Turan coğrafyasında Türk kültür hazinesi

Turan coğrafyasında Türk kültür hazinesi

Türk dünyasının herhangi bir yöresinde oluşan bir kültür unsuru benimsendikçe / sahiplenildikçe zamanla ülke genelinde yaygınlaşabilmekte, ülke genelinden de coğrafya yakınlığı olan diğer Türk ülkelerine ve Türkçenin konuşulduğu bölge ülkelerine yayılabilmektedir. Bu şekilde ortaya çıkan ve benimsenerek / sahiplenilerek yayılan ortak kültür unsurları Türk kültür dünyasını oluşturur. Değişik lehçe, şive ve ağızları olsa da ortak bir dil (Türkçe), uygulandığı yörelere ve ülkelere göre çeşitlense de ortak özellikler taşıyan töre, gelenek ve görenekler; din ve ahlâk anlayışları; kabuller ve inanışlar; törenler ve davranışlar; üretim ve tüketim biçimleri, sanat ve edebiyat, tarih şuuru ve birlikte yaşama kültürü gibi değerler birliğinden oluşan Türk kültür dünyası, Türk dünyası kültürünü oluşturur. Türk milleti tarafından oluşturulan sözlü kültür ve edebiyat kaynaklı bu ortak kültür, Türk millî kültürünün de temelidir. Başka bir deyişle, Türk kimliğini oluşturan ve Türk milletini şekillendiren asıl unsur da bu ortak kültür, yani Türk dünyası kültürüdür. Türk dünyası kültürü, bugün "Türk Dünyası" olarak adlandırılan Türk ve akraba topluluklarını birbirine yakınlaştıran asıl köprüdür. Bayram Durbilmez'in uzun ve kapsamlı araştırmalarının ürünü olarak ortaya çıkan 2 ciltlik "Türk Dünyası Kültürü" adlı bu eser "Destanlar", "Mitolojik Renkler ve Sayılar", "Sözlü Tarih ve Âşık Edebiyatı","Bilmece Kültürü", "Atasözü Kültürü", "Evlenme Kültürü", "Halk Bilimi Çalışmaları" başlıklarını taşıyan yedi bölümden oluşmaktadır. Bayram Durbilmez'in Türk Cumhuriyetleri ve akraba topluluklarının ortak kültürü konusunda yaptığı akademik araştırmalardan / incelemelerden bir kısmına yer verilen bu kitapta destan, bilmece, atasözleri, alkış, kargış gibi sözlü edebiyat ürünleri ile birlikte halk inanışları, halk hekimliği, mitolojik sayılar, mitolojik renkler, evlenme kültürü ve halk bilimi çalışmaları ele alınmaktadır. Kitabın Türk halk bilimi alanında uzmanlaşanlara, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencilerine ve Türk dünyası kültürüne ilgi duyan herkese yeni ufuklar açacak kitaptaki bazı konu başlıkları şöyle:

*Manas Destanı'nda Türk Kültürü Unsurları *At ve Atçılık *Din ve Din İle İlgili Törenler *Doğum İle İlgili İnançlar *Ad Verme *Ölüm İle İlgili İnançlar *Hızır Kültü *Kutlu Sayılan Sayılar *Kırk Motifi *Atasözü ve Deyimler *Düğün, Eğlence ve Tarışma Kültürü *Halk Hekimliği *Hakas Yiğitlik Destanlarından Huban Arığ'da Mitolojik Bir Sayı: Dokuz *Batı Trakya Türk Halk Kültüründe Mitolojik Renkler *Türk Kültüründe Renk Simgeciliği *Nahçıvan Türk Halk İnanşılarında Mitolojik Sayılar *Kazakistan'da Bilmece (Jumbak) Sorma Geleneği *Geleneği Yaşatanlar: Bilmece Soranlar ve Çözenler *Geleneğin Yaşatıldığı Mekânlar *Dîvânu Lügâti't-Türk'te Geçen Ortak Atasözleri *Türk Dünyasında ve Akraba Topluluklarda Söylenen Ortak Atasözleri *Türk Dünyası Aile Bireyleri ve Nesiller Arasında Hoşgörü *Evlenme Kültürü *Çeyiz Hazırlama *Ev Temizleme ve Süsleme *Kız İsteme,Söz Kesme ve Başlık Parası, Nişanlı Görme, Nikâh, Güvey Hamamı/Gelin Hamamı, Düğün Ziyafetleri *Gelin - Kaynana İlişkisi *Hayatın Dönüm Noktalarıyla İlgili Gelenek ve Görenekler *Bayramlar, Törenler, Kutlamalar *Halk Sanatları ve Zanaatları *Beslenme, Kiler (Halk Mutfağı) *Başka Milletlerin Ürünleriyle Karşılaştırma

 

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

***

Özgür Türkistan, bir gün mutlaka...

Onlarca yıl süren gerçek ve çetin bir göç serüveni... Kazak Türkleri, Çin zulmüne karşı verdikleri kanlı mücadeleler sonrasında ata yurtları Doğu Türkistan'ı terk etmek zorunda kaldılar. 1904-1970 yılları arasında, Altay Dağları'ndan kafilelerle yola çıktılar. Keşmir üzerinden dünyanın damı Tibet Platosu'nu, Himalayaları, Taklamakan Çölü'nü aştılar ve nihayet Türkiye'ye ulaştılar.

Altay Dağları'ndan Keşmir'e göç sırasında Himalayaları aşmaya çalışan yaklaşık 10 bin Kazak Türkü'nün çoğu bu çileli yolculuk sırasında can verdi. Çetin yolculuk sonrasında hayatta kalmayı başaranlar ulaştıkları anavatanları Türkiye'de yaşamayı sürdürebildiler

Doğu Türkistan konusunu ve soydaşlarımızın bölgeden başlayıp Anadolu'da noktalanan göç yolculuğunu yıllar önce Türkiye kamuoyunun gündemine getiren araştırmacı yazar Hızırbek Gayretullah, bu meşakkatli göçün canlı tanığıdır. Bugün Çinli istilacıların verdiği "Sincan" adı ile anılan, yaklaşık 160 yıldır Çin işgalinde olan, insan hakları ihlallerinin, adaletsizliğin, işkencelerin tüm şiddetiyle sürmekte olduğu Doğu Türkistan'ın davasına ömrünü adamıştır. Atalarının nereden ve nasıl geldiklerini anlatan bu belgesel eseri ile genç nesil Türkistanlılara adeta rehberlik eden Hızırbek Gayretullah onlara ve Türk Dünyası'na şu mesajı veriyor:

"Biz Doğu Türkistanlılar olarak Türklerin ata yurdunda, din-i İslam'ın ve büyük Türklük mücadelesinin bayraktarlarıyız. Bugün yurtlarımız Çin işgali altındadır. Elbette güneşin ufukta doğuşu gibi bağımsız Gökbayrağımız Doğu Türkistan topraklarında bir gün mutlaka dalgalanacaktır."

Yazıgen Yayıncılık Tel:(0212) 534 33 15

***

HAFTANIN KİTABI:

Efsanenin dönüşü...

Uzun bir zamandan beri "Nehir" üzerinde odaklanan ve yıllardır bu esere çalışan Sabahat Emir, yeni ve derinlikli çağrışımları olan bir romanla okuyucularının karşısına çıkıyor. İnsanoğlunun ezelî hayatını, damladan okyanusa geçişini ve muhteşem dönüşümünü dile getiren romanı düşünerek ve hislenerek okuyacaksınız.

Sabahat Emir, kalbe dokunan, insan ruhunun labirentlerinde dolaşan ve mutlak hakikati okuyucusuna işaret eden değerli bir yazarımız. Sahici edebiyatın gönülle yapılacağına inanan Emir, bugün kadar pek çok eserinde iyilikleri, erdemleri, güzellikleri akıcı bir üslup ve sağlam bir dille, dost kabul ettiği okurlarıyla paylaştı.

Kıymetli bir edebiyatçı olduğu kadar seçkin bir aydın da olan Sabahat Emir, duygu ve düşüncelerini muhtelif gazete ve dergilerdeki yazılarında, kitaplarında, senaryo ve tiyatro eserlerinde dile getirdi. Yerli ve millî duyguları yüksek, memleket sevdalısı yazar, edebiyatın kuşatıcı ve kucaklayıcı rolüne inandı, adımlarını bu titizlikle attı.

Akıl Fikir Yayınları Tel:(0212) 514 77 77

***

Hayvan sevgisi

Yıl 1939, İngiltere savaşın eşiğindedir. Londra'da çocukları kırsal bölgelere tahliye etme hazırlıkları başlamıştır. 12 yaşındaki Tilly çok sevdiği köpeğini, en iyi arkadaşı Rosy ise biricik kedisini yanında götüremeyeceğini öğrenir.

Daha da kötüsü, hayvanlarını, şehrin diğer bütün evcil hayvanlarıyla birlikte veterinerde uyutacaklardır. Bunu kabul etmeyen iki arkadaş harekete geçerler ve hayvanlarını ormandaki bir kulübede saklamaya karar verirler.

Öteki çocuklar bunu keşfettiklerinde kendi hayvanlarını da buraya getirirler. Böylece kulübe, acil durum hayvan sığınağına dönüşür.

2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan gerçek olaylardan esinlenen Miriam Halahmy'ın kaleme aldığı "Sıcacık Bir Yuva", tüm güçlüklere rağmen hayvanların yaşam hakları için mücadele eden cesur çocukların hikayesi.

Can Çocuk Yayınları Tel:(0212) 252 56 75

***

KÜTÜPHANEMDEN:

Rusların asla terketmediği ideoloji: Panslavizm

Son dönemde Türk-Rus ilişkilerinde geldiğimiz nokta, Prof. Dr. H. Kohn'un Dr. Agâh Oktay Güner tarafından dilimize kazandırılan "Panslavizm ve Rus Milliyetçiliği" adlı çok değerli eserine dikkat çekmemizi kaçınılmaz kılıyor. İlk Türkçe baskısı 1983'te yapılan kitabın elimdeki 3. baskısı Ekim 2007'de İlgi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından yapılmış. Kitabın son baskısı için kaleme aldığı önsözünde  Dr. Agâh Oktay Güner şu önemli tespitlerde bulunuyor:

Türkiye'nin, Rusya ile ilişkileri yaklaşık beş asırlık bir zaman sürecidir. Bu beş asırda Rusya değişik rejimlerle tanıştı, yönetildi. Çarlık Rusyası, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Kapitalist Rusya... Bu dönemlerin ortak ve değişmeyen çizgisi; bütün devlet politikalarının özünün, kökünün; Rus Milliyetçiliği olmasıdır.

Stalin bu kesin siyaseti; "Rusya'da Rus olmayan her şeyi yıkacağız ve Rus'a göre yeniden kuracağız." diyerek özetlemiştir. Nitekim Çarlık devrinde devlet siyasetlerinin tayin edici ve itici gücü "Rus ırkının menfaati" olmuştur. Sosyalist ve Marksist dönemde diğer milletler, Slav ırkı için merhametsizce ezilmiş ve sömürülmüştür. Bugün liberal Rusya'nın Devlet Politikası değişmemiştir. Rus ırkının yüksek menfaatleri için kaybedilmiş, bağımsızlığını kazanmış coğrafyaların yeniden fethi...

Üç ayrı rejim, tek bir millet ve hiç değişmeyen "Devlet Politikası"... 

Bu işin sırrı nedir? Evet, bu işin sırrı "panslavist" ideolojidir.

Bu ideoloji çok iyi araştınlıp, öğrenilmeden; Rusya'nın siyaset stratejileri hakkında sağlıklı bilgi sahibi olmak ve değerlendirme yapmak mümkün değildir.

                                                                                                                                                (Ahmet Yabuloğlu)