Ucuz ülke

Türkiye'de yaşanan ekonomik krizi o kadar fazla hissetmeye başladık ki!

Daha önce rakamlardaki kriz artık günlük hayatımızı zehretmeye başladı.  TUİK her ne kadar enflasyon düşüyor dese de market ve pazardaki fiyat bildiğini okuyor.

Kısacası Türkiye'de ciddi bir hayat pahalılığı var.

Kimin için?

Tabii ki Türkiye'de yaşayan biz vatandaşlara. Bir de Türkiye'yi çok ucuz hatta cennet gibi görenler var.

Yabancılar için Türkiye adeta bedava.

Ekonomik krizdeki Rusya bile Türkiye'yi çok ucuz buluyor.  Türkiye'nin en lüks oteline uçak dahil 6 gece karı koca sadece 70 bin rubleye gelebiliyor. Dolar karşılığı sadece 1.100 dolar civarı.

Antalya yılın bu mevsiminde bile Rus turistle dolup taşıyor. Her gün gazetelerde kırılan turist rekoru haberini okuyoruz.

Sayı olarak rekor kırıyoruz ama gelir olarak yerinde sayıyoruz.

Bunun tek nedeni katma değeri düşük satışlar.

Aynı sorunu ihracatçılarımız da yaşıyor. TIR'lar dolusu tekstil ürünü başta olmak üzere ihracat yapıyoruz.  Her ay ihracatçılar Meclisi "cumhuriyet tarihinin rekor ihracatını yaptık" diye. Bakıyorsunuz kilogram başı gelir sürekli düşüyor.

Eskilerin tabiri ile kabada büyük kiloda düşük mallar. Yani büyük ama ucuz ihracat.

Buna karşılık Türkiye ne yapıyor? Bir kamyon gömlek veya tekstil ürünü karşılında sadece 4 tane iphone alıyor.

Yine cep ve bilgisayarlarımızda kullandığımız programlar için milyar dolar ödüyor Türkiye.

İşte bu sorunun nedeni katma değeri düşük ihracat yapmak.

Türkiye'de katma değeri yüksek ürün yapabilecek fabrikalar kurulmuyor. Kısa vadede de kurulacak gibi değil. Ama Türkiye'nin en büyük umudu Anadolu kaplanları olarak da bilinen KOBİ'ler. Küçük ölçekli bu işletmelerin büyütüp katma değeri yüksek ihracat yapmaları için dijitalleşmesi gerekiyor.

Geçen hafta Eskişehir'de ilginç bir toplantıya katıldım.  Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu TÜRKONFED Türkiye'nin dört bir yanında KOBİ'lerin dijitalleşmesi için çalışma yapıyor.  TÜRKONFED ve İş Bankası iş birliğiyle 2018 yılında 5 kent ile başlayan ve 1500 KOBİ'ye ulaşan Dijital Anadolu Projesi'nde 2019 yılının 4'üncü ve son toplantısı Eskişehir'de yaptı.

TURKONFED Başkanı Orhan Turan, Türkiye'nin kalkınması için KOBİ'leri umut olarak görüyor. Katma değerli ürünler üreterek gerek ihracat gerekse e-ticaret olarak dünyaya satmamızın şart olduğunu ve bunun için çaba harcadıklarını söylüyor.

İşte Orhan Turan'ın bu konudaki görüşleri:

- Ülkemizin sürdürülebilir kalkınması için ekonomimizin rekabetçilik gücünü artırmamız şart. 2019 yılı Küresel Rekabetçilik Endeksi'nde geçtiğimiz yıl olduğu gibi 141 ülke arasında 61. sıradayız. Son 3 yıldır Dijital Rekabet Gücü sıralamasında 63 ülke arasında da 52. sıradaki yerimizi koruyoruz.

- Dünyanın 20 büyük ekonomisi arasında yer alan ülkemizin, yeni bir hikâye ile hak ettiği yere ulaşacağına inanıyoruz. Bunun için de "Rüyadan ne kadar çabuk uyanırsak, kabuslar görmeye başlamayız" diyoruz.

- Kalkınma ve rekabetçilik artık bir veri yönetme meselesi haline gelirken, dijitalleşmenin amaç değil araç olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu süreçte en önemli sermayemiz nitelikli insan kaynağıdır.

- Dijitalleşme, sadece teknolojik değişimi değil, zihniyet değişimini de ifade etmektedir. Bu süreçte ne yaparsak yapalım odağımıza hep üretimi koymalıyız. Vergiyi değil üretimi artırıp, eğitim ve yargı başta olmak üzere yapısal reformlar ile zamanın ruhunu yakalamalıyız

Yazarın Diğer Yazıları