Parti devletinde böyle!

İnönü Üniversitesi'nden Prof. Dr. Erhan Aydın'ın evdeşi Uygur lehçesi dersi veren Mihriban Hanım Urumçi'de alıkonuldu. Mihriban Hanım Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşı. Annesini ziyaret etmek için Urumçi'ye gitmişti. Mahallî yetkililer sorgulamışlar, gelişine ve gitmek isteyişine bir sebep aramışlar. Kanunen bir problem yok hâlbuki...

Prof. Dr. Erhan Aydın'ın dün vermeye başladığı bilgilerin devamını okuyalım:

"2013 yılında eşim Mihriban Hanım ile tanıştık ve Çin yasalarına göre Pekin'de evlendik. Ardından Pekin'deki Türkiye Büyükelçiliği'nde evliliğimiz Türkiye yasalarına göre de onaylandı. Böylece her iki ülkenin yasalarına göre evliyiz.

Çin'de çok güzel işler yaptık, eşim de ben de siyasî işlerden uzak durduk. Çünkü siyasî işlerin neredeyse tamamının Çin aleyhindeki devletlerin desteğine sahip olduğunu bildiğimiz için bu oluşumlarla temas içinde olmadık. Esasen Çin devletine kırgınlığım bu minvaldedir. Çünkü ben güzel işler yaptım, Türkiye-Çin ilişkilerinin daha da gelişmesi için mücadele verdim ama Çin devleti eşimi benden alarak beni ödüllendirmiş oldu! İşte bu yüzden Çin devletine kırgınım. Çünkü eşim âdeta Çin'in Türkiye'deki kültür elçisi gibi çalıştı, çırpındı.

Devletime neden kırgınım? Devletimden 5 ay boyunca türlü yollarla yardım istedim. Pekin'deki Türkiye Büyükelçiliğinden defalarca yardım istedim, hep çocuk avutur gibi cevaplar aldım.

03 Eylül 2018 tarihinde twitter'den yardım dileğim de tamamen devletimden yardım talep etme mahiyetindedir. Çin aleyhinde faaliyet gösteren bazı oluşumlar, bu konudan yararlanıp basın yayın organları ile sosyal medyada türlü haberler yaptılar. 05 Eylül 2018'de tekrar bir açıklama yaptım, bu açıklamam da şöyledir:

'Basında çıkan haberler, twitter'da yazdıklarımdan alınmıştır. Yalnızca bir yerel gazete ile röportaj yaptım. Başka talepleri kabul etmedim. Türkiye-Çin arasındaki ilişkilere zarar verecek oluşumlar içinde yer almadım, almayacağım. Devletimin itibarı her şeyden önemlidir. Saygılarımla.'

Eşimin dönüşünü zora sokan yerel güvenlik makamlarında bulunan sorumsuz kişilerdir. Bu kişilerin yetki sınırını aşarak gerekli evrakları imzalamaktan çekindikleri ve imzalamak istemediklerini öğrendim. Hatta bu kişilerin adlarını Çin'in Ankara Büyükelçiliği ile paylaşarak 'iki ülke arasındaki ilişkilerin sorumsuz memurlar tarafından baltalanmak istendiğini' anlattım.

Sonuç itibarıyla ben hiçbir çalışmamda Doğu Türkistan tabirini bile kullanmamışken hatta Xinjiang dediğim için birçok meslektaşımdan eleştiri ve kınama aldığım hâlde Çin devletinin bundan habersiz olmasını anlamıyorum. Ben esasen Çin devletine kırgınım, çünkü ben de eşim de bunları hak etmedik."

Parti devletlerinde alt seviyedeki yetkililer işgüzarlık ederler. Maksatları yukarıya yaranmaktır. Mihriban Hanım'ın durumuna şimdi Pekin vâkıf ve "Olur mu böyle şey! Türkiye ile ilişkilerimizi mi bozmak istiyorlar! Kimmiş bu evrakları imzalamayanlar?!" soruşturmasına başlanmış.

Hep derim... Parti devleti böyle bir şey. Bizde de ne kadar çok "işgüzar" var, değil mi! Suçlu-suçsuz ayırt edilmesine lüzum görülmüyor.

Dr. Mihriban Aydın beş aylık mecburi ikametten sonra -muhtemelen- evine dönecek. Ya çektiği sıkıntılar, üzüntüler? Telafisi  mümkün mü?!

Prof. Dr. Erhan Aydın'ın eski Türk diline dair önemli eserleri var. Başka gün bahsederim.

Yazarın Diğer Yazıları