Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Siyasi yancılık da yasaklanacak mı?

Şu corona yüzlerce yıllık kahvehane kültürümüze de son verdi. Aylar sonra kahvehanelerin açılmasını sabırsızlıkla bekleyenler hayal kırıklığına uğradı. Yancılığın yasaklandığı masalarda 4 kişiden fazla oturulmayacak. Yani seyirci yok. Tabi oyun da yasak. Tavla, okey, kağıt oyunları yok. Bir nevi çay ocağı haline dönüştü kahvehanelerimiz.

Bu sütunlardan 4 Mayıs 2018 tarihinde "Yancı" başlıklı yazıdan sonra bir de 25 Ekim 2018'de "Yancı'nın Yol Ayrımı"nı yazmışım. Yüzlerce yıllık gelenek ve yancılığın raconları üzerine fenada döktürmemişim hani.

Ankara'da Kızılay-Yüksel Caddesinde buluşma yerimiz olan Yüksel Kahvehanesine 1 Haziran günü heyecanla gittim. Bizim ekip benden önce maskeleri ile gelip yerini almış. Müyesser Yıldız ile yarım kalan maçı bitiririm sanıyordum. Sebo, Kafkas Ağabey, Şenol Hoca, Soner Ağabey, Gökhan, Renan ve diğer müdavimler özlemiş kahvemizi. Çaylar bir, iki, üç derken konu gelip yine "Yancılık" konusuna kilitlendi. Masa ve sandalyeler arasındaki mesafeye rağmen söz konusu yancılık olunca herkes konuya katkı sağlamaya çalıştı. Oyunsuz, yancısız kahvehanenin tadı olmadığında mutabakata vardık. Lakin bizim müdavimler gazeteci kimliğimiz yüzünden soru yağmuruna tuttular. Kendi adıma savunmadayım. Müyesser salvoları geçiştiriyor derken; "Peki ya bu siyasi yancılık da bitecek mi?" sorusu patladı. "Vizontele" filmindeki Cem Yılmaz'ın; "Zeki Müren'de bizi görecek mi?" espirisi geldi aklıma. Üç günlük seyisliği yok iken televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında, sosyal medya da "Her şeyi bilenler" kadrosu şişkin olduğundan bu takıma girmemiz mümkün değil!..

Kahve kültürüne dair söz edebilirken "Tek adam rejimi" ile değişen siyaset üzerine yorum yapmak da zorlaştı. Kahvemizin müdavimlerinin önemli bölümü: "Reis ne derse o olur!" tesbitinde bulunurken; "Ruh ikizi olan yancınında elinde kozları var. Reis de, O'na muhtaç. Bu adı konmayan ortaklık "2023'e kadar devam eder" diyenlerin sayısı da azımsanmayacak ölçüde. "Memleketin nabzı kahvehane, çay ocağı ve berberlerde atar" diyenler haksız değil. Kimileri şişirse de "Erken seçim yok" diyor bizimkiler. "Seçim yasalarını kendilerine göre değiştirmedikçe, her halukarda kazanan kendisi olmadıkça seçime girmez! Dahası 2023'deki seçimi bile öteler..." yorumu da bu satırların yazarına ait değil.

Corona günlerinin öncesine dönme konusunda vatandaş daha da umutsuz. Öyle "3-5 ay sonra işler yoluna girer" beklentisi iyimserliğin ötesinde. 6 ay ödemesiz kredi borçlarının ilk taksiti Ekim-Kasım da başlıyor. Vatandaşı borçlandırarak suni teneffüs aldıran iktidarın katlanarak borçlandırma politikası denizin bittiğinin de göstergesi.

Corona'nın getirdiği yasakların birazcık yumuşamasından sonra adliyelerde göreve başladı ya. Bizim mesaide hızlanacak gibi görünüyor. Daha ilk gün açılan davalarla ilgili ifadeye çağırıldık... Neymiş efendim "Hedef göstermişiz!" İyi de yazı ve kitap yayınlanalı 2 yılı geçti. Yasaya göre 4 ay içinde dava açılabiliyor. Fakat adamına göre yargı... 7 yıl önceki mesajların arşivi tutuluyor davaları açılıyor. Bizim ki 3-4 yıl olsa ne çıkar. Davacı yandaş, davalı muhalif olduğuna göre beis yok demektir. Bizim açtığımız davaların üzerinden bir yıl geçmesine rağmen ortada iddianame bile yok... "Sevsinler adaletinizi" desek ayıp mı olur? Yeni bir dava daha açılır mı? Bekleyip, göreceğiz.

Reis Bey, 3 aylık aradan sonra başkente teşrif etti. Bürokrasi fena halde endişeli. Siyasi yancılığı yasaklamasa da çok ciddi görev patlaması var... Ki başka yazının konusu olur.

 

dfs-004-001-011-001-001-001-002.jpg

Yazarın Diğer Yazıları