'Sokaktaki Adam'ın bilgeliği!

"Sokaktaki Adam" hepimizin endişesini aktarıyor. "Tüylü Mikrofon" diye bir youTube kanalında yayınlanmış. Yoldaki vatandaşı veya bir "bilen"i sokağa çıkarıp konuşsa dahi yaramıza işaret ediliyor. 

Muhabir "Taksim'deki ezan ıslıklanmasına ne diyorsun?" diye soruyor. "Bilge Vatandaş"ın cevabı:

"Taksim'deki ezan ıslıklama ezan-ı Muhammedî'ye protesto etme diye bir olay yok. Ezandan önce zaten kadınlar eylemlerine devam ediyorlardı. Demokratik haklarını kullanıyorlardı.  Ezan okununca da belki gürültüden duymadılar. Belki de kısmen de olsa, aralarından az bir kişi ıslık da çalmış olabilir, gürültü de yapmış olabilir kasıtlı olarak. Ama bu böyle bile olsa bu ülkeyi yöneten Sayın Cumhurbaşkanımızın 'ezan-ı Muhammedî'yi ıslıkladılar!' deyip insanları birbirine düşürmemesi lâzım. Öyle bile olsa onu kamufle etmesi lâzım.  Öyle bir noktada ki, 'Din elden gidiyor, ezana saygısızlık yapılıyor, camiyi yakıyorlar...'  dediği zaman insanlar ayaklanıyor, karşı tarafı düşman olarak görüyor... Liderlerin bu konuda dikkat etmeleri lâzım.  Dini siyasete alet etmemesi lâzım."

"Bilge vatandaş" sözü tarikatlara getiriyor:

Merdiven altı bir sürü tarikat var. Yarın bunlar meydana çıktığı zaman FETÖ'yü arayacaklar! Çok tehlikeliler. Yarın onlar sokağa çıktığı zaman insanları kesecekler Allah muhafaza. Tarikat demek Allah demek, Kur'ân-ı Kerîm demek, Hz. Muhammed demek. Bitti! Başka bir şey olmaz! İnsanın tarikatı Allah'tır, Hz. Muhammed'dir, Kur'ân-ı Kerîm'dir. Yani din siyasete alet edildiği sürece bu ülke nereye gidecek? Hatırlayalım.  9 Kasım'da Diyanet İşleri Başkanı nereye gitti? Meczubu ziyarete gitti. Kendini tarihçi zanneden, Atatürk'e hakaret eden, 'Keşke Yunan kazansaydı:' diyen şahsı ziyarete gitti.  10 Kasım cuma idi, hutbede Atatürk'ün A'sı geçmedi. Bu ülkenin kurucusuna bu kadar saygısızlık olur mu kardeşim ya?!  Biz Atatürk'ü seviyoruz. Bu ülke seviyor. Sağcısı da seviyor, solcusu da seviyor. Bunu bize kimse unutturamaz. İnsanları birbirine dinî duygularını sömürerek düşürmenin bir anlamı yok ki...

"Bilge vatandaş", "Her konuda terör diyor, pahalı soğanı satanı, pahalı patates satanı terörle suçluyor." dedikten sonra ayrıntıları hatırlatıyor:

"O zaman PKK terörünü hafifletti yani. Silahlı terörü ucuzlattı yani. Bir de etnik gruplardan sürekli bahsediyor. Gidin bakalım Avrupa ülkelerine, medenî ülkelere gidin. Kimse etnik gruptan bahsediyor mu? Sadece herkes Alman vatandaşlığından, İngiliz vatandaşlığından, Fransız vatandaşlığından bahseder. Bizim bakıyorsun çobanından yönetene kadar mezhepleri sayıyor, ırkları sayıyor... Yani ne gerek var?! Türk vatandaşıyız, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Atatürk'ün askerleriyiz. Var mı bunun ilerisi gerisi?! Yok! Ülkemizi seviyoruz, vatanımızı seviyoruz, bayrağımız seviyoruz, hepimiz seviyoruz sağcısıyla solcusuyla.  Yeter ki, yukarıdakiler bizi birbirimize düşürmesinler... Ülkeyi birbirine düşürmenin dindar gençlik, kindar gençlik diyerek bölmenin bir anlamı yok. Din kişiseldir; toplumsal değildir. Herkesin dini kendine.  Hayır da yaparsan sana, şer de yaparsan sana... Ama ahlâk toplumsaldır. Ahlâksız olursan herkesi bozarsın. Hırsız olursan herkesi bozarsın. Devlet malını yersen herkesi bozarsın. Hazineni yersen herkesi bozarsın. Birileri yerken birileri bakarken herkesi bozarsın."

"Yukarı"sı, "Sokaktaki Adam"ı dikkate alır mı dersiniz?!

 

Yazarın Diğer Yazıları