Senden hoşlanmadım!

Pat gözaltı! Sanıyorsunuz ki, büyük bir operasyon var. Bir de bakmışsınız, gece yarısı "ifadesi alındıktan sonra" serbest!

Madem ifade alacaksın, davet edersin, gelir, ifadesini verir. Türkiye'yi bırakın, dünyayı da ayağa kaldırıyorlar.

Nasıl bir sorgulama,  nasıl bir adalet anlayışı!

Tamam Fethullahçılar yapacağını yaptılar ve siz yoğurdu üflüyorsunuz ama adaletin altı oyuluyor.

İzan!... İnsaf!...

İstanbul Taksim'de Gezi Parkı'nda başlayan olaylarda cana ve mala kastedildi. Çok acı yaşandı.  "Yeşillik" talebiyle başlayan direnme, giderek, sol yıkıcıların organizasyonuna dönüştü.  Üç kişilik örgütler bile meydandaydı.

Basiretli bir idarecinin haklıyı-haksızı çok kolay ayıracağı bir hâdiseydi ama beceremediler. Düşmanlığı, kini öne çıkardılar.

"Kızıl milyarder" diye bir ithal tabir vardır. Komünistin zengini olmaz mantığıyla, çok zenginse ve komünistse "kızıl milyarder" diye adlandırırlar. Bizde de böyle. Millînin dışında her şeye maydanoz olan bir "kızıl milyarderimiz" var. Şimdi mahpus.

Hakkında yazılanları okuyorum, hâlâ iddianamesi meydanda yok. Bir yılı geçiyor. Ne olursa olsun "insan" bu ya! En azılı düşman görsen bile, hedefin insanı kazanmak olmalıdır. Tekrar hatırlatayım Maide suresinin 8. ayetini: "Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın."

Adama itham şöyle: "Gezi Parkı olaylarının yöneticisi ve organizatörü... Gezi hâdiseleri, devleti ve hükûmeti ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye yönelik bir ayaklanmadır... FETÖ/PDY, PKK/KCK, DHKP-C, MLKP gibi tüm terör örgütleri bu gösterilere katılmıştır..."

 "FETÖ/PYD" diyor ama, benim bildiğim, Fethullahçılar o sıra hükûmet safında idi. Ak Parti içinde çok kişi övgüde sınır tanımıyordu. Pensilvanya'ya hava köprüsü kurulmuştu.

17/25 Aralık milât. Bu tarihlerin sonrası desek, o da uymuyor. Aynı yıl içinde, 2013'te, Gezi hâdiseleri. Ama ay olarak, daha önce, mayıs-haziranda.

Diğer harf yığını örgütler, kendilerini gizlemiyorlar, masum halkın tabiî taleplerini nasıl kullandıklarını açık açık ilân ediyorlar. O zaman gittik, gördük ve yazdık.

 "Kızıl Milyarder" nam kişiye PKK/KCK ile işbirliği de ima ediliyor. O örgütleri kuran A. Öcalan. Ve hükûmet edenlerin A. Öcalan'la bir ünsiyeti vardı. Çözüm/çözülme de o tarihlerde idi.

Bu "Kızıl Milyarder" Anadolu Kültür A.Ş. diye bir derneğin başkanıymış. En son bu dernekte faal olanlar ve yöneticilik yapanlar gözaltına alındılar. Biri tutuklandı, diğerleri bırakıldı. Tutuklamanın arkası gelir mi? Yarın, öbür gün belli olur.

Tutuklanan kişinin gazetelerde çıkan tutuklanma kararına bakar mısınız:

"... Gezi protestoları bittikten sonra gerçekleştirilen çeşitli toplantıların organizasyonunda moderatör ve kolaylaştırıcı adı altında görev aldığı... Her ne kadar toplantıların içeriğine ulaşılamamış ve karanlıkta kalan yönleri olsa da iletişimin tespiti tutanaklarında bu toplantıların Gezi'den sonra tekrar sivil itaatsizlik ve şiddetsiz eylem adı altında yeniden çeşitli gösteri ve eylemlerin yapılmasına yönelik birtakım eğitimler ve konuşmalar düzenlendiği kanaatine ulaşıldığı… Bu sebeplerle şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller bulunduğu..."

Bu isnatlarla bir insan tutuklanır mı bilmiyorum!

Yazarın Diğer Yazıları