Türkiye topyekûn IŞİD’leşecek mi?

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi “Türk Dili Edebiyatı Osmanlı Türkçesi Grameri 2” ders kitabında, “Kötü ayin yapan Kızılbaşlar. Allah onları kıyamete kadar aşağılık ve adi etsin” gibi sözlerle Aleviler aşağılanıyormuş. 
Prof. Dr. Hayati Develi’nin yazdığı söylenen kitabı biz henüz görmedik.  Cumhuriyet gazetesinden Ali Açar’ın haberine göre, Alevi-Bektaşi Federasyonu avukatları tarafından kitap hakkında suç duyurusunda bulunulacakmış.
Türkiye, hızla IŞİD’leşiyor.
IŞİD, mezhebe dayalı, görevi kendine ezberletilmiş, aralarında İsrailli ajanların da bulunduğu bir “Büyük Ortadoğu Projesi Ayağı”ndan başka bir şey değil.  
Bir Müslüman bırakınız Alevi gibi zaten Müslüman olan bir kesimi, ister kafir, ister ateist olsun başka bir insan için  “Kıyamete kadar Allah onları aşağılık ve adi etsin”  diye mi dua eder, yoksa, “Rabbim ıslah etsin, bizi de onları da cennet ve cemalinde cem etsin” diye mi?
Bu ağız bir IŞİD ağzı değil mi?
Üzülerek ifade edelim ki, Türkiye, Erdoğan’la bugünlere geldi. Beşşar Esad’la ortak bakanlar kurulu toplantısı yapıp Türkiye-Suriye kardeşliği ile övünürken Erdoğan’a birdenbire bir şeyler oldu, Beşşar Esad ve Suriye’ye karşı saldırıya geçti. Öfkesinin temeline de Esad ve rejiminin Şiiliği oturmuştu. Birileri Erdoğan’a, “BOP Eş Başkanlığı”nı hatırlatmış olmalıydı ki, bu anî dönüş, Suriye’yi ve Suriye üzerinden Türkiye’yi kan gölüne çevirmeye başladı. Hatay’da o günün IŞİD’çileri 50’den fazla vatandaşımızı katledip yaralıyor, Erdoğan eline ulaşan aksi bilgilere rağmen suçu Beşşar Esad’a atıyordu.
Sonra tutuyor, “İki ay içersinde Emevi Camiinde Cuma namazı kılacağız” diyerek, Suriye’ye sokulan toplama IŞİD ve benzeri örgütlerin arkasında durduğunu dünya âleme ilân ediyordu.
Siz, komşu bir ülke Başbakanı ve diğer bakanlarının ülkenizde isyan çıkartanlarla birlikte olup başkentinize girerek Cuma namazı kılacağını söylediğinde, asıl işgalcinin bu örgütler değil, komşunuz olduğu hissine kapılmaz mısınız? 
Türkiye’yi yönetenlerin bu sözüne öfkelenip Beşşar Esad da, “Karayılan’la birlikte Kocatepe Camiinde Cuma namazı kılmamıza üç ay kaldı” dese, Türkiye olarak kendinizi nasıl hissedersiniz?
Velhasıl Türkiye, siyaseten kabalaşarak da IŞİD’leşti, onu söylemek istiyoruz.
 Dahası, Türkiye’deki Aleviler hakkında Erdoğan’ın tam 14 seçim meydanında kendisini dinleyenleri Berkin Elvan üzerinden bu kesime diş gıcırdatmalarına sebep olacak sözler söylediği kayıtlarda orada öylece duruyor.
Ve ne Erdoğan ne bir başka Hükümet yetkilisi Musul’da Türk toprağını işgal eden ve Türk görevlilerini rehin alan, “İstanbul da hedeflerimiz arasında” diye açıkça Türkiye’ye meydan okuyan IŞİD’e hâlâ  “terörist” demiş, diyebilmiş değil. 
İşte böyle bir ortamda, “Alevilik-Sünnilik” ayrımına şiddetle karşı çıktığı için Erdoğan ve ekibi ile eski muhabbetleri husumete dönüşen Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı gündeme geliyor ve birileri o şu okulda okudu, burada okudu, oranın amacı şudur buranın hedefi falandır, çalıştığı ve başkanı olduğu kurumun gerçek görevi şudur budur diyerek karşı çıkıyor. 
Bazıları da, “Erdoğan ters köşeye yatabiliriz” dediği için AKP’nin, “Benim Cumhurbaşkanı adayım da Ekmeleddin İhsanoğlu” diyecek lokmasını yutarak Erdoğan’ın İhsanoğlu etrafındaki kenetlenmeye kılçık atmasını da fark edemeyerek, bizi bu öngörüyü görememekle suçluyor.
...
Mesele şu...
Ekmeleddin Bey pek çok sebepten pek çok kişinin içine sinmeyebilir. Amma Erdoğan’la teraziye konulduğunda ona hayli ağır basacak kadar donanımlı olduğu da kesin.
Üstelik bir insanı, her insanı, hepimizi yediği yemek(maklube), siyasi görüşü olan bir televizyonda yaptığı konuşma yahut okuduğu okul, üye olduğu dernek esas alınarak bir potaya koyup “işte bu, aslında budur” demek çok kolay. Türkiye 1945’ten beri özgür iradesi elinden alınmış, Milli Eğitimi ABD’nin tekeline geçmiş bir ülke. Bu okullarda yetiştik diye şimdi hepimiz ABD ajanı mıyız? Bütün Galatasaray, bütün Robert Kolej mezunları vatan haini mi? Bizi biraz da bu toptancılık mahvetmedi mi?
...
Mesele, içine sinen bir adayla kaybedip Erdoğan’a destek vermek, Erdoğancı olmak mıdır, yoksa siyasi kemikleşmeyi de bitirecek bir kararla AKP tabanından da oy alacak bir adayla Erdoğan’ı oradan indirmek yahut ciddi şekilde sarsmak mıdır, asıl cevap verilmesi gereken soru bu.
Türkiye’nin topyekûn IŞİD’leşmesinin yolunu tıkamak için bizim vicdanımız ve tecrübemiz böyle diyor...
...
Daha önce de yazdık. Türkiye’ni rotası yanlış. Erdoğan’la Ekmeleddin İhsanoğlu arasındaki fark, kaptanın yolcuları tekmeleyip tokatlamaması, aşağılamaması, aralarında şucu bucu kavgası çıkartarak bakanların evlerindeki içi milyarlar dolu kasaları ve ayakkabı kutularını örtmeye çalışmaması, hukukun katledilişine sebep olmaması, belki de bütün bunların hesabının sorulmasının ilk adımı olacak olması...

Yazarın Diğer Yazıları