Türk Lirası vs. diğer para birimleri

Paramızdaki değer kaybı üzücü boyutlara ulaştı. Öyle ki, Suriye'de Türkiye için savaşan Özgür Suriye Ordusu elemanları dahi maaşlarının Türk Lirası yerine Suriye Poundu ile ödenmesini isteyerek, "Türk Lirası, Suriye Poundu'na karşı değer kaybedince aldığımız maaşın kıymeti kalmadı" diyor.

Bizim için ne acı bir söylem!

Kaldı ki, Türk Lirası yalnızca Suriye Poundu karşısında değer kaybetmedi... Amerikan Doları, Euro, Bulgaristan Levası, Danimarka Kronu, Çin Yuanı... Türk Lirası, hepsinin karşısında büyük düşüşte!

Çok değil, 3 yıl geriye giderek yapılan bir karşılaştırma, vaziyeti gözler önüne seriyor...

2015 yılı döviz kurları ile 2018 yılı döviz kurlarını 3 Eylül tarihi üzerinden karşılaştırırsak:

Dolar, 2015'te 2.95 iken; dün bu yazıyı yazdığım öğlen saatlerinde 6.55 TL.

Euro, 3.31 iken; 7.63 TL.

Bulgaristan Levası, 1.68 iken; 3.90 TL.

İngiliz Sterlini, 4.50 iken; 8.51 TL.

İsviçre Frangı, 3.04 iken; 6.77 TL.

Kanada Doları, 2.22 iken; 5.02 TL.

Bu değişim yalnızca değeri her zaman Türk Lirası'ndan fazla olan para birimleri için geçerli değil. Paramızın eskiden daha kıymetli olduğu ülke paralarında da büyük değer kaybı gözleniyor.

Kısa süre öncesine kadar Türk Lirasından daha değersiz olan para birimlerinden Suudi Arabistan Riyali, 2015'te 0.78 iken; şimdilerde 1.75 TL.

Para değeri kısa süre önce Türk lirasını aşan bir başka para birimi ise, Danimarka Kronu. 2015'te 0.44 iken; şimdilerde 1.02'lerde seyrediyor.

Çin Yuanı da geçtiğimiz günlerde Türk Lirası'ndan daha değerli hale gelse de şu an 0.95 dolaylarında. Ancak yalnızca 3 yıl önce bizim için değeri 0.46 TL idi.

Buna rağmen hâlâ "dolar yükseldi, TL yerinde" diyen var!

Türkiye'nin karşılaştırıldığı ülke

Ağustos ayının son günü dünyaca ünlü Ekonomist dergisi ve Financial Times Gazetesi iki ülkeye aynı anda yer veren benzer türde iki haber yaptı. Ülkelerden biri Türkiye; diğeri ise Arjantin!

Arjantin, yüz ölçümü olarak Türkiye'den üç kat daha büyük ancak 32 milyonla Türkiye'nin neredeyse yarı nüfusuna sahip. Yaşam süresi, okuma yazma oranı gibi sosyal göstergelerde Türkiye'nin önünde. Doğal kaynak konusunda da Türkiye'den daha avantajlı... Fakat iş gücünün yüzde 22'si işsiz, işi olanların da maaşları kriz yüzünden kesintiye uğruyor. 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 470 dolarken, Arjantin nüfusunun yüzde 40'ı ya sınırda ya da sınırın altında. İşsizlik ve fakirleşmenin devamında açlık, hırsızlık, evsizlikte de artış oluyor...

Arjantin Pezosu, "gelişmekte olan ülkelerin para birimleri" sıralamasında yüzde 38.42'lik değer kaybı ile bu yıl en çok değer kaybeden para birimi oldu. Onu, yüzde 37.39'luk değer kaybı ile Türk Lirası takip etti.

Bu sebeple ki, iki ülkenin adı son zamanlarda sık sık birlikte anılır oldu. Aslında bu ilk değil... 2001 krizinde de yine kaderleri kesişmişti bu ülkelerin. Türkiye, IMF'nin 2001 krizi sonrası 'cömert' tavrı neticesinde yüzde 5'lik bir büyüme oranı yakaladı ve uzun dönem IMF politikaları doğrultusunda yol aldı; Arjantin ise borç ödemelerini durdurma kararı alıp, IMF'ye de kapılarını kapattı.

Türkiye'nin IMF politikalarıyla kemer sıkma dönemi yaşadığı tarihlerde, Arjantin daha popülist bir politika uygulayarak orta kesimin refahını yükseltmeye çalıştı; ancak bu doğrultuda uyguladığı politikaların küresel fon yatırımcılarını rahatsız etmesiyle IMF yoluna geri dönmek zorunda kaldı.

Son dönemde yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle de tekrar IMF'nin kapısını çaldı ve Arjantin'e 3 yıllık bir kemer sıkma politikası belirlendi.

Arjantin'e göre çok daha iyi sayılacak durumda olan Türkiye ise, nasıl bir yol izleyecek henüz netleşmiş değil... İşsizlik ve fakirleşme gibi temel ekonomik sorunlar Türkiye içinde de artarak devam ediyor...

Her iki ülke de sıcak para ile büyüyor, yerel paralarının ucuzlamasıyla ağırlaşan borç yüklerinin altında krize giden bir kısır döngü yaşıyor. Şimdilerde ise, Arjantin, IMF'nin yanlış yönlendirmeleri ile şaştığı doğru yolu bulmaya çalışıyor; Türkiye ise borçlanarak büyümenin bedelini ödüyor...

Yazarın Diğer Yazıları