O, “İbrahimî din”dir

Her gün siyaset konuşuyoruz. Şu mübarek günleri vesile ederek  “İbrahimî dinler” söylemini hemen hemen bütün müfessirlerin ortak görüşü olarak yine işin kaynağı Kur’ân’dan nakletmeye çalışalım...

Kur’ân’a baktığımızda “İbrahimî dinler” yoktur “İbrahimî din” demek imanî bir mecburiyet haline geliyor.  
Çünkü Kur’ân’da Hz. İbrahim aleyhisselam Müslüman, Hıristiyan ve Yahudileri birleştiren bir Peygamber değil, aksine, kendisi ile Hıristiyan ve Yahudiler arasındaki farkı ortaya koyan bir Peygamber olarak karşımıza çıkıyor.
Bir kere  “Din(ler)” demek tâ işin başında Sırat-ı Müstakim’den sapmak demek. Çünkü Allah katında “Dinler” yok, tek din vardır ve onun adını da Allah(c.c.) “İşte bugün sizin dininizi kemâle erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslâm’ı beğendim.(Maide, 3)” diyerek belirlemiştir.
Yahudilerin  “din” bahsindeki tutumları bellidir. Onlar Allah’ı bile “Millileştirmek”  çabasındadır. Onun için Hz. İbrahim’i Yahudileştirirler ve ataları olarak görürler. Pavlus dejenerasyonuyla Hıristiyanlar da Hz. İbrahim’i inançlarının manevî kaynağı olarak görürler. Gelin görün ki her iki kesimin de gerçeğin kendisi ile alakaları yoktur.
Çünkü bunun böyle olmadığını da,  “(Yahudiler) ‘Yahudi olun’ ve (Hıristiyanlar da) ’Hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız’ dediler. De ki: ‘Hayır, hakka yönelen İbrahim dinine uyarız. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi.(Bakara, 135)” 
“İbrahimî dinler” diyenler klasik tefsir kitaplarından bir zahmet bu ayetlerin ne demek istediğine bakıversinler...
Ve Allah (c.c.) birkaç âyet sonra hem Yahudilerin hem Hıristiyanların gaflette olduklarını daha güçlü bir şekilde ins ve cinse hatırlatıyor: 
“Yoksa siz, gerçekten İbrahim’in, İsmail’in, İshak’ın, Yakub’un ve torunlarının Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki, ’Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı? Allah’tan kendisinde olan bir şahadeti gizleyenden daha zalim olan kimdir? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.’(Bakara, 140)” 
Yahudi ve Hıristiyan’ı Müslüman’la Hz. İbrahim(as) vitrininde eşit değerler olarak takdim edenlere,  “İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir Müslümandı, müşriklerden de değildi. (Al-i İmran, 67)”  diyen Allah(c.c.), bu kişilerin aymaları için daha ne desin?
Muvahhid Hz. İbrahim(as) nerede... Hz. İbrahim’i bir ırkın peygamberi olarak gören Yahudiler ve Hz. İbrahim’den sonra gelen peygamberlerine oğul isnat eden Hıristiyanlar nerede...
Yüce Allah(c.c) “Sonra sana vahyettik: “Hanif (muvahhid) olan İbrahim’in dinine uy. O, müşriklerden değildi. (Nahl, 123)” âyeti kerimesi ile kimlerin nerede olduğunu apaçık söylüyor. 
Bunca Kur’an’î hakikate rağmen hâlâ “İbrahimî dinler” demek beş vakit namazımızın olmazsa olmazı olan Fatiha’daki “Sırat-ı müstakim”den ayağın kayması demektir. 
Bunun böyle olduğunu da Fatiha’nın tefsirlerinden kolayca öğrenebiliriz.
Mihenk Kur’ân’dır, şu veya bu yahut ihale mücahitleri değil.

Yazarın Diğer Yazıları