Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Seçim, iftira ve siyasetsizlik!

31 Mart seçimlerinde Mansur Yavaş için söylenmedik söz, atılmadık iftira, edilmedik itham kalmamıştı.

Senet sepet ithamları bir yana elli yıllık ülkücü olan Mansur Yavaş'ı yıkıcı bölücü kesimle işbirliği yapmakla hatta belediyeyi onlarla yönetecek olmakla suçladılar.

AK Parti'nin ve Bahçeli'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, Mansur Yavaş'la ilgili olarak "Diyelim Mansur Yavaş Ankara'yı kazandı, Kandil'in gönderdiği adamları mı belediyeye alacak?" diye sorabilmiştir.

Siyasi çıkar uğruna her türlü isnat, itham ve iftirayı atan kibirli iktidar oligarklarını Ankara'lı dinlemedi. İktidar bloku Ankara'da bu seçimi kaybetti. Ankaralı AK Parti'yi de, asılsız iftira ve ithamlarını da Mansur Yavaş'a verdiği oylarla reddetti. Bugün Mansur Yavaş Ankara'da Büyük Şehir Belediye Başkanıdır. Kiminle ve nasıl belediyeyi yönettiğini de herkes görmektedir.

Yenilenmesine karar verilen İstanbul seçimlerinde de bu defa İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu'na karşı yeni tür itham, iftira ve isnatlar piyasaya sürülmüştür.

İmamoğlu'na yönelik itibar infazı dört koldan sürdürülmektedir.

Devlet, iktidar, medya ve siyaset oligarşisi bu konuda elbirliği içindedir. Halbuki onlar İmamoğlu'nu eleştirdikçe popülaritesini yükseltiyorlar. İmamoğlu, halk nezdinde elinden mazbatası alınmış bir mağdurdur.

Türk halkı zamanında Erdoğan'ın İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığını iptal ederek hapse atanlara karşı hangi tavrı sergilediyse İmamoğlu'nu mağdur eden mevcut iktidara karşı da aynı tavrı sergileyecektir!

Şu ana kadar İmamoğlu'nun mağdur, mazlum ve hakkı gasp edilmiş olduğuna yönelik kamuoyu algısı kırılamamıştır. Bu durum bile yalnız başına seçim sonuçlarını ciddi biçimde etkileyecek bir olgudur.

Kaş yapayım derken göz çıkarmak!

İmamoğlu'na yetersiz, yeteneksiz, becereksiz ve yolsuz diyemiyorlar. Yunan Basınını gerekçe göstererek İstanbul seçimlerini 'bir Yunan kazandı' diyecek kadar çaresizlik içinde ona absürt iftira atıyorlar.

Koca koca adamlar kimisi "Rum" vurgusu yaparak kimisi İmamoğlu'nu "Trabzon'da Pontus Rum Cemiyeti karşıladı" diyerek kimisi de "Bir Yunan'ı İstanbul'a başkan mı yapacağız" saçmalamasıyla gerçekte İmamoğlu'nun ekmeğine yağ sürüyorlar.

Ordu Valisi, İmamoğlu'nu VIP'ten geçirtmeyerek herhalde büyük bir devlet görevi yaptığını düşünüyordur. İmamoğlu'na devletin valisi tarafından yapılan bu muamele onun mağdurluk konumunu daha da güçlendirmiştir.

İktidar yağdanlıkları farkında olarak ya da olmayarak İmamoğlu'na çalışıyorlar. Kaş yapayım derken göz çıkarıyorlar.

Buna benzer bir tutum da İBB'nin bazı personelinin belediye önünde İmamoğlu'nun belediyede yapılan israfla ilgili sözlerini protesto etmesiyle ortaya çıkıyor. Bir gurup belediye personeli yaptıkları konuşmada aslında israf yoktur, "israf söylemi algı operasyonudur, kınıyoruz" anlamına gelen bir bildiri okumuştur.

Halbuki israf, Türkiye'nin en büyük sorunlarından birisidir, belediyelerle de sınırlı değildir. Bakınız AK Parti'nin en etkili isimlerinden Bülent Arınç bu konuda neler söylüyor: "İsrafın önünü alsak sizden vergi almamıza gerek kalmaz. 13 yıllık iktidarımızın her tarafı altın yazılarla, başarıyla doludur. Ama israf konusunda karnemiz kırıktır".

AK Parti iktidarına yönelik her eleştiriyi dış güçler, algı operasyonlarına bağlayanlar kendi yanlışlarıyla kendilerini oyalayanlardır. İktidarlarında hiç bir hata yapmadığını, sütten çıkmış ak kaşık olduğunu sananlar kendi kendilerini kandıranlardır.

Enerjik oluş, beceriklilik, üreticilik, yetenek, iş bilme ve dürüstlük yerine rakibinin zaaflarını sömürmek suretiyle vatandaştan oy istemek doğru bir tavır değildir. Karşı tarafın kötülüğü ya da yanlışı üzerine oturtulan siyasi strateji yanlıştır. Etnisite, mezhep ya da değerleri esas alan siyasi çıkışlarınsa sonuç alması söz konusu değildir.

Yanlış siyasetin doğru sonuç üretmediğini görmek için 23 Haziran seçim sonuçlarını beklemek gerekir!

Yazarın Diğer Yazıları