TRAFİKTE ÇEKİCİ TERÖRÜ (3)

TRAFİKTE ÇEKİCİ TERÖRÜ (3)
Vakfın bütçe açığını çekiciler kapatıyor!

cekici3.jpg

Trafik Vakfı harcamalarının büyük bir bölümü, park edilmiş araçların çekilmesi ve otoparkların işletilmesinden elde edilen gelirle karşılanıyor. Dolayısıyla vakfın açığını kapatmak için mümkün olduğu kadar çok araç çekiliyor

Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyükşehirlerde araç sahibi vatandaşlar park sorunu ve aracının çekilmesi korkusu nedeniyle bir çok yere toplu taşıma araçlarını kullanarak gitmeye başladı. Vatandaşlara göre trafik polisi ile birlikte çalışan İstanbul ve Ankara’daki çekiciler adeta çekilecek araç avcılığı yapıyor. “Duraklamanın” ve “park etmenin” yasak olduğu yerlerden araç çekilmesine karşı olmayan vatandaşlar, büyük bir dikkatle araçlarını park etmeye uygun bir yer arıyor. Ancak, bir süre sonra park ettikleri yere geldiklerinde araçlarını bulamıyorlar. Araç çekmenin amacı trafik akışını sağlamak olarak belirtiliyor ama hiç trafik akışının olmadığı yere park edilmiş araçlar da çekiliyor. Araçları bu şekilde çekilen bir çok vatandaş çareyi Tüketiciyi Koruma  Derneği’ne (TÜKODER) başvurmakta buluyor. 

Çocuklarına burs
TÜKODER Disiplin Kurulu Başkanı Avukat Şükran Eroğlu, İstanbul’da günde 400, yılda 135 bin civarında aracın bu şekilde çekildiğini kaydederek şunları söyledi: “Bu kadar çok araç çekilmesi elbette tesadüf değil. İstanbul’da bunun nedeni bütçesi her yıl açık veren İstanbul Trafik Vakfı’nı ayakta tutmaya çalışmak. Bu vakıf aynı zamanda üniversite, lise ve dengi okullarda okuyan kendi çalışanları ile trafik polislerinin çocuklarına burs da veriyor. Trafik Vakfı’ndan 2013-2014 öğretim yılında 49 üniversite 22 lise ve dengi okul olmak 71 öğrenci burs aldı. Bunların velilerinin tamamı Emniyet Müdürü, Amiri, Trafik Denetleme Komisyonu yöneticisi, trafik polisi, çekici idare amiri, çekici operatörü, çekici personeli, vakıf personeli ve otopark personeli gibi mesleklerden oluşuyor.” 

Arabayı buldurma parası
Avukat Eroğlu, çekicilerin, arabaları çekmeden önce mutlaka anons etmek zorunda olduklarını kaydederek şöyle devam etti: “Eğer arabalar gerçekten bırakılmaması gereken noktalarda ise önce anons edecekler. Ve bu anonsu 3 kere tekrarlamaları gerekiyor. Eğer üçüncüde anonsa rağmen araba sahibi gelmezse ve araba o yerden kaldırılmazsa o zaman götürme yetkileri var. Ancak götürdükleri yerin neresi olduğu konusunda da bilgi vermeleri şart. İnsanlar çıkıyorlar arabalarını bulamıyorlar. Saatlerce arabalarını arıyorlar. Hatta bir vatandaş şöyle bir olay anlatmıştı. Öyle bir örgütlenme yapmışlar ki arabaları çekiyorlarmış. Daha sonra onlar arabalarını aramaya başladığı zaman birisi gelmiş. ‘Sizin arabalarınız falanca yerde’ demiş ve onları parayla oraya götürmüş. Yani bu şekilde organizasyonlar yapıp, bir de böyle araç sahiplerini mağdur ediyorlarmış.” 
Çekiciler ve beraberindeki trafik polislerinin yetkilerinin yönetmeliklerle belirlendiğini belirten Eroğlu, şu uyarılarda bulundu: “Onların yetkileri belli. Bir kere önce anons edecekler. Gittikleri yer konusunda mutlaka bilgilendirme yapacaklar. Ve vatandaşa aldıkları bütün ücretleri de tek tek gösteren fişler vermek zorundalar. Çoğu zaman o fişleri de vermiyorlar. Parayı alıyorlar ama makbuzları vermiyorlar. Bu makbuzların da resmi makbuzlar olması gerekiyor. Biliyorsunuz şimdi birtakım derneklere de bu araç çekme yetkisi verildi. O derneklerin de resmi makbuzları olması gerekiyor. Ayrıca araç sahiplerinin, o derneklerin bu arabaları çekme konusunda yetkili olduklarına dair belgeleri de görme hakları var. Çünkü, yetkili mi değil mi bunu vatandaş bilemez. Dolayısıyla sürücü o belgeleri de görmeli. Ama mutlaka ve mutlaka resmi makbuzunu da almalı. Eğer o makbuzda fazla tahakkuk ettirilen alınmaması gereken bedeller varsa bu konuda kaymakamlıklarda Tüketici Hakem Heyetleri var. Oraya giderek mutlaka şikayet haklarını kullanıp, o bedelleri de geri istemeleri gerekiyor.” 

Kurumlar vakıf doldu
Eroğlu, Trafik Vakfı’nın araç çekme yetkisi olamayacağı için yasa ve yönetmeliklerle oynandığına dikkat çekerek şunları kaydetti: “Bunlar bu işin yasasını, yönetmeliğini çıkarttılar. Yetkiler aldılar. Ama böyle bir yetki aslında olmamalıdır. Bunu devletin resmi polis teşkilatının yapması lazım. Ama biliyorsunuz adliyede de Adliye Teşkilatı Güçlendirme Vakfı kuruldu. Bizler aldığımız dosyaların parasını oraya ödüyoruz. Adliyenin otoparkının paraları o vakfa gidiyor. Böyle bir sistem geliştirildi. Nüfus Geliştirme Vakfı kuruldu. Tapuda gene vakıflar var. Yani gidiyorsunuz paraları oralara ödüyorsunuz. Böyle vakıflar kuruldu, bunlara yetkiler verildi. Bunlar devlet eliyle resmi hale getirildi.” 
Yapılan işlemlerin hukuki zeminin bulunmadığını kaydeden Şükran Eroğlu, şöyle konuştu: “Biz bunlara karşıyız tabii ki. Bu iş direkt olarak devletin yetkisinde olmalı. Yani polis kendisi bizzat yapmalı bu işi. Resmen emniyet amirliğinin böyle bir birimi olmalı ve o birimin yetkisi olmalı. Onun dışında yetkilendirme yaparsanız suistimal olabiliyor. Bu konuda çok sayıda şikayet var. Hele hele özellikle benim de tanık olduğum şey hiç bir şekilde anons yapmıyorlar. Anons yapmadan gidip arabayı çekiyorlar. Bir de arabaların peşine düşüyorlar. Pusuda bekler gibi. Sonra da anons yapmadan gidip, önceden gözlerine kestirdikleri aracı çekiyorlar. Böyle olaylara ben de bir kaç kez tanık oldum.” Vakıfların, vakıf senetlerinde tanımlanmayan işleri yapmaları mümkün değildir diyen TÜKODER Başkanı Eroğlu, şunları kaydetti: “Ama bunlar ticari teşekkül oluşturmuşlar. Zaten bütün vakıf ve dernekler bu işleri yapabilmek için iktisadi işletmeler kurmak zorunda. 2012 yılı bilançolarına bakıldığında vakıf zarar ediyor. İstanbul Trafik Vakfı’nın gelirler toplamı 910 bin 347 lira; giderler toplamı ise 5 milyon 552 bin 81 lira. Gelir ve giderlere bakıldığında Vakfın 2012 yılındaki açığı yani zararı 4 milyon 641 bin 733 lira. Vakıf İktisadi İşletmesi’nin geliri ise 21 milyon 807 bin 89 lira. (Eski parayla yaklaşık 22 trilyon). Net kârı ise 5 milyon 18 bin 409 lira. Vakfın açığı, İktisadi İşletme’nin yaptığı karla kapatılıyor. Demek ki şu ortaya çıkıyor. İktisadi işletme, vakfın açığını kapatmak için de mümkün olduğu kadar çok araç çekmek zorunda.” 

Eroğlu: Ranta dönüştürülmüş
TÜKODER Disiplin Kurulu Başkanı Avukat Şükran Eroğlu, “Mümkün olduğu kadar çok araç çekmenin ortamı yaratılıyor” dedi. Eroğlu şunları söyledi: Dolayısıyla bu, ‘sürücüler araçlarını nereye bırakırlarsa ben çekeceğim’ anlamına gelmektedir. Çoğu zaman hiç bir şekilde yasak olmayan yerlerden de çekiyorlar. Demek ki buradaki sistem tamamen bir kar etme, tüketicilerin sırtından rant sağlama, para kazanma sistemine dönüştürülmüş. Halbuki amaç bu değil biliyorsunuz, para kazanmak değil. Amaç trafik akışını sağlamak ve yasak noktalardaki parkları engellemek. Ama iş amacından sapıp para kazanmaya ve bu işi ranta dönüşünce bizde olduğu gibi hiç bir uygulamaya uymaksızın, teamüllere ya da yasalara, yönetmeliklere uymaksızın kendi kafalarına göre davranıyorlar. Ve bu noktada da çok fazla şikayet var. Trafik vakfı, İktisadi İşletmeler zinciri ile son derece belli ki bu iş bir ranta dönüştürülmüş. Bu sistemi bir an önce vatandaşı mağdur etmeyecek hale getirmek lazım. Çünkü buradaki amaç trafik akışını sağlamak ve yasak noktalardaki parkı engellemek olmalı. Buradan bir rant yaratma peşinde olunmamalı.” 


YARIN : Binlerce araç, çekilirken zarar görüyor