Oynamadan kazanmak Özkahya ile kaybetmek!

Gaziantep karşısında 2 puan kaybeden Trabzonspor'da sonucu nasıl değerlendirmek lazım?

Daha doğrusu bu işi nereden bakarak yapmak gerekiyor?

Biz epeyce Hacı Bektaş Veli'ci olduğumuz için önce kendimizden, yani "Her ne arar isen kendinde ara" diyerek konuyu masaya yatırmanın doğru olduğunu düşünenlerdeniz.

O zaman, "şapkayı önümüze koyup" düşünecek olursak, Trabzonspor'un takım oyununa değil de, bireysel yeteneklere dayanan olmayan sistemini (!) akla getirmemek mümkün mü?

Değil!

Yani, kalede uçanı kaçanı yakalayıp, aradan sıvışanları ağlarında gören kaleci Uğurcan'ın bu sezonki maçlarda 50'ye yakın mutlak golü önlediğini…

Sorloth'un da Uğurcan'ın kurtardıklarının yarıya yakınını rakip ağlara gönderme başarısı gösterdiğini…

Kaptan Sosa'nın yaşı ile orantılı olmayan bir performans ortaya koyduğunu…

"Her an her şey yapabilir" umudu ile sahada tutulan  Nwakkaeme'nin genelde bu beklentileri boşa çıkarmadığını…

Bunlara zaman zaman ayak uyduran Ekuban, Novak, Guilherme'nin sonuca pozitif olarak etki eylediğini…

İşte Trabzonspor bugüne, buraya kadar bunların bireysel çabaları ile, belli bir oyun sistemi olmadan geldiğini hepimiz, herkes biliyor.

Yani, "Her maçta Uğurcan kurtarır. Bir veya iki kişi yeteneklerini ortaya koyar. Sonuç da Trabzonspor lehine tecelli eder."

Böyle olmadı mı? Oldu.

***

Ama hani denir ya; "Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar. Sonra…"

Bu gerçeklere Gaziantep maçından örnekler arayacak olursak, Uğurcan'ın golleri kurtarması, Kamil Ahmet'in "yanlış saat bile günde iki kere doğruyu gösterir" babından olağanüstü bir orta yaparak Ekuban'a gol attırması dışında Trabzonspor'un bırakın takım oyununu, bireysel beceri olarak futbolcularının ortaya koyduğu hangi hareket vardı?

Hangi futbolcu; "Ben bu maçı çevirecek futbol oynadım ama, olmadı işte" diyebilecektir?

Hiç kimse!

Onun için, "Trabzonspor önce kendin de arasın, sonra hakem Halis Özkahya'ya haklı olarak yüklensin" diyorum.

Trabzonspor kabahati kendinde aradığında, "görünen köy kılavuz istemez" misali gerçekler gözümüzün önüne serilmiyor mu?

Örneğin, defansın göbeğine zoraki çakılan Da Costa-Campi ikilisi, geçen sezonun yıldızları Hüseyin Türkmen-Hossseini'yi aratmıyor mu?

Orta sahanın kendilerine, namlarına bakılarak tahsis edildiği, Sosa-Obi Mikel-Ndiaye üçlüsü'nden kaptan hariç ikisini Abdulkadir Parmak'ın kulübeye oturtacak yeteneğinin olup olmadığını cümle alem bilmiyor mu?

Trabzonspor için görev yaptığı dönemde Ünal Karaman gibi, futboldan öte özellikleri ile de takıma katkı sağlayan kaptan Sosa'nın kötü oynadığı zaman oyundan alınmasına engel mi var? Onunla aynı işi yapabilecek bir Guilherme'ye neden "oyunu yönet, yönlendir" şansı tek başına tanınmıyor?

Ndiaye'nin geldiği günden beri yaptığı olağanüstü katkı için tek bir tane örnek verilebilir mi?

Sakatlıktan yeni çıkmış olmasına rağmen, Abdulkadir Ömür'ün bu haliyle bile Ndiaye'den 10 gömlek üstün olacağını anlamak zor mu?

Haklı olarak yere göğe sığdırılamayan golcü Sorloth'u yeteneklerini kullanabilmesi için, bu oyuncuya yönelik özel bir oyun taktiğimi uygulandı?

Bırakın uygulamayı, Sortloth neredeyse kendi kenara gelip, top alacak, sonra da ağlarla buluşturulacak hale getirilmiyor mu?

Gelelim Nwakaeme'ye. Kötü gününde bile olsa bir maçta sahada en az bir devre tutulması gerektiğine inandığım tek oyunca. Çünkü, "her an her şeyi yapabilir" beklentisini yetenekleri ile kendinde taşıyor Nwakaeme.

***

Ez cümle; bu tablo ve şerait içinde Trabzonspor'un geride kalan 10 maçını kazanması için takım oyunu ortaya koyabilmesi artık çok zordur. Tek çare kaleci Uğurcan'ın formunu devam ettirdiği yerde, Sosa, Guilherme, Sorloth, Nwakaeme, Ekuban'ın yüksek performansa ulaşmalarıdır.

Yetmez; Abdulkadir'ler (Ömür ile Parmak) takıma direk olarak monte edilmelidir. Dahası, şu defansın ortasına Hüseyin Türkmen ile sakatlığı geçtikten sonra Hosseini mutlaka yerleştirilmeli, Campi ısrarı ile Da Costa denemesi bir kenara konulmalıdır.

Buraya kadar tamam mı? Yani Trabzonspor'da bu işlerden sorumlu olanlar, kendine bakıp, "Nerede hata yapıyoruz" sorusuna cevap bulabilecek mi?

Bulursalar ne alâ!

O zaman Gaziantep Futbol Kulübü maçına geçip Halis Özkahya ile sonrasında yapılan karşılıklı açıklamalarının neresinde yarar, neresinde zarar olduğuna bakabiliriz.

Bugün için "oynamadan kazanmak"ı paylaştık. Yarın; "Halis ile kaybetmek" ile devam edeceğiz.

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları