​​​​​​​Yerli futbolcuyla şampiyon olunamaz!

Benim gibi, bir çırpıda 1980'li yılların;

"Şenol, Turgay, Necati, Kadir, Cemil, Bekir, Ali Yavuz, Hüseyin, Ali Kemal, Necmi, Ahmet" gibi şampiyon Trabzonspor'un efsane kadrolarından birini sayabilen birisi için bile, sanırım bu sezon Süper Lig'in ikinci yarısındaki bordo-mavili 11'in isimlerini saymada güçlük hasıl olacaktır. Belki bir iki tane hariç…

Onlar da, kaleci Uğurcan veya Erce ile yerine birinin alınması için çaba sarf edilen stoper Hüseyin Türkmen olur. Gerisi lejyonerlerden oluşur. Yani Türk asıllı 1-2, ecnebi 9-10 kişi.

Oysa daha bir yıl önce 11'in bankosu 5 Türk (Uğurcan, Yusuf Yazıcı, Abdulkadir Ömür, Hüseyin Türkmen ve Abdulkadir Parmak) değil mi idi?

Onlarla başarılı bir sezon vücuda gelmemiş mi idi?

Türk futbol kamuoyunun takdiri tekrar kazanmaya başlanmamış mı idi?

Paraların çarçur edilmesinin önüne geçilmesi ile yaşlı lejyonerler yerine genç Türk futbolcularına imkân tanınmasının da başlı başına bir kazanım (hem futbol, hem ekonomik) olduğu ortaya konmamış mı idi?

Peki şimdi ne oldu da neden, bırakın bir çırpıda sayabilmeyi, bakarak isimlerini yazmakta bile zorlandığım;

"Uğurcan, Pereria, Cambi, Sakho (Hüseyin'in yerine alınmasına çalışılan), Novak, Obi Mikel, Sosa, Ndiaye, Sörloth, Sturridge ve Nwakaeme" 11'i haline dönüştürüldü, ya da dönüştürülecek?

Hiç uzatmadan, evelemeden gevelemeden sormak lazım:

-"Hangisi yanlıştı? Geçen sezonki mi? Önümüze gelecek mi?"

Ya da şöyle de sorabiliriz:

- "Şampiyon olmak için mi çok Türk'den, az Türk'e yöneldiniz?"

Sanırım ikinci soruya verilebilecek, daha doğrusu kadroyu bu hale dönüştürenlerin verebileceği cevaptan başlamak lazım.

O da, "Şampiyon olmak için" dir.

O zaman birinci soruya cevap aramanın da manası kalmamıştır.

Çünkü, denilmek istenmiştir ki; "Yabancı futbolcular çok fazla olmadan şampiyon olunamaz." Ya da, "Türk futbolcularla şampiyonluk kazanılamaz."

Yeri gelmiş iken, Trabzonspor camiasında bu düşüncenin sahibinin sadece yönetenler olduğunu sanmayasınız! Taraftarlarının büyük kısmının ve onların hislerine de tercüman olan kendisini Trabzonsporlu sayan medya da aynı kafada.

Bakın, öze dönüş hareketinin mimarı sayılan ve cümle camiaya örnek olmuş Trabzonspor'un geçen sezon futbol kamuoyuna yeniden yerleştirmeye başladığı ve oldukça da başarılı olduğu, "Türk futbolcularla bir yerlere varılır" kanaat ve inancı 3-5 ayda nasıl yerle bir edildi?

Trabzonspor'daki arkadaşlarını gören diğer takımlardaki Türk futbolcuların bile kazanmaya başladıkları güven, bir anda nasıl tersine, tam bir endişeye dönüştü.

Ezcümle, Atatürk, "Bir Türk Dünya'ya bedeldir" demişti.

Sanırım geleceği de çok iyi gören devlet adamı; "Futbol hariç" diye eklemeyi unutmuş!

Öyle ya; genelde Türkiye'ye, özel de Trabzonspor'a baktığımız zaman böyle görünmüyor, ya da gösterilmiyor mu?

O ki, yerli ve yabancı hesabı üzerinden Trabzonspor'un şampiyonluk hesaplarından dem vurduk, isterseniz 2019/2020 sezonundaki şampiyon olabilme ihtimalinin oranı ile ilgili tahminimi de söyleyeyim: Yüzde 33.

O da işler yolunda giderse.

 

Yazarın Diğer Yazıları