Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Sağlık çalışanları...

 Türkiyemiz ile beraber dünya bu virüs yüzünden özlediğimiz "Normal" günlere geri dönmeyeceğimiz gerçeği ile yüzleşmemizi de sağlayacak.  "Hiç bir şey artık Corona öncesi gibi olmayacak" teşhisi tarihe geçecek. Corona'nın bizlerin eğitimi ile ilgili ciddi vesile olduğunu da itiraf etmek durumundayız. Bu tarihi günlerde "Sağlık çalışanları"nın da kıymetini anlamış olduk. Peki bu sağlık çalışanları kim? 200 binin biraz üzerinde "Doktor" kadromuz var. Hemşirelerimizin sayısı da 230 bin civarında. Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca'nın deyimi ile "Bir milyon sağlık çalışanı ordu"muz var. Doktor ve hemşirelerin dışındaki "Sağlık ordusu"nda kimler var. "Sağlık ordusu" demek, sağlık kuruluşlarının bahçesine adım attığımız anda başlar... Sağlık Ocağı, Aile hekimliği ya da özel hastahaneler ile semt ve şehir hastahanelerine gitmek isteyen, anayasanın "Sosyal devlet" anlayışına göre müracaat edecek vatandaşımızı önce "Güvenlik görevlisi" karşılar. İlk temas burada başlar. Bahçeden girip; polikinlik ya da acile girerken "Kayıt" için bir memur ile karşılaşırsınız. Kimlik beyanında bulunursunuz. Akabinde ateşinizi, tansiyonunuzu ölçen "Sağlık görevlisi" ile muhatap olursunuz. Görevli hemşire ilk bulgulara göre doktora ön bilgi verir. Hekim ön muayeneden sonra kan, idrar ve diğer tahlilleri ister. Kan-idrar tahlillerini verdiğiniz numuneler labratuara, biolog ve teknisyenlere gönderilir.  Rötgen, Mr, Tomografi gibi taleplerde yine sekreterya, teknisyen ekibiyle muhatap olursunuz. Bu arada hastaya iştirak eden "Görevli" büyük ihtimal "Asgari ücretli temizlik işçisi" ya da "Hasta bakıcı" kadrosunda çalışan emekçidir. Hastahane ya da söz konusu tesisin koridorlarını, odalarını, tuvaleti, banyosu, mutfağı, ameliyathanesi kısacası ortalığı temizleyen "İşçi"ler virüse karşı en fazla muhatap olanlar değil mi? O tesislerin ahçıları, yemek servisi yapmak için hasta odalarına, personelin yemekhanelerine giren gariban asgari ücretliler için "Sağlık çalışanı" demeyeceğiz de ne diyeceğiz!.. Sağlık çalışanı derken "İntörn" denilen doktor adayı stajyerlerin yanında, sağlık meslek yüksek okullarının öğrencileri de bu statüdedir. "Usta-Çırak" ilişkisinin kesintisiz sürdüğü en önemli meslek şüphesiz sağlık alanındadır. Doktorlar öğrencilerine, hemşire adaylarına, biologlara, teknisyenlere sabah-akşam "Vizit" esnasında neler öğretir neler... Bu gelenek "Berber"lerde biraz olsun yaşanıyor. Hukuk alanında, mühendislik ve diğer sektörlerde giderek azalıyor.

Sözü uzatmayalım. Corona belası ile tanıştığımızda memleketimizin "Reis"i ile "Sağlık Bakanı", bununla mücadelede "Sağlık çalışanlarına çift maaş vereceğiz" açıklaması yapmıştı. Aradan neredeyse 2 ay geçti. Tek kuruş "Ek ödenek yok!.." Fransa "Sağlık çalışanlarına 1500 Avro ek tazminat" ödeneceğini açıkladı. İtalya, Almanya, İspanya, ABD ve diğer ülkeler bu parayı çatır çatır ödüyor. Çin ve Kore'de aynı bedeli ödüyor. Lakin Türkiye'de bu "Vaad lafta kaldı..." Sadece Ankara Hekimler Birliğinin rakamlarına göre 157 sağlık çalışanı Corona hastası. İstanbul, İzmir, Mersin, Ankara, Kayseri gibi kentlerimizde onlarca doktor Coronadan öldü. Kelimenin tam anlamı ile "Görev şehidi" oldular... Günün belli saatlerinde alkışladığımız, sosyal medya da "Tık"layarak desteklediğimiz sağlık çalışanlarına tüm özverilerine rağmen ödenen tek kuruş yok. Oysa çoluk-çocuklarını göremiyorlar, aileleri ile görüşemiyorlar. Vaatleri bir kenara bıraktık, Sağlık Bakanı, "Çalışanlar için kararı hastahane yöneticileri verecek" gibi ucube bir açıklama yapıyor. Kimileri "Yoğun bakım ünitesinde çalışanlara öncelik tanınacak" gibi açıklama yaparak, AKP iktidarının "Ayrımcılık-ötekileştirme" ilkelerinin öncelik olacağı anlaşılıyor.

Sağlık çalışanı demek sadece "Yoğun bakımdaki enfeksiyon hastalıkları uzmanları ve çalışanları" değil top yekün tüm personelidir. Sağlık tesislerindeki güvenlik görevlisi, doktoru, psikoloğu, psikiyatrisi, sosyoloğu, halkla ilişkiler sorumluları, ahçısı, garsonu, temizlik, büro elemanları, biolog, labront, teknisyen ve adını zikredemediğim tüm personeli "Ordu"nun askerleridir. En azından tümüne "Çift maaş" eklenerek ilk adım atılabilir. Sonrasında "Risk" sıralaması ile düzenleme vicdanları rahatlatacaktır...

Sağlık çalışanları ile beraber, Toplumun gerçek sağlığı için mücadele ederken "Silivri"ye hukuksuzca tıkılan çok değerli meslekdaşlarım, kardeşlerim Barışları, Hülya ve Murat Ağırel'i yürekten selamlıyorum...

 

dfs-004-001-011-001-001.jpg

Yazarın Diğer Yazıları