Sınırımızda "3. Dünya Savaşı" provaları mı!

Aslında, Suriye'de devam eden saldırıların temelinde 5 ana devlet etkin bir rol oynarken, en az 5 ülke de, gelişmeleri heyecan hatta endişe içinde izliyor.

Her şeyden önce, ABD ve İsrail bir çatı olurken, Rusya hem bölgeyi korkusuzca kolluyor hem de zaman zaman İran ve Türkiye ile ilişkiler kurarak güç toplamaya çalışıyor.

Oysa, Rusya aynı zamanda Suriye'ye yanaştıkça yanaşıyor ve hatta muhtemel "kimyasal silah" iddialarına ve senaryolarına sessiz kalıyor.

Öte yandan Suudi Arabistan, Mısır, Almanya, Fransa ve Hollanda bir gözlemci gibi Orta Doğu'yu izliyor.

En etkin ve önemli faktör devletlerden Çin ise, sessiz sedasız fakat çok temkinli bir şekilde bölgeyi denetim altına alıyor.

Yani anlaşılan, on-on beş ülke Orta Doğu'da baş rollerde görünüyor.

Bu arada Kıbrıs sularındaki gaz paylaşımından Türkiye'ye pay verilmemesine herkes katılıyor.

Son gelişme olarak Irak'ın İran'a Basra'da silahlı girişimleri, yeni bir bölesel çatışmanın sinyallerini veriyor.

İnsanların, ister Müslüman, ister Musevi ister Hristiyan olsun büyük bir tehdit altında olduğu gözleniyor.

Sanki işin sonunda 3. Dünya Savaşı sinyalleri birbirleriyle çatışıyor.

Nereden bakılırsa bakılsın, hem petrol ve doğal gaz gibi maddi gelir, hem de, dini etkinlikler bölgeyi kavuruyor.

Ekonomik kazanımları bir yana bırakırsak, asıl manevi dinsel akımlar dünyayı olduğu gibi Orta Doğu'yu da zaten yıllardan beri etkiliyor.

En büyük çıban başının "Siyonizm" olduğunu kabul ettikten sonra Sünni-Şii anlaşmazlığının da, zaman zaman tehlikeli boyutlara ulaştığı görülüyor.

ABD'nin devşirmesi Evangelistler'in "kıyamet senaryoları", Yeni Dünya Düzeni ve Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi gibi derin çaplı sorunları içeriyor.

"Koyu bir Hristiyanlık anlayışı" görüşüne dayanan bu tehlikeli akımın kurmayları, eski Başkan Bush ve yakın mesai arkadaşlarından oluşuyor.

Gerçi Obama, bütün dinleri tanıdığını belirten konuşmasıyla, Evangelistler'e ilk günlerde cevabı vermiş bulunuyordu.

Dünyanın dört bir yanına yayıldığı öne sürülen Evangelistler, bir yandan ağlarını örerlerken, diğer yandan da gelişen olaylar, gizem perdelerini yırtıyor.

Kötü armağan

Bush döneminin, kötü bir armağanı olan ve Trump'ın zirveye çıkarmak istediği Evangelizm'in bu durumunu muhafaza edip edemeyeceği dünyayı yakından ilgilendiriyor.

Esrarengiz ilişkiler yumağı "Evangelizm"i öğrenenler bile, duyulan dehşeti paylaşıyor.

Gerçekten de, öne sürülen görüşler, günümüz olaylarının izahına ışık tutuyor.

ABD'nin, dünya üzerindeki faaliyetleri ve kurmak istedikleri hâkimiyetin kaynakları "deşifre" ediliyor.

Evangelizm'in enine boyuna incelendiği ve çeşitli olayların yer aldığı çalışmaya göre, dünyanın her yerinde, özellikle İslam ülkelerindeki her "esrarengiz" olayla bir tür büyük tarikat olan örgüt ilişkilendiriliyor.

Nitekim, İran'a bir saldırı yapılırsa, bundan bütün bölgenin etkileneceği, şimdiden ortaya çıkıyor.

Dikkat edilirse, nüfusunun çoğu Müslüman olan ülkeler üzerinde çeşitli "oyunlar" tezgahlanıyor.

ABD'de "Başkanlık Küresel İletişim Dairesi" Amerika içi ve yeryüzündeki bütün psikolojik operasyonların bağlı olduğu tepede bir örgüt durumunda bulunuyor.

Evangelizm, bir "dünya imparatorluğu"nu kapsadığına göre, başvurmayacağı herhangi bir yol kalmıyor.

11 Eylül eyleminden sonra, kimliğini "deşifre" etme gafletinde bulunan George W. Bush, "Amerika'nın kaderi ve görevi"nin insanlığı kurtarmak olduğuna inanıyor.

İşte böyle bir ABD'de, birtakım üst düzeyde insan, kendine ilahi bir kisve vererek dünyaya kâbus gibi çöküyor.

Bugüne gelince Evangelizm'in ABD'deki yeni konumu gerçekten de hem ilgi hem de dehşet uyandırıyor.

Bir tür "derin ve süper güç" olan Evangelizm'in önü kesilemezse, başta ABD olmak üzere tüm dünyanın özellikle İslam aleminin endişesinin giderilmediği veya giderilemeyeceği kanısı tartışılmaya açık gözüküyor.

Böylesine bir atmosfer içinde Orta Doğu'da cereyan eden olayların ne denli tehlikeli olduğu veya olabileceği kendiliğinden anlaşılıyor.

En önemlisi ise, Türkiye'nin böylesine karmakarışık bir ortamda en azından kendisini koruyabilmesi icap ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları