Taş, kağıt, makas

İsrail''in -bir kere daha- Mescid-i Aksa''yı hedef alması üzerine, Türkiye''nin, İsrail''le uzun süredir diplomatik ilişki kurmadığıyla övünen yazılarla bezendi iktidar yanlısı medya.
Kendine bir kahramanlık atfetme, bir böbürlenme, gururlanma;
Hiçbir Arap ülkesinde barınamayan Hamas yöneticilerini Türkiye koruyup kolluyormuş da…
Bütün Arap ülkelerinin anlaşma kuyruğuna girdiği İsrail''e, bir tek Türkiye yüz vermiyormuş da…
Bizimki densizlik işte, hâlâ "kınama" tepkisini yetersiz yahut "sözde" bulan kadir kıymet bilmezler var aramızda!
***
Bu kendini "Filistin fatihi varsayma" haline en güzel cevabı, bizatihi "o mahalle"nin çocuğu olan, kendi deyimiyle "Kudüs diye diye, Filistin, Filistin diye diye ihtiyarlayan" Yusuf Ziya Cömert verdi dünkü Karar''da;
"Marşlarımızla, sloganlarımızla, 1967''den beri her gün bir adım, bir adım geriliyoruz.
Kaldı mı gerileyecek yer?
Hey gidi kırmızı çizgilerimiz!
Bizim mahallede bir duvar resmi gördüm. Bir desen var. Üzerine "Kudüs kırmızı çizgimizdir" yazmışlar.
Yahu ne kırmızı çizgisi bu?
Kırmızı çizgin çiğnendiği zaman ne olacak?
Kırmızı çizgin çiğnenmediyse hala, ne zaman çiğnenmiş farz edeceksin?
Paradan ve kudretten başka kırmızı çizgi gözetiliyor mu bu alemde?.."
Sahi, neydi Kudüs siyasal İslam nazarında?
Cömert''in dediği gibi, "Öfke bezlerini çalıştırmak için ara sıra hatırlayıp sonra unutulan tek dozluk kırmızı reçeteli bir ecza" mı?
"Bir hüzün drajesi" mi?
***
Öyle ya, İsrail''in, Filistinli Müslümanları hedef alan ne ilk saldırısı bu, ne de son olacak. İşlenen insanlık suçu tam 54 yaşında. Ve Filistin''in en kudretli hamisi olma iddiasındaki Türkiye''de, bu 54 yılın 19''unda AK Parti vardı iktidarda.
İnanmazsınız, onca katliam, hakaret, karşılıklı restleşmenin gölgesinde, iki ülke arasındaki ticaret hacmi katlanarak arttı bu süre zarfında!
***
M-60 tanklarının modernizasyon ihalesini, İsrail firmasına kim verdi? İsrail''in, Filistin''deki o günkü pozisyonu bugünkünden farklı mıydı peki?
Ya, Manavgat sularının İsrail''e pazarlandığı sırada?
Ya, o meşhur Yahudi lobisi American Jewish Congress''in "Cesaret ödülü" kabul edildiği sırada?
Ya Tüpraş hisseleri İsrailli Ofer''e satılırken?
Galataport satılırken?
Kuşadası limanı satılırken?
Tarım ürünlerindeki gümrük vergisini kaldırırken?
İsrail mallarının boykot edilmemesi için genelge yayınlarken?
Gemi veya gemicikler Ceyhan''dan İsrail''e petrol sevkiyatı yaparken
NATO üyesi olmayan İsrail''in kurum içinde kalıcı temsilcilik açmasına dair vetomuzu kaldırırken?
Onca kan revanın göbeğinde, "İş adamlarının önünü açmak için diyalog kanallarını açık tutarken"?
Bütün bunlar olurken, arada bir pikniğe mi uğruyordu İsrail, Filistin''e?
Hepsi bir yana…
ABD''nin, Kudüs''ü, "İsrail''in başkenti" olarak tanıması üzerine başlayan polemikten sonra İsrail, Türkiye''den tarım ürünleri ithalatını durdurma kararı alıp, vatandaşlarına da "Türkiye''ye gitmeyin" çağrısında bulunduğunda bile, İsrail''le imzalanan ikili anlaşmaları iptal edemeyen kimdi? Muhalefet de destek verdiği halde üstelik de!
***
Taş makası, makas kağıdı, kâğıt da taşı yener diye öğretmişlerdi bize oyunu ama "kâğıt" hele bir de rengi yeşil olursa ne kan, ne kin, hiçbir şey tanımıyor; önüne ne çıkarsa sarıp sarmalayarak, yiyor, yutuyor, yeniyor galiba.
 
İnandınız mı sahi?
 
Denktaş''ın kim, TMT''nin de ne olduğunu bilenler, Bir Zamanlar Kıbrıs''ın ilk bölümünden itibaren fark etmişlerdi o "celladına aşk" halini. Sampson''a, başına silah dayattırmalarını beklemeye lüzum yoktu fark edebilmek için. Çok sevdiğim bir dostumun tanımıyla "Denktaş''ın hukukçu, lider ve efsane bir mücahit değil de, cemaatte yetişmiş ezik, ağlak, beceriksiz bir şakirt gibi gösterileceği" en başından belliydi.
Ama tabii bu yöndeki bütün ikaz ve eleştiriler "bir şeyi de beğenmeyen AK Parti muhalifliği"ne verildi.
Neyse ki, KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş''ın eski danışmanı, Başbakanlık eski özel kalem müdürü, Dışişleri Bakanlığı Tanıtma Dairesi eski müdürü Sabahattin İsmail, "Geri zekalı mısınız? Sampson kim ki Denktaş''ın kafasına silah dayayacak?" diye gürledi de, bu vesileyle, iktidarının önemli bir bölümünü Denktaş''la mücadele halinde geçirmiş bir siyasi partinin hükmü altında olup da, Denktaş''ı, hak ettiği şekilde kahramanlaştırabilmenin mümkün olamayacağı idrak edilebildi.
 

Yazarın Diğer Yazıları