"Sosyolojik türdeşlik" ve ters ittifaklar!

Siyasi partiler ne için kurulur?

Ülke yönetimine talip olmak için değil mi?

Bu, politikanın görünen yüzüdür. Bir de iktidara gelmek gibi hedefi bulunmayan, sadece, kendisine verilen görevleri yapmakla yükümlü olan "devlet partileri" vardır. Bu görev, zamana göre değişebilir. Başlangıçta, iktidar görevi verilmeyen partiler, sonradan, iktidar için kilit partiler haline gelebilir.

Lafın tamamını kimse istemesin!..

***

Türkiye'de siyaset, son dönemde iki ittifak şemsiyesine sığındı. İktidarda olan Cumhur İttifakı, ekonomik ve siyasi krizler dolayısıyla o kadar yıprandı ki iktidar demek olan Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamayacak oranlara düştü. Buna çare olarak muhalefetteki Millet İttifakı'nı oluşturan CHP ve İYİ Parti üzerinde operasyon kurgulamaya çalıştıkları da ayan beyan ortaya çıktı.

Öyle ki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e "Evine dön" çağrısı yaptı. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu daveti, "En makul çizgide bir davettir. Birlik ve beraberliğin tesisine yönelik bir adım olabilir" diye yorumladı.

Derken Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "İYİ Parti'nin dayandığı sosyolojiye bakarsanız AK Parti ve MHP ile iç içedir. Burada daha AK Parti ve MHP'nin içinde olduğu Cumhur İttifakı'na yakın durması çok normal. AK Parti'nin 18 yıllık iktidarında geleneksel birçok pozisyon yer değiştirdi. Şimdi İYİ Parti'nin ayrı bir siyasi hareket olarak ortaya çıkması onun AK Parti ve MHP ile sosyolojik türdeşliğini ortadan kaldırmıyor." dedi.

Kalın, CHP'nin bilgisi dışında bir çıkış yapmaya çalışan Muharrem İnce ile ilgili olarak da "Cumhurbaşkanımız hiç 'CHP karışır iyi olur' modunda değil. Cumhurbaşkanı'nın gündeminde İnce yok. Kendisi de söyledi zaten siyasi parti kurma hakkı vardır. CHP'nin geleneksel sınırlarını aşan bir gayreti oldu. Zannediyorum bunun üzerine bir şeyler bina etmek istiyor kendisi." diye konuştu.

***

Yakın geçmişe baktığımızda, Bahçeli, Akşener'in topladığı ve kazandığı seçimli MHP kurultayını iptal ettirmiş, böylece partinin bölünmesine yol açmıştı.

AKP ve MHP, İYİ Parti'nin seçimlere girmesini önlemeye çalışmış, CHP, 15 milletvekili vererek, seçime katılmasını sağlamıştı.

Erdoğan, 31 Mart yerel seçimleri için Elazığ'da konuşurken, "Hanımefendinin kaçacak deliği de yok. O milletvekili de değil. Onunla hemen hesaplaşacağız. Onun hesabı ağır olacak. Birileri cezaevinde süre dolduruyor, FETÖ'cüler dolduruyor, aynı yolda sen de düşebilirsin" demişti.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Muharrem İnce'ye "Bana bak Muharrem" diye hitap ediyordu. Şimdi ise İnce'nin siyasi parti kurma hakkı olduğunu söylüyor.

***

Merhum Süleyman Demirel'in söylediği gibi, "Dün dündür, bugün bugündür" ama ne pahasına olursa olsun iktidarı korumak kararlılığı, Cumhur İttifakı'nı, "Yok aslında birbirimizden farkımız" demek olan "aynı sosyolojiye dayanıyoruz" kabulüne kadar taşımış oldu.

İşi sosyolojik temele dayandıracaksak, iki temel vardır:

Birincisi, kökleri İttihat ve Terakki Partisi'nde olan cumhuriyetin kuruluş felsefesini, yani Türk kimliğini korumaya ve yüceltmeye dayalı "milliyetçi siyaset", ikincisi ise kökleri Hürriyet ve İtilaf Partisi'nde olan, millet kimliğini ümmet olarak kabul eden "İslâmcı siyaset"tir.

Bu bakımdan, asıl AKP ile MHP ve İYİ Parti arasında sosyolojik uçurum vardır! "Türkiye'nin bütün değerler sistemini altüst eden bu ters orantılı ittifak denklemi nasıl kuruldu?" diye soranlar ise birinci paragrafı yeniden okusun lütfen.

Yazarın Diğer Yazıları