Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Zor tercih

Hayat tercihten ibarettir. Ömür boyunca insanlar "iyi ile kötü", "kahramanlık ile korkaklık", "doğru ile yanlış", "haram ile helal" arasında önceden edindiği deneyim ve birikimlere dayalı olarak tercih yaparlar. Ancak insanın önüne her zaman olgular çok açık ve belirli olarak çıkmaz ve değer yargılarındaki subjektiflik insanın isabetli tercih yapmasını çoğu zaman engelleyebilir. Doğaldır ki "kötü ile daha az kötü", "zararlı ile daha az zararlı" arasında tercih de her zaman insanın çözmesi gereken bir sorundur.

Tercih yapabilmek için doğu felsefinin temellerinden birini oluşturan "tefrik etme sanatını" çok iyi kavramak gereklidir. Yüzlerce alternatif arasından işe yarayanı bulup çıkarmak başlı başına bir sanattır. Bu noktada, ihtiyaçlar, öncelikler ve elde edilebilirlikler önem kazanır.

Örs ile çekiç, onur ile konfor, ekmek ile erdem arasında isabetli tercih yapabilmek için kavramların doğru tanımlanması gerekir. Aksi takdirde tuzun şekerle, zehirin panzehirle karıştırılması facialara neden olabilir. Bu noktada birey ya da toplumların kendi aleyhlerine sonuçlanacak süreçleri tercih etmemeleri kendi feraset, basiret ve birikimlerine bağlıdır. Nihayetinde bütün tercihler  "ya yar ya ser", "ya sakal ya bıyık" türünden ortaya çıkmaz.

Yanlış tercihten daha kötüsü tercih yapmamaktır. Yani "iki arada bir derede kalmak" kararsız  kalmaktır. Kararsız kalmak fizikte ve zihinde eylemsiz kalmak anlamını taşır. Bu durum sıfır noktası demektir. Hâlbuki  iyi ve kötü olan "bir" her zaman "sıfır"dan daha iyidir.

Maksatsız hayat olmaz. Bireyin ruh ve düşünce yüceliği maksadında saklıdır. Herkes maksadı kadar büyük ya da küçüktür. Büyük adamlar küçük maksatlar için ömür tüketmezler. Küçük maksatlar peşinde koşan adamlardan da büyük adam olmaz.

Bu noktada tercih yapmak zorlaşır. Büyük davaların büyük belaları, sıkıntıları ve cefaları vardır. Karınca adam kimliğindeki bireyler büyük davaları üstlenecek omuz, onur ve gücü çoğu zaman kendilerinde bulamazlar. Ucuz kahramanlık peşinde olanlar da bu tipler arasından çıkar. Onurun en büyüğünü riskin en küçüğünü tercihe yeltenirler.

Maksadı ile eylemi arasında tutarlı olmak kaydıyla, maksadına kendisini adamış idealistler için olmaz diye bir dava yoktur. Çernişevski'nin "Ne Yapmalı" adlı ünlü romanındaki kahraman Rahmetov "kendini katılaştırmak için pişmemiş ekmek yer ve çivili yatakta uyur. Kişisel bir yaşamı, karısı, dostları, onu amacından uzaklaştırabilecek aile bağları bile yoktur".

 Zoru tercih edenler zor yetişirler. Onların çocukları da çocuklukları da zor bir hayat sürecinden geçer. Hayat da ancak böyle durumlarda bir anlam kazanabilir. Sıcak odalar, yumuşak yataklar ve sonsuz imkânlar başarı için yeterli değildir. İnsanı yetiştiren çoğu zaman güçlükler, zorluklar ve imkânsızlıklardır. Belki de bunun için bir bilge zat oğlunu nasıl yetiştireceğini şöyle anlatır:

Benim tek bir oğlum var. Onu çok sevmeme rağmen onu kendimden sonra zengin bırakmak istemiyorum. Ona akılla edepten ibaret bir servet bırakmak istiyorum.

Oğlumun acıkmasını istiyorum, doymanın tadını alabilmesi için;

Oğlumun susamasını arzu ediyorum, doya doya suyu içip kanabilmesi için;

Oğlumun geceleri uykusuz kalmasını istiyorum; göz kapakları uyku ile dolu dolu uyuyabilmesi için!

Böyle bir zihniyetle yetişenler hayatın, gerçeklerin ve yaşamanın tadına doya doya varabilirler. Dününü yiyerek hayatını sürdüren mirasyedi nesiller, başlarına gelecek en küçük sıkıntılarda dahi paniğe kapılırlar. Babalar bekleyen zor tercih evlatlarını bugün için değil gelecek için hazırlamaktır. Gelecek ise yorulmak ister, çalışmak ister, rahata kıymak ister, uykusuz kalmak ister. Tercih sizin, ister kolayını isterse zorunu seçin.

 

Yazarın Diğer Yazıları