Suriyeliler için ABD ve AB  talimat veriyor!

İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü'nün, İlçe Millî Eğitim Müdürlerine 26 Kasım 2018 tarihinde yazdığı resmî yazıda, Suriyeliler için "İstanbul'da ağırladığımız, yakın gelecekte yurttaşlarımız olacak mülteciler" diye bahsedildiğini bu sütunda gündeme getirmiş ve "Suriyelilerin yakın gelecekte yurttaş olması, yerli ve millî değil, Türkiye'ye dayatılan bir projedir." uyarısını yapmıştım.

Hürriyet'ten Hacer Boyacıoğlu'nun 2017'de yayınlanmış bir haberi de "Kayıt altına alınarak biyometrik kimlik verilen 2 milyon 746 bin Suriyeli'ye, topluma entegrasyonları sağlandıktan sonra Vatandaşlık Kanunu'nda yapılacak bir değişiklikle vatandaşlık hakkı tanınacak!" şeklindeydi.

***

ABD hedefleri doğrultusunda politikalar geliştiren Uluslararası Kriz Grubu ise şimdi de Türkiye'deki Suriyeli kaçkınlarla ilgilenmeye başladı! Şanlıurfa'daki kamplarla ilgili yayınladıkları raporda "Suriyeli gençler için daha etkin entegrasyon politikaları geliştirilmeli." ifadesi kullanıldı

Bu ifade, "Suriyeliler, Türkiye'de kalıcıdır, buna göre tedbir alın" demektir!

Üstelik bir de "yapılması gerekenler" diye liste düzenlemişler:

Henüz kaydı bulunmayanların tespit edilmesini ve hızla sisteme girilmesini, Suriyeli gençler için okullaşma oranının yükseltilmesini, genç kızların istismara açık evliliklere karşı korunmasını, Suriyelilere iş bulunmasını, iş gücü açığı olan illere gönüllü olarak yerleşmelerine imkân sağlanmasını ve tarım işletmeleri ile kooperatifler kurulmasını destekleyecek özel hibeler verilmesini istiyorlar.

Liste uzun ama Suriyelilerin diğer illere yayılmalarını istemeleri ilginç değil mi?

***

Şu işe bakın! ABD, Türkiye'yi de kullanarak Suriye'de iç savaş başlatıyor, terör örgütüne devlet kurdurmak için Suriye topraklarını boşalttırıyor, Türkiye'ye sürülen milyonlarca insana nasıl bakılacağına dair de talimatlar listesi hazırlıyor? Türkiye adına da kimse bu yüzsüzlüklere cevap vermiyor! Aksine söylenenleri programlandığı gibi harfiyen ve resmen yerine getiriyorlar!

* Yurt dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren, Birleşmiş Milletler'deki bir etkinlikte "Türkiye, sınırındaki krize, milyonlarca insanın hayatta kalmasını ve sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlayan 'açık kapı politikası'yla cevap verdi. Amacımız her zaman yaşlı, genç, engelli, kadın, çocuk dahil hiç kimseyi geride bırakmamak oldu." dedi.

* Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı da Türkiye'nin Suriyeli vatandaşlar için "açık kapı politikası" izlediğini bildirdi.

Türkiye, Nasreddin Hoca'nın türbesi gibi... Kapılar ardına kadar açılmış durumda!

* Suriyeliler için Kilis barosunda BM desteğiyle özel eğitim verilen 32 avukat, göreve başladı!

* Hatay'ın Reyhanlı ilçesi, 30 yıl sonra sinema salonuna kavuştu. Sinema salonunda, Suriyeliler için Arapça filmler de gösterilecek! 

* AB tarafından sağlanan finansal destekle "Mültecilerin Özel Sağlık Hizmetlerine Erişiminin Artırılması" programı kapsamında, Relief International tarafından Esenyurt'ta ruh sağlığı merkezi açıldı. Yani parayı, kendi belirledikleri kuruluşa vermişler!

* Sağlık Bakanlığı Sıhhat Projesi İstanbul Koordinatörü Dr. Yavuz Han, ''Türk halkına ne yapılıyorsa mültecilere de aynı uygulamayı yapacak bir sistem kurmaya çalışılıyor'' diye bilgi verdi.

* AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger ise mültecilere yönelik negatif dil kullanımını önlemek için bir proje başlattı. 

***

Kısacası, "Suriyeliler ülkelerine dönecek" diyenler doğruyu söylemiyor.

Fakat Mukaddes Bektaş imzalı bir Twitter mesajında "Suriyeliler bize sığınmadı! Öyle olsaydı, kadın, çocuk yaşlı sığınmacılar ülkenin bir tek yerinde konuşlandırılır, zamanı gelince de geri gönderilirdi. Suriyeliler, ülkenin nüfus yapısının bozulması için bilinçli olarak Türkiye'ye getirildi." deniliyor.

"Getirildi" ne demek?

Vatandaş, ne yapılmak istendiğini artık görüyor ama Türkiye'deki siyasi iktidarın, bu projeye başından beri ortak olduğuna bazıları hâlâ inanmak istemiyor!

Yazarın Diğer Yazıları