Bu kadarını bu seçmen yer mi?

Başbakan Erdoğan, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki Bakım Onarım Merkezi’nin açılışında da, “Gezi olaylarının ve 17-25 Aralık girişimlerinin hedeflerinden biri bu projeydi” dedi ve yine her şeyi “Paralel yapıya” bağlayıverdi...
Yandaş olmayan gazetelere bakanlardan iseniz, okumuşsunuzdur. CHP Milletvekili Atilla Kart diyor ki:
 “Wikileaks belgelerinin kamuoyuna yansıması ve yabancı basında bu konuda haber ve yorumların yapılması üzerine, Başbakan, haklı olarak öfkelendi, celallendi. İddiaların iftira olduğunu, hem Türkiye’de ve hem de uluslararası yargı zeminlerinde her türlü davaları açacaklarını söyledi. Bu iş için İstanbul Milletvekili Abdülkadir Aksu başkanlığında komisyonlar kuruldu. Bülent Arınç şahsen dava açacağını söyledi.” 
Bu tepki üzerine hepimiz Başbakanla gurur duyduk. Demek ki dedik, kendisine bir iftira atıldı, o da bu iftiranın hesabını mahkemelerde soracak, iftira sahiplerinin burnundan fitil fitil getirecek.
Çünkü benzer bir iddia da Deniz Baykal için ortaya atılmış, Baykal da İsviçre bankalarına resmî bir müracaatta bulunarak hem kendinin hem birinci derece yakınlarının ülkelerindeki herhangi bir bankada hesaplarının olup olmadığının bildirilmesini istemişti.
İsviçre de “Ne sizin, ne bahsi geçen yakınlarınızın ülkemizdeki hiçbir bankada hesabı yoktur” mealinde “resmî” cevabını vermişti.
Erdoğan da aynı yolu izleyecekti.
Peki, öyle mi oldu?
Atilla Kart’ı dinlemeye devam edelim:
“Aradan 4 yıla yakın bir süre geçti.... Cevaplandırılması gereken soru şudur; aradan geçen bunca yıla rağmen, bugüne kadar neden hiçbir yargı yoluna başvurulmamıştır? R.T. Erdoğan’ın öfkelenmesi, celallenmesi bir tiyatro gösterisi miydi?
Her zaman olduğu gibi, yine, kritik aşamalarda günü kurtarmaya yönelik bir gösteri miydi? R. Tayyip Erdoğan, yüz kızartıcı nitelikteki bu ağır iddialara açıklama getirmek zorundadır.
Bir diğer husus; dönemin Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın, 2008 yılı Ekim ayında İsviçre’ye gittiği ve bu hesaplarla ilgili olarak görevlendirildiği yönündeki iddiaların da açıklık kazanması zorunluluğu vardır. Hem Abdülkadir Aksu, hem de Bülent Arınç; halka saygı adına ve demokrasinin gereği olarak; kurulduğu ifade edilen bu komisyonun çalışmaları hakkında kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğuyla karşı karşıyadır.” 
Halkımızın büyük bir kesimi düşünme, idrak ve muhakeme yetisini gerçekten kaybetmiş olmalı. 
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cuma namazı kıldığı cami önünde insanlara mikrofon uzatan gazeteciler, “Ekmeleddin İhsanoğlu mu, Erdoğan mı?” sorusuna “Erdoğan, dünyada Erdoğan gibi bir lider var mı” cevabını verenlere; “O, önce çocuklarımızın yediği hakkının hesabını versin” tepkisi gösterdiler... 
Ve “Hepsi yalan, hepsi iftira” sözleri ile Erdoğan’ı eleştirenlere  saldırdılar. 
Hiçbirinin aklına, “Hepsi yalandı da bu bakanlar niye görevden alındı, bakan çocuklarının evlerindeki içi ABD doları ve Euro dolu 5-6 çelik kasa ve para sayma makinelerini de mi paralel yapı yerleştirdi, bu görüntüler de mi montaj” demek gelmedi. Hiçbiri, o gün suçlananlar arasında olan TOKİ’den Sorumlu Bakan Bayraktar’ın, “Böyle bir şey olmadı”  demek yerine, “Ben, Başbakanın verdiği emirleri yerine getirdim, ben istifa edeceksem o da etmeli” diye niye dedi sorusunu aklına getirmedi, hâlâ da getiremiyor..
Velhasıl, Erdoğan halkın bir kesiminin aklını başından almış. Bu insanlara yarın öbür gün aynı Erdoğan, “Özerklik Türkiye’yi büyütecek ve güçlendirecek” dediğinde onları inandırması hiç zor olmayacak ve maalesef bu insanlar; Öcalan’la aynı safa durduklarının farkına ancak Türkiye’nin bir bölgesinden Türk Bayrağı indiğinde ve PKK’nın Kızıl Çin ideolojisine benzer devlet yapılanmasından rahatsız olan Kürtlerle Türkleri bölgeden sürdüğünde ayıkacak... 
Hatta bu halde bile ayıkmaları “o da belki”  şartına bağlı, maalesef öyle görünüyor... Kısacası bu kadarını ve daha fazlasını böyle bir seçmen topluluğu yer ve bir güzel de sindirir... 
Sandık başına gitmeyerek veya çeşitli adlar altında verin Erdoğan’a desteğinizi, Köşk’e çıksın, devlet başkanı olsun, bütün gücü eline geçirsin..
Bu hatırlatmayı niçin yaptık?
Bugün ve bu hallere hazırlıklı olmak gerekiyor da onun için yazdık. Başka ne için olabilir ki!

Yazarın Diğer Yazıları