Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Kaldırıp, yetkilerini MİT’e devredeceğiz”  dediği Telekomünikasyon Başkanlığı’na “Gizli Kararname” ile diploma ve KPSS puan şartı falan aranmadan 10 bin ila 17 bin lira arasında maaşla 75 personel alınacak ise, gerçekten “Pes” demekten başka bir şey gelmiyor elimizden... Bir kere, “Kaldırmayacağınızı” bile bile niye  “Kaldıracağız” diyorsunuz?

Yapmayacağınız şeyi yapacağım, yaptığınız şeyi yapmadık, ispat etmeyen şerefsizdir demek sizde huy haline mi geldi? 
Niye personeli “Gizli Kararname” ile alıyorsunuz, Resmî Gazete’de niye yayımlamıyorsunuz?
 Orası “MİT”mi?
 CHP’li Umut Oran bu konuda bir soru önergesi verdi, inşallah tatmin edici bir cevap verirler. Cevap vermez, yahut “Biz öyle uygun gördük” derlerse Telekomünikasyon Başkanlığı’na uygun diploma ve KPSS puan şartı aramadan AKP’nin yapacağı bu atamalara “Yandaş yerleştirme” denilecektir, şimdiden haberleri olsun... İşin daha ilginci... TİB’e alınacak sözleşmeli personelin “sadece kendi isteği ile” işten ayrılabilecek olması, iddiası... 
Yani AKP, adamlarına 10-17 milyon lira aylıkla iş bulmakla kalmıyor, bir de bu iş için “kendi ayrılmadığı sürece kimse işten çıkartamaz” garantisi getiriyor. Yani yarın öbür gün iktidar değişse,“Biz sizinle çalışmak istemiyoruz, performansınızdan memnun değiliz” dese, bu mümkün olmayacak... Demek ki AKP için devlette çalışanlar liyakat ve performans mihengine değil de, “AKP’li” veya “AKP’li değil” kriteri ile değerlendiriliyor.
Ve AKP iktidarı,“AKP’lileri işte böyle koruyucu kanatları altına” alıveriyor... AKP’nin değil de “Devletin memuru, devletin çalışanı olan”ların durumu ise 12 Eylülcülerin bile dokunmadığı Yargılama Usul Yasası’nın 28’inci maddesinin 4. fıkrası değiştirilerek, zulüm haline dönüşeli neredeyse 5 yıl oldu.
Diyelim ki AKP’li bir il, yahut ilçe başkanının dediğini yapmadınız, o da telefona sarıldı, Ankara’daki dostları ile sizi Batı’dan aldı Doğu’ya veya Doğu’dan aldı Batı’ya postaladı. Siz de idari yargıya gittiniz, bu sürgünün haksız olduğunu mahkeme kararı ile tescillediniz. 
AKP’den önce bu karar uygulanmak zorunda idi. Uygulamadığı takdirde kim uygulamıyorsa doğacak maddi zararı tazmin etmek zorunda idi.
AKP ile artık böyle değil..
AKP’li il başkanı sizi sürdürür-süründürür, mahkeme kararı uygulanmaz, doğacak zararı devlet bütçesine yükler.
Üstelik mahkeme kararı iki yıl uygulanamayabilir... 
Görüyorsunuz, AKP kendi atadıklarını “kendileri istifa etmedikçe işten çıkarılamaz, başka bir kuruma da gönderilemez” diyerek kanun garantisi altına alma yolları arıyor... Kendinden saymadıklarına ise haklarını koruyacak mahkeme kararı bile vız geliyor tırıs gidiyor... Buna “Pes yani!” denmez de ne denir?