HAKEMİN VAR İLE BİLE HAKİM OLAMAMASI!

Gazeteciliği Hukuk Fakültesi'ne bağlı olarak okumama rağmen hakim olmadım. Ama uzun süre futbol oynadığım için 15 yıla yakın bir süre hakemlik yaptım. Bayrak kaldırdım, düdük çaldım.

Onun için "hakim" ile "hakem" arasındaki farkı çok ama çok iyi tahlil ederek, tarif de eyledim.

Nasıl mı?

Hakim kararını dosya, deliller ve şahitlere dayalı olarak uzun sürede verir. Buna rağmen yanlış kararların verildiği de olmuştur.

Hakem ise, kararını 3-5 saniye içinde vermek, ona göre bayrak kaldırmak ve düdük çalmak mecburiyetindedir. Onun için yanlış kararı çok olabilir.

Ama bu çokluk eskiden idi. Yani VAR'dan önce idi.

Şimdi VAR var! Hemen değil, neredeyse 2-3 dakika sonra bile VAR denilen onlarca açıdan pozisyonu gözünün önüne seren ekrana bakıp da doğru karar vermeni sağlayacak çok büyük bir argüman, hakimin deyimi ile "delil!"

Tabi tüm bunlar, her alanında adaletin hakim olduğu bir ülke için geçerli, dolayısı ile Türkiye için değil. Türkiye'de futbol adına organize edilmiş Süper Lig'de hiç değil.

Hele hele Rizespor ile Galatasaray maçında düdük çalan Serkan Çınar, ekrana bakan Alper Ulusoy'un yaptıklarını, verdikleri kararı gördükten sonra, inanın "Bu ülkede adaletin zerresinin bile tecelli edeceğinden umudum kalmadı" demek geliyor içimden.

Çünkü; göz göre göre, ekrana baka baka böylesine yanlış kararlar verilebiliyor ise adaletin güçlü adına başka, güçsüz adına başka uygulandığı bir ülkede yaşadığımızı bir kere daha tescil etmiş, anlamış, kavramış oluyoruz.

Oluyor da, ne elde edebiliyoruz ki?

Ligi 5'inci tamamlayarak Avrupa Kupaları'na gitme hayali kuran ve bu hayalin gerçekleşmesi için de gerekeni yapan Rizespor'un maddi ve manevi mağduriyetini önlemiş oluyor muyuz?

Ne gezer?

Tamamlanmasına 2 hafta kalmış sezon için MHK tarafından; "Serkan Çınar ve Alper Ulusoy 2 hafta dinlendirilecek" açıklaması kamuoyu ile dalga geçmek değil de nedir?

"Kural hatası var. Maçın tekrarı için başvuracağız" diye açıklama yapan Rizespor yönetiminin çabası yine karşılıksız kalmayacak mıdır?

"O hakem rahat uyudu mu?" diye soran Vedat Muriç'e, "Serkan Çınar başını yastığa huzur içinde koydu" cevabı verilebilecek midir?

Bu sorulara adaletin yerini bulması adına, olumlu cevap verebilecek erk sahibi bir babayiğit çıkabilecek midir? Hele hele siyasette İstanbul garabeti de ortada iken!

Demek istediğim odur ki, hakemliği yaparken, hakimin sahip olduğu imkanlarla da donatılmasına rağmen bu ülkede futbolda adalet bu hale düşürülüyor ise doğru adına kelam etmeye, adaleti tecelli ettirmeye çaba göstermek beyhudedir, beyhude!

 

Yazarın Diğer Yazıları