Paralel Sao Paulo…

Paralel Sao Paulo…

Ne yapsak?

Çıkarılmasını yahut iptalini istediğimiz yasalar, izlenmesi veya terkini beklediğimiz politikalar konusunda, biz de Sedat Peker''den mi ricacı olsak bundan sonra?

***

Madem ne kamuoyu tepkisini takıyorlar… Ne bilim insanlarının uyarıları umurlarında… Ne muhalefete kulak veriyorlar, ne de bir gün illa ki tecelli edecek olan adaletin ayak seslerine…

Peker iki tivit atsa mesela; "Kanal İstanbul''un etrafındaki araziler…"den girse, ihalelerden çıksa… "Hepsini biliyorum…", "Hepinizi tedavi edeceğim…" derken, iki sinir ucuna dokunsa… Şöyle üç beş kişiyi, sırtını dayadığı o rahat koltuklarından zıplatsa…

Umut fakirin ekmeği; olur mu olur!

Bir bakmışsınız, "Ne kanalı yahu, şaka yaptım şaka yaptım milletimmmm!…" demeye başlamışlar üç güne!

***

Yahut, "haram saltanatları"nı azıcık daha ifşa etse birilerinin ve faili "sistem" olarak ilan etse!.. Yozlaşmayı; kuvvetler ayrılığının uygulanamamasına, denetimsizlikten kaynaklanan "meydanı boş bulan" enflasyonuna mal etse…

Hooop…

İki gün sonra; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi''ne güle güle!

***

Peker''in, "uyuşturucu ticareti" kovanına çomak sokmasını takiben memleketin dört bir yanından, üst üste "uyuşturucu operasyonu" haberleri gelmeye başladığına, Tosuncuk''la alakalı "konum bildir" tuşuna basmasının hemen ardından, her nasılsa üç yıldır bir türlü yakalanamayan dolandırıcılık zanlısı "hür iradesiyle" ve Peker''i yalanlayacak şekilde, onun işaret ettiği Belarus''tan okyanus aşırı bir adreste teslim olmaya karar verdiğine göre çok da beyhude bir düşünce değildir herhalde!

Zira, öyle anlaşılıyor ki, şu ara, en azından bazı iktidar mensuplarının tek stratejisi "Peker etkisini kırmak" üzerine.

Eh, fena mı olur bu süreç vatanın, milletin hayrına işlere de vesile olsa!

***

İşin nüktesi bir yana; size de biraz garip gelmedi mi bu "teslim olma"?

Hazıra dağ dayanmaz; 520 bin 312 insana oynatıp da, 132 bin 222''sinin parasını -amiyane tabirle- çarptığı Çiftlikbank''tan kaçırabildiği yüzlerce milyon bitmiş olabilir bitmesine de;

Zamanlama manidar…

Tosuncuk''un hali tavrı bir tuhaf…

Teslim olma kararı almış birinden beklenen asgari iç huzur şöyle dursun, kafasına silah dayanmış gibi bir tedirginlik içinde değil miydi, kekeleye kekeleye, güç bela ve beti benzi atık halde okurken önüne "konduğu" aşikar metni?

Sonra…

Bir insan teslim olacağını açıklarken, neden bu kararı "kendi hür iradesiyle aldığını" vurgulama lüzumu hisseder ki?

Eğer, iradesi üzerinde tahakküm kurmuş birileri yoksa!…

Tosuncuk''un hem o dolandırıcılık çarkını kurar ve işletirken, hem de sonrasında yurt dışına kaçma ve bugüne kadar bir eli yağda bir eli balda olarak yaşama sürecinde tahakkümü altında olduğu yahut hamiliğini yapan birileri varsa da, onları güya korumaya, olayın dışında bırakmaya çalışırken tam da merkezine yerleştirmiş olmuyor mu, örtülü bir itirafı andıran bu cümleyle?

***

Bu arada…

Teslim olduğu söylenen Sao Paulo''da hava kaç derece Allah aşkına?

İsilik dökecek çocuk; sanırsın tropikal iklimdeki Brezilya''dan değil de yazların bile serin geçtiği Belarus''tan sesleniyordu teslim olacağını duyurdu videosunda!

Sao Paulo paralel mi değiştirdi yoksa?

***

Ama öyle, ama böyle, bir gelsin bakalım da…

Görelim nasıl bir katkı sunacak "gerçeğin bulunması"na!

Uyuşturucuyla yakalanıp da adli kontrolle serbest kaldıktan sonra, ne karakola imza atmaya ne de açılan davada duruşmalara gitmeye tenezzül etmediğini ortaya koyan tertemiz (!) siciliyle bu işlere nasıl girebildiğini…

Türkiye''de piramit satış sistemi yasak olduğu halde ve Bursa Cumhuriyet Savcılığı''nın şüphesi üzerine, maliye uzmanları daha işin başında  "dolandırıcılık olabileceği hususu"na dikkat çektiği halde nasıl döndürebildi çarkını onca süre?

Sonra, neden "akp1453@hotmail.com" gibi bir e-posta kullanma lüzumu duydu bazı iştirakleri?

Sonun başlangıcı "Bitcoin" işine girmesi miydi?

 

SORU-YORUM

Başta gazeteciler olmak üzere çoğu vatandaş için adliyeler "Allah düşürmesin"lik yerler haline gelmişken, haksız tutuklamalar, hukuksuz yargılamalar ve cezaya dönüşen uzun tutukluluk süreleri ciddi tartışma konularıyken, özellikle "dolandırıcılık" nevi suçlarla anılan kişiler için yargı sistemimizi bu kadar cazip kılan ne ola ki, iş hakim karşısına çıkmaya gelince "ille de vatanım" diye, arkalarına bakmadan kaçtıkları Türkiye''ye dönmek istiyorlar böyle ?

Yazarın Diğer Yazıları