Sıfırdan ordu inşa etmek

Uzun süredir üzerimde sıkıntı var. Etrafımda, dahlim olmadan meydana gelen gelişmeler ve bunlar hakkında yapılan, kulaktan dolma, tartışma ve açıklamalar. Bunlardan sıkıldım. Milletin, olayları gerçekler yerine, işine geldiği gibi yorumlamasından sıkıldım. Ülkenin, ısrarla ve bile bile, çöküşe, uçuruma doğru yol aldırılışından sıkıldım. Siyasilerin hatalarını başkalarına mal etmesinden sıkıldım. Televizyonlarda, bir şey bilmeyen insanların senaryo yazmasından sıkıldım. Her gün, aynı yalanı dinlemekten sıkıldım. Ülkemi aydınlattığını sanan cehaletin, her yeri karanlığa boğuşuna sıkıldım. Siyasetten, ekonomiden, sosyal palavralardan çok ama çok sıkıldım.

***

Ne diyor lider; "devleti sıfırdan kuracağız." Yani devleti, yönetimleri altında sıfırladıklarını kabul ediyor. Aslında bu laflardan ve ardından gelen gözyaşlarından da sıkıldım ya. Cumhuriyeti, pardon cemahiriyeyi yeniden kuracak. Bir arkadaşım cemahiriyenin ne olduğunu sormuş. Araplar federasyon yapısına cemahiriye diyorlar. Yani cumhurlar birliği demekmiş. Bu sistemde, federal yapılar cumhur ve onların birlikteliği de cemahiriye. Bugüne kadar kurdukları her şey gibi olacaksa anlayın bu kurulmayı.

Neyse sıkılmayı bir kenara bırakıp görevimiz, 'Bal Mahmut'luğa dönelim. (Mesela: darbe neden olmuş, kim darbede ne kahramanlık yapmış, darbeyi nasıl önlemişler falan filan...) Kanıma dokunuyor böyle konuşmalar. Belki farkındasınız ama gene de hatırlatayım. Ağustos ayının ikinci yarısından itibaren siyasi trafik hızlanıyor. ABD Dışişleri Bakanı Kerry geliyor. Genelkurmay Başkanı Akar Washington'a gidiyor. Daha önce de ABD Ortak Kurmay Heyeti Başkanı gelmişti. Dikkat ederseniz ABD Genelkurmay Başkanı demedim, Ortak Kurmay Heyeti Başkanı dedim. Burada darmadağın ettikleri askeri, yeniden yapılandırmaktan söz ederken her şeyde olduğu gibi Amerikan sistemini örnek alacaklarmış. Ama her şeyde olduğu gibi anlattıkları ile Amerikan sistemi arasında dünya kadar fark var.

Mesela ABD'de Deniz, Hava ve Kara Kuvvetleri ayrı bakanlık. Bunların üzerinde de Savunma Bakanı var. Askerde her kuvvetin ayrı bir genelkurmay başkanı bulunur ve bunlar Ortak Kurmay Heyeti denilen komutanın altında birleşir. Bizdeki Genelkurmay Başkanı'nın karşılığı orada "Ortak Kurmay Heyeti Başkanı"dır. Bu havacı, karacı veya denizci olabilir. Asker doğrudan Başkanın veya Bakanın komutası altında değil. Başkan, kendi inisiyatifi ile bir yere saldırır veya asker sevk ederse, en fazla bir ay içinde Kongre'nin (yani Senato ve Meclis) onayını almak zorundadır. Ayrıca hem Başkanın Beyaz Saray'da Ulusal Güvenlik danışmanları hem de bir sivil ve siyasi olmayan bir yetkilinin başkanlığı altında "Ulusal Güvenlik Konseyi" vardır. Bu konsey ülkenin güvenlik politikalarını hazırlar ve Beyaz Saray'a sunar.

***

Askerler, her alışveriş, her silah siparişi ve operasyonları konusunda Senato ve Temsilciler Meclisi'ndeki Silahlı Hizmetler komisyonunda hesap verir. Onların onayı olmadan çöp bile satamazlar, alamazlar. Başkan askeri kuvvetlere atayacağı komutanları da Senato ve Temsilciler Meclisi onayına sunmak zorunda. Komisyon üyelerinden birinin muhalefeti bile (iktidar veya muhalefet fark etmez) bu atamanın gerçekleşmesini önler. Kuvvetlerin başındaki sivil bakanlar, kuvvetlerin kongre ile ilişkilerini düzenler. Operasyonlara falan karışamaz. Bir de her eyaletin federal hükümete ihtiyaç olduğunda vermek zorunda oldukları "Ulusal Muhafız" (National Guard) güçleri vardır. Buradaki askerler, yarı asker yarı sivildir. Yılda belirli süre eğitim yapar, sivil işlerini devam ettirirken çağrılmaları halinde birliklerine katılırlar. 

Bu kuvvetlerin, Pentagon adlı Savunma Bakanlığı binasındaki kozmik odalarına, bırakın mahkeme eliyle sızmayı, CIA ajanları falan bile giremez. Böyle bir şey olursa Pentagon (ABD Savunma Bakanlığı) özel polisi olan güvenlikçiler, çeker vurur. Şimdi ABD koşullarına göre yapılandırılmış bu silahlı kuvvetler yapısını Türkiye'ye getirip uygulamak bence orayı hiç anlamamak, bilmemektir.

Yazarın Diğer Yazıları