Biden’ın Erdoğan’a öğrettiği!

Yandaş gazeteler ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Erdoğan’dan dilediği özrü keyifle manşetlere döşendiler. Süper güç ABD Başkan Yardımcısının Türkiye’den özür dilemesi bizlerin de gururunu okşamadı değil.

Lâkin ABD tarafından dilenen bu “özür”  Türkiye ve bilhassa Erdoğan’ın ders çıkartması ibret alması gereken pek çok unsur içeriyor, kimse de bunun farkında değil. Aslında o özür telefonunun geldiği anda Erdoğan’ın, “Ben ne yaptım da Mehmetçiğin başına çuval geçirildiğinde, ‘Büyük devletler özür dilemez’ dedim, demek ki diliyormuş” diye düşünmesi, bir vicdan muhasebesi yapması gerekirdi. Neyse biz yine de günahını almayalım, belki düşünmüş ve böyle bir vicdan muhasebesi yapmıştır.
Lâkin Joe Biden’ın dilediği özürden Erdoğan’ın asıl çıkarması gereken ders, politikacıların siyaset yaparken kantarın topuzunu kaçırabilecekleri, böyle durumlarda da yapılması gerekenin “özür dilemek olduğu” dersidir. İşte bizim Erdoğan’ımızda bizim Cumhurbaşkanımızda bu yok. O, o kantarın topuzunu o kadar çok kaçırdı, bazılarına o kadar çok hakaretler etti ve defalarca dün söylediklerinin bugün doğru olmadığı kendi ağzı ile itiraf edildi ki...
Sayın Erdoğan’ın böyle durumlarda bile “özür dilemek” aklının ucundan bile geçmedi.
Ne,  “PKK ile görüşüldüğünü” söyledi diye alçaklığından hainliğine kadar bir şey bırakmadığı Bahçeli’den, ne, Gezi eylemleri sırasında nahak yere öldürülenlerin yakınlarından, ne Öcalan’a “Sayın”  ne şehide  “Kelle” demesi sebebiyle, (İnsan böyle durumlarda hiç olmazsa ’sürçülisan oldu’der) şehit yakınları ve milletin tamamından...
Devletin ihmali ve maden sahiplerinin para hırsına seyirci kalan hükümetin gafleti yüzünden canından olan (kazaları  “işin tabiatına”  bağlayarak) maden işçilerinden asla özür dilemedi...
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Erdoğan’dan dilediği özür, Sayın Erdoğan’a yaptığı haksızlıklar karşısında özür dileme melekesi kazandıracaksa bu bir işe yaramıştır, yoksa millî duygular gazlanır, işte o kadar.
Gelelim asıl işin  “püf noktası”na...
Hep söyleriz, hep söylerler...
ABD için  “ilke” yok “menfaat”  vardır!
Ya Joe Biden, “Türkiye IŞİD’e yardım ediyor”  anlamında söylediği o sözü “inanarak” ve bir “bilgiye”  dayanarak söylemiş de buna rağmen “özür dilemişse”, yani dilediği “özür”  Erdoğan’ın ağzından duymama ile sınırlı ve fakat muhteva olarak doğru ise...
İşte asıl tehlike burada...
Çünkü Biden  “özür” ü biraz abarttı ve  “Ben aslında Erdoğan hayranıyım” dedi.
Bırakınız bir ABD Başkan Yardımcısını, sıradan bir Amerikalı için bile bir Türk değil, her Türk, her Müslüman “asla hayran olunamayacak” ve hatta “insan olarak değer bile verilmeyen” varlıklardır. Bunu Afganistan’da, Pakistan’da, Irak’ta, Müslüman’a böcekten aşağı muameleler yaparak yeterince gösterdiler...
Öyleyse Biden’ın bu “hayranlık” abartmasının sebebi ne ola? 
Baba Bush da Irak’ı iç etmeden ve üçe bölmeden önce Özal’ı çiftliğinde ağırlıyor, hayranlığını belirtip duruyordu..
Ülkesinin güvenliği için topraklarına “yabancı asker” davet eden ve  “Türkiye NATO toprağıdır” diyen Erdoğan ve Türk milletinin Joe Biden’ın bu  “özür” ve bu  “Erdoğan hayranlığına” biraz daha yakından bakması gerekmiyor mu?

Yazarın Diğer Yazıları