Geleceğin Adalet Bakanı!

AKP demek Erdoğan demekse...
Ve Erdoğan da AKP teşkilatlarında görev almayı düşünen kişilerden mal beyanı ve şeffaflığı şart koşan Başbakan Davutoğlu’na, “Şeffaflık isterseniz partide görev alacak il ve ilçe başkanı bulamazsınız”  ikazı yapıp “Şeffaflıktan vazgeç” uyarısı yapmışsa...
Türkiye’de siyasetin ne için yapılmaya başlandığı ve bu işin tabana kadar nasıl indiği birinci ağızdan itiraf değildir de nedir...
Makul adam, güzel şiirlerin yazarı İbrahim Tenekeci bile tutuyor:
“Zor bir imtihandan geçiliyor. İktidarla, maddiyatla, şöhretle, mevki ve makamla. Bu imtihanda kimi başarılı olur, kimi olamaz. Nasiptir, kaderdir. Kimsenin sınıfta kalanları kınamaya hakkı yoktur. Ancak dua edebiliriz: Allah yardımcıları olsun. (Y.Şafak, 3. Aralık 2014)”
Diye yazabiliyorsa..
Yani malla, maddiyatla, şöhretle, mevki ve makamla ilgili imtihanı kaybedenle, sınıfta kalan öğrenciyi aynı kefeye koyuyor, meselenin öğrencinin cebini boşaltan öğretmen meselesi olduğunu göremiyor, yahut örtmek istiyorsa...
Meclis’te dört eski bakanın yolsuzluk iddiaları ile ilgili oylamanın sonucunu merak etmenin bir anlamı var mı?
Bu iş zaten çoktan olmuş bitmiş!
Savcılar bulunmuş, “Takipsizlik” kararı verilmiş...
Meclis Soruşturma Komisyonu kurulmuş, “Delil yok”  denilmiş...
“Delil var, üstelik nal gibi” diyen komisyon üyelerinin muhalefet şerhleri okunmaya bile tenezzül edilmemiş...
Daha karar kesinleşmeden, yani Meclis’te, “Yüce Divan’a gitsin”  yahut  “gitmesin”  denilmeden  “yok denilen”  deliller için  “imha”  kararı alınmış!
Yapılacak oylamada AKP’li vekilleri zapturapt altına alabilmek için hukuken  “gizli”  yapılması şart olan oylamada “ret” demek olan  “kırmızı”,  “kabul”  demek olan  “beyaz”,  “çekimser” demek olan  “yeşil”  oylar dağıtılmış, yani geride kalan iki oyla, o vekilin hangi yönde oy kullandığının hesabı sorulacaksa...
“Hırsızlık yapan kardeşimiz de olsa kolunu keseriz”  diye kükreyen Başbakan Davutoğlu, bunca gelişme karşısında dut yemiş bülbüle dönerek,  “Bırak kolunu kesmeyi, sözünü bile kesemezsin”  diyenleri haklı çıkarmışsa...
Rıza Sarraf   “hayırsever iş adamı” ;  “Sarraf senin önüne yatarım”  diyenler ve arkadaşları “korunup kollanması gereken endemik türler”  haline gelmişse...
Bu da yetmemiş..
Aynı kişiler  “Yapılacak bir hükümet darbesinin ortaya çıkmasına sebep olan” kahramanlar olarak zihinlere zerk edilmeye başlanmışsa...
Böyle bir oylamanın sonucu için heyecanlanmaya gerek var mı Allah aşkına!
Bu oylamanın bir tek sonucu vardır...
O da, AKP yeniden iktidar olduğu takdirde bu meseleyi soruşturan Komisyon Başkanı Hakkı Köylü’nün Adalet Bakanı olacağıdır...

Yazarın Diğer Yazıları