Trabzonspor zemheriye yakalandı!

Trabzonspor-Alanyaspor maçını izlemek için konumlandığım Akyazı Medical Park Stadı'nın basın tribününde zemheri soğuğuna yakalanacağımı tahmin etmiyordum!
"Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır" diye uyarılmasına rağmen Trabzon'da maçın başlama saati olan 16.00'ya kadar çok soğuk bir hava yoktu.
Ne zaman ki Trabzonspor'un onlar yüzünden TFF'yi FIFA'ya şikayet eylediği hakemlerden Suat Arslanboğa başlama düdüğünü öttürünce hava giderek soğumaya başladı.
Ama soğuk, Akdeniz'in sıcağından gelen Alanyaspor'u değil, Karadeniz'in ılıman havasındaki Trabzonspor'u etkiledi. Hem de ortada ne yağmur, ne kar, ne de rüzgâr olmasına rağmen.
İlk yirmi dakikanın nerede ise tamamı Trabzonspor yarı sahasında geçince hava giderek daha da soğudu ve ilk yarının sonuna doğru da zemheriye dönüşmeye başladı.
Bana da; "Görünen köy kılavuz istemez. İkinci yarı zemheri soğuğunda geçecek. Pandemi sürecinde tekrar kovide yakalanmayayım" diyerek basın tribününü terk edip, evde televizyon başına geçmek düştü.
Nihayetinde de tahmin ettiğim gibi 66'ncı dakikada Mustafa Pektemek'in golü ile Akyazı'ya zemheri soğuğu tam olarak çöktü. Sonrası malum! Trabzonspor dondu kaldı.
Peki; göz göre göre zemherinin geleceği belli iken Abdullah Avcı, Trabzonsporluları üşütmemek için ne gibi tedbir aldı?
***
 İkinci yarıya neden "aynı hamam, aynı tas" diyerek, aynı kadro ile çıktı? Sonra çıktı da ne oldu?
Sanırım bunun tek cümlelik cevabı Trabzon'da yayınlanan yerel TAKA Gazetesi'nin bir gün sonra birinci sayfadan sürmanşet olarak attığı başlıkta vardı: "Avcı'nın inadı, Trabzonspor'u yarıştan kopardı!"
Her ne kadar gazetenin "yarış" denilenin, kulvardaki şampiyonluk hesabı üzerine kurulmasına katılmıyor olsak da, Abdullah Avcı'nın, "yarıştan kopardı" diye itham edilmesini de göz ardı ediyor değiliz.
Yine aynı gazetenin sürmanşetin üzerine attığı; "Gol yemeden oyuncu değiştirmeyen teknik direktör Avcı, mağlubiyetin baş mimarı oldu" ibaresine de katılmamak mümkün mü?

"Neden?" derseniz, ilk yarıdaki oyuna bağlı gidişat, bu kadro ve bu kafa ile ikinci yarının çok iyi olmayacağını, Trabzonspor'un buz gibi soğuyarak zemheriye yakalanacağını gösteriyordu zaten.
Ve de bu durumda Afobe denilen 3. Lig oyuncusundan gol bekleyen... Hastalık sonrası bir türlü toparlanamayan Serkan'ı savunmanın sağında ısrarla tutan…
Dikine oynayan Abdulkadir Parmak yerine Baker'i tercih eden...

"Aklımı başıma, gücü de ayaklarıma toplamak için biraz kenarda tutulmam lazım" dercesine son haftalarını sahada yarar yerine zarar vermekle geçiren Ekuban'dan vazgeçmeyen...
Ve de bu ısrarlarından geri adım atmazken bir de sahadaki oyun ve sonuç ne olursa olsun 65-70'inci dakikaya kadar oyuncu değiştirmeme takıntısını sürdüren teknik direktör Abdullah Avcı...
***
Bu durumda ben diyeyim "mukadderat", siz söyleyin "sonuç" maç bitmeden belli olmuş olmuyor muydu?
İster istemez bu durumda biraz teknik adamlığa soyunup; "Trabzonspor ikinci yarıya kulübeden en az 2 takviye alıp, saha içindeki düzende de bazı değişiklikler yaparak başlamalı idi" demek zorunda kalıyoruz!
Bir de böyle bir tablo ile sahada yer alan Trabzonspor'un karşısında eksiklerine rağmen ilk 11'de 7 Türk futbolcusuna yer veren Çağdaş Atan'ın Alanyaspor'unun başarılı ve galibiyeti hak eden oyunu var ki, zaten skoru da bu görüntü sağladı.
Alanyaspor karşısında alınan 3-1'lik mağlubiyetin "Trabzonspor'un bu kadrosuna hiç yakışmadı" diye düşünen sakın olmasın...
Abdullah Avcı'ya bu mağlubiyetin ardından, yukarıda ifade ettiğimiz bu maça mahsus hatalardan dolayı asla saldırılmasın...
Çünkü Trabzonspor bu hâl ve kadro ile olması gereken yerin çok ama çok üzerindedir. Bu üzerinde olmada da Abdullah Avcı'nın gelişi ile yaşanan toparlanmanın etkisi büyüktür.
Onun için, Alanyaspor karşısında zemheri soğuğuna yakalanılsa da Trabzonspor genel anlamda başarısız değildir.
Sezon başındaki yanlış transferler, yıkıma sebep olan Newton tercihini yapanların hatalarından ancak bu kadar sıyrılma olunabildi, olunabiliyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları