yolunda giderken, gelecekte nelerin kötü olabileceğini düşünen, tahmin eden ve ona göre tedbirler alandır."

Kendine has tarzı ile her konuda farklılık yaratan Özkan Hoca''nın bir dönem yazarlık yaptığını da hatırlayıp, bunlardan birinden alıntı yaparak rahmetle analım:

"Açıkçası kulüplerin en öncelikli ihtiyacı doğru bilgidir.

Soru şudur: Bu sayın yöneticiler bilmedikleri şeyi yönetme hakkını kendilerinde nasıl görüyorlar?

Cevabı da şudur: Bilmeyen insanların tercihleri ile!"

*

Gelelim Trabzonspor ile Türk futboluna şampiyonluk yaşamaktan öte, kenardan yaptığı müdahalelerle damga vurmayı sürdüren Abdullah Avcı''ya…

Hani şu "Uğurcan gibi tutan ile Cornelius gibi atana" sahip Trabzonspor''da kulübeden sahaya sürdükleri ile "Bir de attıran var" dedirten Abdullah Avcı''ya…

Daha doğrusu, 2-1 kazanılan Altay maçından sonra köşelerinde "Abdullah Avcı hatasını gördü" ya da "AA hatalı kadro ile başladı" diye başlık atarak eleştiri yapanların hedef tahtasına oturttuğu teknik adamın tam tersi doğrularına…

Ezcümle, sonuç ortada Trabzonspor yine kazandığına, hem de bunu AA''nın vakti saati geldiğinde yaptığı müdahalelerle elde ettiğine göre tam doğru yapılmıştır.

Ama olup bitenleri görme yerine, kendilerince ahkâm keserek yazar değilse bile yazan olmaya çalışanların ben diyeyim "eksik", siz söyleyen "hatalı" tespitlerini ne anlamak, ne de anlatabilmek mümkün değildir!

Çünkü AA sanki Bakasetas''ın birinci sınıf futbolcu olduğunu, hakeza Dorukhan''ın da gerektiğinde azami yararı sağladığını bilmiyor, ya da unutmuş da onları kenarda tutmuş.

Daha açıkçası AA, bunların anlatmak istediklerini tabirle ifade edecek olursak, "Hoca adeta kendi ayağına kurşun sıkmaya kalkmış!"

Hiç uzatmaya, evelemeye-gevelemeye, daha doğrusu bu bir kısım zevata olup bitenin doğru mu, yanlış mı olduğunu mukayese yaparak anlatmaya çalışmaya hiç ama hiç gerek yok.

Abdullah Avcı Altay maçında da her müdahaleyi vakti zamanında yapmış, Bakasetas ile Koita''yı işlerini en iyi şekilde vücuda getirecek süreçte sahaya sürmüş ve kazanmayı sağlayan bir numara olmuştur.

Hem de zırnık kadar eksiklik bırakmayıp, hata yapmayarak!

Belge mi gerekiyor?

Altay 1-Trabzonspor 2

Yazarın Diğer Yazıları