Ünlü Türkçüler ve Mustafa Kemal ilişkisi...

ATATÜRK Türkçüdür ve Cumhuriyet sonrasında Türkçülerle yürümüştür. Atatürk'ün reddettiği Türkçülük, Peyami Safa'nın "Osmanlı Türkçülüğü" dediği Türkçülüktür. Şöyle der Peyami Safa "Türk İnkılabına Bakışlar" adlı kitabında: "Artık Osmanlı Türkçülerinin İslamlık, Batılılık, ve Osmanlılık vasıflarını içine alan üçüzlü politikasına da veda etmek zamanı gelmişti. Osmanlı Türkçülüğünü de, Osmanlı Batıcılığını da, kangren olmuş taraflarını kesip atmak şartıyla yaşatmak kabildi. Bu kangren olmuş taraf, her ikisinin de 'Osmanlı' sıfatıdır. Atatürk bu büyük operasyonu yaptı. Artık varlığından eser kalmayan şeriat ve saltanat otoritelerine boyun eğmeyen, bağımsız ve kendi kendine yeterli bir milliyetçilik doğuyordu."

Ve bir şey daha yaptı Atatürk, hocamız Prof. Dr. Orhan Türkdoğan'ın deyimiyle Turan coğrafyasına yaklaşımı, "merkez-kaç" değil, "merkez-çek" oldu. Yani Orta Asya'lara gitmek, oraları fethetmek hülyalarına düşmedi, onun bir pratiğinin olmadığını gördü ve Orta-Asya'yı kültürüyle, tarihiyle Ankara'ya taşıdı.

Ve bütün bunları Türkçülerle birlikte yaptı.

Kimlerle mi? İşte örnekleri:

Türkçülük düşüncesinin doruk isimlerinden biri olan Yusuf Akçura, Türk Ocağı bünyesinde kurduğu gizli bir örgütle Millî Mücadele'ye destek olmuş, sonra da Ankara'ya kaçmıştır. Orada Maarif Vekâleti Te'lif ve Tercüme Heyeti üyeliği ve başkanlığında bulunmuştur.

Ünlü Türkçülerden Hamdullah Suphi... Ankara'da toplanan ilk Büyük Millet Meclisine Antalya Milletvekili olarak katılıp, ilk hükümette de Millî Eğitim Bakanı olmuştur.

Ünlü Türkçülerden Ahmet Ferit Tek, Maliye ve İçişleri Bakanlıklarına getirilmiştir.

İngilizlerce 1919'da Malta'ya sürülen Ziya Gökalp, Ankara Hükümetinin de çabalarıyla 1921'de sürgünden dönmüş, Millî Eğitim Bakanlığında görev almıştır. Fakat oradaki gericilerin "Dinsiz, imansız" suçlamaları yüzünden görevini bırakarak memleketi Diyarbakır'a gitmiş, çıkardığı "Küçük Mecmua" ile Millî Mücadeleye destek vermiştir. 1923'te Mustafa Kemal'in buyruğuyla, önce Millî Eğitim Bakanlığı Te'lif ve Tercüme Encümeni Başkanlığına atanmış, sonra da 2. Dönem Diyarbakır Milletvekili olmuştur. Mustafa Kemal, Ziya Gökalp ilişkisi, Kemalizm'i algılama açısından oldukça önemlidir. "Hissimin babası Namık Kemal, fikrimin babası Ziya Gökalp" demiştir Atatürk.

Ve son olarak Atatürk'ün "Bozkurt" soyadını verdiği Mahmut Esat Bozkurt'tan söz edelim. 1911'de İstanbul Hukuk Mektebi'nden mezun olan Mahmut Esat Bozkurt, İsviçre'de Lozan ve Fɾeibuɾg üniversitelerinde öğrenim gördü ve kapitülasyonlar konusunda doktora yaptı. İzmir'in Yunanlar tarafından işgalinden sonra, Kurtuluş Savaşı'na katılmak üzere yurda döndü ve Ege Bölgesi'nde Kuvayı Milliye teşkilatının içinde yer aldı. TBMM 1. Döneminde İzmir'den milletvekili olarak Meclis'e girdi. İktisat Bakanlığına seçildi. Cumhuriyet sonrasında Adliye Vekili oldu. Başta Türk Medeni Kanunu olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti hukuk sisteminin temel yasaları, onun Adliye Vekilliği döneminde yürürlüğe girdi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Anayasa ve Devletler Hukuku profesörlüğü de yaptı.

....

İLİŞTİRİ: Yarın (14 Kasım) TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı'nda Berfin Yayınları'nın standında (3. Salon 3601-H) kitaplarımı imzalayacağım. Ayrıca 14.45-15.45 saatleri arasında, Büyükada Salonunda "İslam'dan Deizme, Deizm'den Ateizme Türkiye" konulu açık oturuma konuşmacı olarak katılacağım. Yolu oralara düşen okur ve dostları beklerim.

Yazarın Diğer Yazıları