Trabzonspor'u Trabzon durdurdu!

Hiç kimse kendini öteye beriye atmasın!

Hele hele, sosyal medyada olduğu gibi suçu ve suçluyu başkalarında aramasın. İlle de "öküzün altında buzağı var" demesin!

Süper Lig'in pandemi devresine lider giren Trabzonspor, son 3 haftada 4 puan geride kalmasının sebebinin tamamını tepeden tırnağa kendin de arasın!

Zaten, üzerine düşeni lâyıkı ve hakkıyla yerine getirmedikten sonra suçu ve suçluyu başka yerlerde aramak bana göre ahmaklıktan başka bir şey de değildir!

Bunun için de şairin dediği gibi; "Gidip de yorulma sen uzaklara. Sen seni gel kendi içinde ara" olmak yeter de artar bile!

Ben diyeyim "tüm insanlar", siz söyleyin "Trabzonsporlular", Ziya Paşa'nın;

"Hafıza-ı beşer nisyan ile mamuldür" dediği gibi olsa da sırasıyla Alanyaspor, Ankaragücü, Galatasaray ve Antalyaspor maçları yakın tarihli olduğu için hemen akla getirilip, kendi kendilerine neler eylediklerini tespit için değerlendirebilir.

***

Mesela, son Antalyaspor maçına bakalım mı?

VAR hakeminin kararı ile 2 gol atan Sosa, maçın yıldızı (!) olduğu için ondan dem vuralım. Her topu alışında (ki topu her alan geride bile olsa, (takımın lideri ya!) onu arayıp teslim ediyorlar) süratli bir şekilde rakip yarı sahası üzerinden kaleye giderek oyunu hızlandırması gerekirken Sosa ne yaptı? Kendine teslim edilen topa önce bir bastı, sibobunu aradı! Sonra kafayı kaldırıp etrafı bir kolaçan etti! Rakibin savunmaya dönmesine imkân sağlayacak zamanı tanıdı. Zaman zaman da yan pas yaparak bunu sağladı. Sonuç ortada. Kaleye 11 metreden karşıda kıpırdamasına bile müsaade edilmeyen kaleciden başka kimse olmadığı sırada yaptığı vuruşlardan "en verimli sezonu" diye kayıt altına aldırdığı 2 gol hariç, tek müspet hareket yok! Bakıyorum da, sanırım gol attı diye yorumculardan da iki satır, iki kelâm bile, o da yok!

Ondan fayda yok da, Galatasaray maçında adeta döktüren Kamil Ahmet'i kulübeye oturtan Pereria'dan var mıydı? Pardon Kamil Ahmet'i kulübeye Pereria oturtmamıştı!

Peki, maç 2-1 Trabzonspor'un üstünlüğü ile devam ederken "geliyorum" diye bas bas bağıran sıkıntıyı çözmek için, her hareketini "Ben sakatım" dercesine yapan Nwakaeme'yi sahaya sürüp takımı adeta 10 kişi bırakmak neyin nesi idi?

Hadi bari bugün biraz daha fazla teknik direktör olup, geçmişte yapılan ve de faydası da görülen biz dizilişten de söz edip, "neden böyle yapmadınız" diye de soralım.

***

Defansın göbeğinde Campi, Da Costa, Hüseyin, Hosseini dörtlüsünden bir türlü rakibi durduracak bir ikili oluşturamadık. Olmadı. Ama geçmişte bir ikili oluşturup, önlerine de tam olsun diye Hosseini'nin konulduğu işe yarayan maçlar olmadı mı? Oldu! "Yani 2 kişi ile beceremiyoruz 3'lü olsun" denemez miydi? Denmedi!

Ankaragücü felaketinin ardından hafızalarda yer eden Galatasaray galibiyeti bir önceki maçı Trabzonsporlu futbolcuların ve teknik heyetin ibret almasını unutturmuş olacak ki, sahada elle tutulur tek bir futbolcu değil, oyuncu bile yoktu!

Eee, suçlayacak hakem de yok! İki de bir "Hakemi etkiledi" diye itham edilen dışardaki güçler de!

Siz şampiyonluğa oynarken, öne geçtiğiniz maçlarda 24 puan kaybedecek ondan sonra "oydu, buydu" diyeceksiniz!

Hiç uzatmaya, evelemeye gevelemeye gerek yok!

Gereğini yerine getirmeyip, kendi işini kendin yapmayıp, ya da hesabı yanlış üzerine kurar, sonra da sahanın dışındaki işlerle fazlası ile meşgul olursanız, olacağı budur.

Boşuna değil; "yanlış tartı ile doğru mal satılamaz" denmesi!

Boşuna değil Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'nin asırlar öncesinden, "Her ne arar isen kendinde ara" diyerek, bize de bugün için; "Rakipte, hakemde, gökselde değildir" diye söyletmesi!

Yazarın Diğer Yazıları