Haftada 2 maçla, bir ayda biter

Kovid-19 salgını vesilesi ile Türkiye'de de futbol liglerinin ertelenmesine aklı başında bir Allah kulu (!) çıkar da "TFF'nin aldığı karar yanlıştı" der, birileri daha da ileri gidip; "öküzün altında buzağı arama" alışkanlıkları nedeniyle izan dışı ithamlarda bulunurlar ise bunlar için hiç uzatmaya, evelemeye gevelemeye gerek yok!

Sadece "Bunlara Allah akıl fikir ve de adalet ihsan eylesin" diye dua eylemek gerekir.

Öyle ya, toplumun her kesiminde ve yaşamın her karesinde "çok büyük tehlike" olarak diklenmiş duran bir salgın karşısında, futbolu kenara koyarak tedbir almak kadar akıl ile abes bir şey olabilir mi?

Öyle veya böyle olmadı da.

Devletin uyarısı, Kulüpler Birliği'nin ittifakı ve TFF'nin aldığı erteleme kararı, öncesinde hesapsız kitapsız söylemler yapılmış olsa da hiç tereddütsüz tamamen doğrudur.

Doğrudur ama ortada da bir büyük bir sıkıntı var.

O da, futbol kamuoyu şimdi güncel olarak ne ile meşgul olacak? Basın spor sayfalarını ve ekranları ne ile dolduracak?

Hadi televizyonlar eski maçları yayınlayarak idare ettiler. Ya gazeteler! Ya internet siteleri! Ya radyolar!

Onlarda çaresini buldular. "Şimdi ne olacak?" sorusuna cevap arama adına yazıp-çizip duruyor, önlerine geleni yetkili-yetkisiz olup olmadığına bakmaksızın konuşturup duruyorlar.

*

Peki TFF'nin; "Yeni takvim, gelişen şartlar doğrultusunda yapılacak çalışmaların sonrasında belli olacak" diyerek şimdilik topu zamana attığı bir süreçte, Kulüpler Birliği'nin yaptığı tavsiyelere bakalım mı?

Birincisi; "Her şey normal giderse 17 Nisan'da başlayabilir."

17 Nisan'a kadar normalleşme olmayacağı kesin olduğuna göre; bunu geç!

İkincisi; "Süreç uzarsa Play-off sistemine geçilebilir."

Peki nasıl geçeceksin?

İlk 8 takım arasında oynatmaya kalksan bunun için geride kalan 8 haftadan daha uzun bir süre gerekiyor. Bir de ilk 8 takım arasında başta 53 puanlı Trabzonspor ile 37 puanla 8'inci sırada yer alan Göztepe arasında tam tamına 16 gibi büyük bir puan farkı var.

Haydi "Play-off 53'er puanlı Trabzonspor ve Başakşehir ile 50 puanlı Galatasaray ve 49 puanlı Sivasspor arasında oynanacak" denilir ise ona hem puan adaleti, hem de kısa zamanda ligin sonuçlanması adına biraz akıl erer.

Biraz akla uysa da, adaleti tam olarak temin edemeyeceği için bunu da geç!

Üçüncüsü; "hiç oynanmadan şu anki haliyle ligleri tescil etmek" diye kamuoyunun önünü konuluyor ki, buna da ne akıl, ne de adalet hüküm ve onay vermez, veremez O nedenle bunu hiç hesaba katmadan geç!

*

Şimdi, "Sen de hepsine 'geç' diyorsun!" diyerek eleştiri getirebilirsiniz. Siz de haklısınız!

O zaman benim aklıma adaletli çözüm için bir yol ve yöntem geliyor ama kabul edilir mi, edilmez mi, bilemem!

O da şöyle:

Süper Lig'in 26 haftası oynandı. Geriye 8 hafta kaldı.

Nisan'ı geçelim. Mayıs'ın başından ya da ortasından itibaren (hatta haziran ayında) 8 maçı seyircisiz bir ortamda, haftada 2'şer karşılaşma yaptırarak toplamda bir aya tekabül eden 4 haftada aradan çıkarıp, bu işi bitirebiliriz..

Kovid-19'un seyr-ü seferi buna cevaz veriyor ise 4 haftada ligleri tamamlamaya engel teşkil edecek başka ne var?

Futbolcuların haftada 2 maç oynayacak olmaları mı?

Gerçekle uzaktan yakından hiç ilgisi yok. Çoğu her hafta antreman yapma yerine 2 maç oynayacaklar. Ortada bir de olağanüstü şartlar varolduğuna göre...

Bana göre bu şartlarda, bu denli "en uygun" öneriye karşı çıkacak olanlar, bilesiniz ki bu sorunu ortadan kaldırmamak için "ipe un serenler" olacaktır.

Eeee, "ipe un sermek" ya da "öküzün altında buzağı aramak", dahası "yapıcı yerine yıkıcı olmak" hastalığı, bir toplumun çok uzun zamandır adeta hasleti haline gelmiş ise paslı çivi misali bunları söküp atmanın da hiç de kolay olmadığını bilmiyor değiliz!

Hayatımızı tehdit eden koronavirüse rağmen bile…

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları