Deccalın ayak sesleri!

Hâlâ kaldıysa eğer, Afrika’nın balta girmemiş ormanlarını karış karış gezin. Etobur aslanların yaşadığı topraklar, timsahların sessizce avlarını beklediği akarsular ve köpekbalıklarının katil balinaların yüzdüğü denizlerle ilgili belgeselleri izleyin. Bunların hiçbirinde insanların yaşadığı coğrafyada dökülen kanların binde birine rastlamayacaksınız.
Biz insanlar hem birbirimizin, hem hayvanların, hem bitkilerin, hem suyun, hem havanın kanını döküyoruz. Bunu yaparken zevk alıyor, sonra, sadece karınlarını doyurmak için kan döken canlılara hayvan, kendimize de insan diyoruz. Onlar vahşî, biz medenî oluyoruz. 
İngilizlerin, İtalyanların, İspanyolların Amerika kıtasından Hindistan’a dünden bugüne ve halen dökmekte olduğu kanlar bütün okyanusları kıpkızıl etmez mi? Hâlâ kan döküyorlar. Suriye’de döküyorlar, Afrika’nın hemen her karışında kan döküyor, kan döktürüyorlar, Irak’ta, Afganistan’da kan döküyorlar. Çeçenistan’da dökülen kanlar, Karabağ’da dökülen kanlar, Çin’in döktüğü ve dökmekte olduğu Uygur Türklerinin kanı kimin umurunda?  Daha iğrenç ve can acıtıcı olanı ise kim fazla kan döküyorsa itibarının o kadar yüksek olması? Kan dökenin ekmeğinin büyümesi, kan dökenin coğrafyasının genişlemesi. 
Katil itibar gördüğü sürece ha “barış”  ha  “boşluk” desek yanlış bir şey mi söylemiş oluruz? Kan dökme işinde o kadar uzmanlaşmışlar ki, kurşunla olmazsa, hastalık icat ediyorlar. İnsanın ölüsünü sevdikleri kesin. Lâkin normal ölüme bile razı değiller, illâ işkence yapacaklar. Onu da, ürettikleri hastalıklara buldukları ilâçlarla yapan bir “medeniyet”  var, imrendiğimiz... Ağır ağır ölsünler ve ölürken de katillerine kendilerini öldürme bedelini ödesinler. Bir nevi, idam edilen masumun celladına yevmiye vermesi sanki..
Bunca ölüm yetmiyormuş gibi aynı cellâtların elinde üzerinde kendilerinin de yaşadığı gezegeni birkaç defa yok edecek kadar nükleer stok var. Her an her şeyi yapabilirler. Onun için harıl harıl uzayda yaşanabilir yer arıyorlar.
Yüzyılda bir dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkan bir vampir varsa onu cezalandıranların kan emme işini faizle yaptıklarını gören kaç kişi var? Vampire kızanlar çalıştırdıklarının karşılığını vermeyerek alın teri ile kan emmenin de ustası olmuş çıkmışlar.. Devlet gücünü kullanarak zengin olmak, ihaleye fesat karıştırarak servet yapmak, imar hortumu ile şehrin kanını emmek hep çağdaş, medenî, kravatlı, tıraşlı, parfümlü vampirlerin işi..
Vampirde kan emme metodu çok. En maharetli vampirler ise insanların kutsallarından imal ettikleri hortumcuklarla müminlerin ruhlarını emip Allah’ın kullarını yaşayan kadavralar haline getirip o et ve kemik yığınında istedikleri operasyonları yapmaları...
Velhasıl, ortalık deccal dolu.
Kâfirle müminin ayrılacağı büyük deccalın ayak sesleri bunlar...

Yazarın Diğer Yazıları