Taliban öldürür ileri demokrasi süründürür

Taliban öldürür ileri demokrasi süründürür

Komedyen: Güldürü oyuncusu.

***

Türkiye''nin bu alandaki en ünlü isimlerinden biri Levent Kırca''ydı.

Siyasi hiciv ustasıydı.

Türk televizyon tarihinin fenomenleşmiş programları arasına giren "Olacak O Kadar"da kılığına girmediği, eleştirmediği, taşlamadığı siyasi lider kalmadı; tam 22 yıl!

Bir şey değişti, her şey değişti.

İktidar partisinin grup toplantılarında hedef gösterildi.

"Olacak O Kadar"ı yayınlama kararı alan TV kanalı "frekans" tehdidine uğradı; programı yayından kaldırıldı. Tek o değil 50 kişilik ekibi de işsiz kaldı.

Kırca''nın belki de en sivri dilli skeçlerinin hedefi olan Süleyman Demirel tarafından verilen "Devlet Sanatçısı" unvanı geri alındı.

Hakkında sayısız dava açıldı.

Çektiği filmi yayınlayacak salon bulamadı.

Ölümünden kısa bir süre önce, YENİÇAĞ için yaptığımız söyleşideki "Bu röportajın bile bir faturası var" cümlesi manidardı. O bedeli şöyle açıklamıştı:

-              Tam bir işimiz olacak mesela, ''Abi sen de çok konuşuyorsun ya'' deyip vazgeçecek karşı taraf…

***

Geleneksel Türk Tiyatrosu''nun son efsanesi İsmail Hakkı Dümbüllü''nün "tuluat" simgesi olan fesi Münir Özkul''dan Müjdat Gezen''e geçmişti.

Gezen, hem Türk tiyatrosunun, hem Türk sinemasının emektar isimlerindendi. Sadece sahnede değil sahne arkasında da emek verdi; yazardı, çizerdi, şairdi, eğitimciydi. Ama kalabalıklar onu en çok "güldüren yüzü"yle sevdi;

Darbukatör Baryam''dı, Bekçi Murtaza''ydı, Eşrefpaşalı''ydı, Yedi Kocalı Hürmüz''ün Kadı''sıydı bizim için Gezen.

Öğrenci yetiştirmek için açtığı okulun kapısına mühür vurularak yıldırılmaya çalışıldı.

80''ine merdiven dayamışken adliye koridorlarında süründürülerek susturulmak istendi.

Hollanda''da kanser tedavisi gören kızının yanına gidecekti; yurt dışına çıkışı engellendi.

***

Ortaoyununun sembolü olan ve Kel Hasan Efendi''nin öğrencisi İsmail Dümbüllü''den Münir Özkul''a geçen meşhur kavuğun Özkul''dan sonraki sahibi Ferhan Şensoy''du.

Hangisini sayalım; onlarca kitap yazdı; onlarca oyun yazdı, yönetti, oynadı… Keza sinema filmleri…

Sadece ödüllerini sıralasak gerisini yazmaya yer kalmaz…

Öyle bir yetenekti Şensoy; nerede şimdi?

"Görünmez" hale getirildi.

Resmî olmayan ama aleni bir ambargoya uğruyor yıllardan beri.

***

Zeki-Metince''nin Metin''i.

Devekuşu Kabare''nin kurucuları arasındaydı.

Güldürürken düşündürmeyi hedefleyen yüzlerce skeçte oynadı; tiyatro oyunları, diziler, filmler…

"Devlet Sanatçısı"ydı.

Herkesi aynı derecede katıla katıla güldürebilmiş midir bilemem. Ama öyle böyle hemen hepimizin yüzüne bir tebessüm kondurmuşluğu vardı.

80 yaşında, demokrasiyi savunmakla suçlandı!

***

Geçenlerde vefat eden ve arkasından "yeteneğine" methiye düzmeyenin kalmadığı tiyatrocu Turgay Yıldız

Sosyal medya olmasa belki çıkacak sahne bulamayacaktı.

O da, başının üstünde her dem "dava" kılıcı sallanan sanatçılarımızdandı.

***

Taliban, Afgan komedyen Khasha (Nazar Mohammad)''yı katletmiş; "Güldürmek haram" diye…

***

Çok şükür, en ufak bir ortak noktamız yok Taliban inancıyla.

Biz öldürmüyor süründürüyoruz sadece!

O da güldürdüğü değil düşündüğü/düşündürdüğü için sair ekseriyetle!

Zira, düşündürmediği sürece her türlü cinsiyetçi, sapkın göndermeye, seviyesi bel altını geçmeyen sözde espriye, küfre, bayağılığa, geğirtiye, gaz çıkarmaya filan gülmek helal(!) bize…

Kadınlarınki kahkahasız olsun yeter!

 

TALİBAN DA BÖYLE KURULMADI MI?

Bu ara olimpiyatlar dışında bir şey izlemediğimden, televizyonlardaki tartışma programlarında dikkat çekildi mi bilmiyorum ama yazılı analizlerde hiç denk gelmedim.

Madem ki, Türkiye''nin Afganistan''da üstlenmeye hazırlandığı yeni rol ve bu sebeple karşı karşıya kalacağı Taliban tehdidi ile Afgan mülteciler, "yabancı terörist/savaşçı(!)/paralı askerler"in yol açacağı tehlikeleri aynı gündem başlığı altında tartışıyoruz, Taliban''ın nasıl ve kimler tarafından kurulduğunu üzerine basa basa, tekrar tekrar vurgulamamız gerekmez mi?

Zira Taliban da bizatihi bir "mülteci örgütlenmesi"!

Ortada, nihayetinde "savaştan kaçan mülteciler" tarafından kurulmuş Taliban gibi bir terör yapılanması varken, Türkiye''nin, "savaştan kaçan mülteciler"in yol açabileceği terör tehdidine dair endişeye kapılmak için daha somut bir delile ihtiyacı var mı?

Dün Pakistan medreselerinde yetişen Peştunlar nasıl Afganistan''ın kâbusuna dönüştüyse, bugün de Afganistan medreselerinde yetişen aidiyeti tartışmalı "genç erkekler" Türkiye''nin kâbusu haline gelemezler mi? Gelmeyeceklerine dair bir garanti belgesiyle mi giriyorlar sınırımızdan içeri?

Yazarın Diğer Yazıları