Ukrayna''da savaş sürüp gidiyor. Savaşın sürmesi hem Ukrayna''nın, hem Rusya''nın, hem bütün dünyanın aleyhine... Gaz, petrol, tahıl için, gözler, kulaklar, ağızlar Ukrayna''ya ve Rusya''ya dönük. Rusya''ya uygulanan ambargolar da dünya için ayrı bir yük.

Rusya, Ukrayna''yı dize getirmek, Sovyetler''de olduğu gibi, kendisine bağlı bir yönetim kurmak istiyordu.

Böyle bir neticede; Baltık ülkeleri, eski Demirperde ülkeleri yürekleri ağızlarında, sıra bize gelecek mi, korkusu içinde yaşayacak. Kendisini çok güçlü gören Rusya, Avrupa''yı sürekli tehdit edecek.

Asıl tehlike bizim için. Kim ne derse desin, Rus Ortodoksların gözü İstanbul''da. İstanbul, onların nazarında "Çargrad" (Çarşehri)...

Diğer taraftan Şam yönetimi Rusya''nın kontrolünde. Putin, Ukrayna gailesini başından atınca ağırlığı yine Suriye''ye verecek, bize tebelleş olacak.

Rusya''nın gücü karşısında Kiev ne kadar dayanabilir? Rusya, Ukrayna''nın bütününü kendisine bağlamaktan -şimdilik- vazgeçti. Papuç pahalı. Ukrayna Batı''dan gelen silahlarla direniyor. Şimdilik Donbass''ı, Kırım''ı birbirine bağlayan bölgeleri de katarak tamamen kendi sınırları içine almak istiyor. Şu görüntüde hedefine ulaşacak gibi.

ABD de Batı ülkeleri de buna razı gelecek çizgiye doğru kayıyor.

Ülke Politikaları Vakfı (ÜPV) "İkinci Yüzyıl Serisi Haziran 2022" sayısında "Rusya-Ukrayna Savaşı" dosyası hazırlamış. Üç yetkin araştırıcının makalesi yer alıyor: Dr. Mehmet Alkanalka: "Rusya-Batı İlişkileri ve Savaşın Nedenleri"; Yard. Doç. Dr. Ersoy Önder: "Ukrayna-Rusya Savaşında Bazı Ana Aktör Devletlerin Politikaları"; Doç. Dr. Evren Bolgün: "Rusya-Ukrayna Savaşının Dünya ve Türkiye Ekonomilerine Etkileri."

Dr. Mehmet Alkanalka, makalesinin girişinde, "Türkçemizde çok güzel bir söz var: ''Testi kırıl­dıktan sonra yol gösteren çok olurmuş''. As­lında Rusya-Ukrayna Savaşı göstere göstere gel­miş durumdadır."  diyor ve bir örnek veriyor:

"Realist okulun temsilcilerinden olan E. H. Carr, iki dünya savaşı arasındaki yak­laşık 20 yıllık barış sürecini ve İkinci Dünya Savaşı''nın aslında göz göre göre geldiğini ''Twenty Years Crisis" [Türkçe çevirisi: 20 Yıl Krizi] kitabında yazmıştı. Soğuk Savaş''ı takip eden 1990''lı yılların ardından Ukrayna ve Gürcistan''ın NATO''ya üyelikleri, yol haritasının açıklandığı 2008 NATO Bükreş Zirvesinin yapıl­dığı zaman dilimi de dâhil, 2022 yılına kadar olan 30 yılı aşan süreci de benzer kapsamda stratejik bir körlük olarak tanımlayabiliriz. Bu savaştan en büyük zararı Ukraynalılar ve komşu ülkeler çek­miştir ve maalesef çekmeye de devam edeceklerdir." (s. 13)

Dr. Mehmet Alkanalka, "Rusya''nın; Batı ittifakı ve Avrupa ailesinde yer alma çabalarına karşın, hassasiyetlerine gereken garantileri alamaması nedeniyle eski ideolojik li­beral Batı tehdidi paradigmasına dönerek, Çin ve Hindistan ile ittifak stratejisine rücu ettiği" (s. 15) yorumunda bulunuyor.

"Rusya''nın hassasiyeti" derken... Rusya, Donbass (Luhansk ve Donetsk) ve Kırım''ı kendi sınırları içinde görüyor. Diğer tarafta, Moldova da diken üstünde...  Transdinyester''de çokluk Rus. Moskova kışkırtılıyor. Belki burada, sınır bağlantısı olmadığı için, ayrı bir yönetim istiyor.

Savaş uzadıkça, Putin daha bir diş biliyor. Avrupa ve ABD ekonomisi savaştan etkileniyor. Elbette Sovyetler de sıkıntıya giriyor.

ABD, yavaş yavaş Ukrayna için toprak tavizine doğru kayıyor. Avrupa da ister istemez ABD''ye uyacaktır. Belki artık Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski''ye, gel sen şu Donbass, Kırım meselelerinde esnek ol, diyeceklerdir.

Ülke Politikaları Vakfı''nın "Rusya-Ukrayna Savaşı" dosyasında yer alan derin araştırmalarda pek çok sorunun cevabını buluyoruz.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Daire Başkanı Dr. Mehmet Alkanalka, PKK''ya karşı operasyonlarda yer almış emekli kurmay albay. Bir asker olarak da meselelere bakması ufkumuzu açıyor. Makalesine yine döneceğiz.