PKK’nın 2’inci hezimeti!

Eli ne kelime, her tarafı kanlı terör örgütü PKK ilk hezimeti Çiller hükümeti ve üçlü koalisyon dönemindeki mücadele ile tatmış, terör neredeyse sıfıra inmişti. 
AKP geldi, BOP devreye girdi, PKK yeniden neşvünema buldu. Hatta eskisinden daha güçlü hale geldi.
Önünde, ülkesinin bir bölümüne  “Kürdistan” diyen, İmralı’daki ile masaya oturup “Barış şartlarını” konuşan, Irak sınırında birkaç saatlik seyyar mahkemeler kurup hâkim ve savcıları teröristlerin ayağına gönderen bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, arkasında Türkiye’nin Irak sınırını tanımamış, ASALA’dan sonra PKK’yı üretmiş ABD, Yunanistan, İsrail ve AB vardı. 
Yani bıçağının sırtı da kesiyordu, yüzü de.
Hani derler ya her zirve aynı zamanda bir iniştir diye, PKK için de böyle olmaya başladı. Arkasındaki bunca güce, bunca para-pul, insan kaçakçılığından eroin ticaretine, haraç toplamaktan her evden zorla terörist devşirmeye kadar her pisliğine göz yumulan PKK’nın birdenbire başına Barzani çuvalı geçiverdi. Suriye’deki PKK’yla arasına hendek açan, bu hendeğe rağmen Irak tarafına geçmeye kalkan PKK’lılara namlu çeviren Barzani, “Herkes kendi bölgesinde kalsın” dedi ve BOP’un çanına ot tıkayıverdi. 
Sayın Salim Yavaşoğlu’nun Yeniçağ’ın dünkü sürmanşetinde yer alan haber-analizini dönüp dönüp okumanızı öneririm. Barzani bu tavrı ile  “Bölgenin petrol gelirini ne Suriye ne Türkiye’deki kardeşlerimle paylaşmak istemiyorum. Benden para-pul ve bölgede Barzani ailesini zaafa düşürecek bir talepte bulunmayın” dedi, kestirip attı.
Yani Barzani bölgedeki bütün Kürtlere  “Kardeşiz amma, miras benim” diyor. 
Bunun böyle olduğunu ve olacağını bugüne kadar PKK’ya destek vermeyen, tercihini Türkiye Cumhuriyeti’nden yana yapan Kürtler de biliyordu. Ve onlar kitlenin en büyük bölümüydü. Bilmeselerdi bunca tehdide, bunca can, mal ve her türden bedel ödemeye katlanmaz, çoktan PKK’nın arkasında olurlardı. 
PKK’ya destek vermeyen Kürtler, Irak ve diğer bölgelerdeki Kürtlerle bir soy bağı kurmuş olsalar bile asıl kardeşlerinin bin yıldır birlikte yaşadıkları, ortak iş yaptıkları, kız alıp kız verdikleri, her üç Türk’ten birinin bir Kürt’le kan bağı kurduğunu ve bu kardeşliğin PKK terörü sırasındaki felâket anlarından, geçmişteki savaşlara, deprem ve sel felaketlerinden daha pek çok netameli konuda test edile edile çelikleştiğini inkâr etmeyen şuur ve akıl sahibi Kürtlerdi.
Evet, Barzani, “Petrol gelirini size koklatmam” diyordu amma Türkiye Cumhuriyeti GAP gibi ülkesinin en pahalı yatırımını geçmişteki ayaklanmaları hiç hesaba katmayarak Kürt kardeşlerinin yoğun olarak yaşadığı bölgeye yapıyor, PKK evlatlarını katlettiğinde bunu asla Kürtlere mal etmeyip güzel niyet ve iyi duygularını sürdürüyor, sabırların taşı çatlattığı dönemlerde bile o taşı bağrına basıp çatlakları gözyaşlarıyla onarma yolunu tercih ediyordu. 
“Sabrın sonu selamettir” diyenleri tarih bir kez daha doğrulayacakmış gibi gözüküyor..
Dedik ya, PKK’ya ikinci hezimeti Barzani’nin bu resti yaşatacak ve tabii bundan Türkü ile Kürdü ile bin yıllık kardeşlik kazanacak. Uluslar arası tezgâhların çanına ot tıkanacak, Türk insanı ve bugüne kadar PKK’ya yüz vermeyen Kürt ekseriyeti sabır ve ödediklerin bedelin neticelerini böylece görmüş olacaklar.  
Bu hallerden ders almaz, dediğim dedik derse, PKK’nın 2’inci hezimetini canının biraz daha yanmasıyla tamamlayacak ve bir daha asla belini doğrultamayacak...

Yazarın Diğer Yazıları