"Yeni Sayfa Açıldı" mı?

Her şey ortada. Çok lafa lüzum yok. Türkiye-ABD ilişkilerinin sonuç bildirgesinde öne çıkan cümleler, yapılan görüşmenin başarı ya da başarısızlığını açıklıyor.

Nedir bu cümle?

"Yeni bir sayfa açıyoruz.."

Türkiye, ABD ile açabildi mi belli değil. Ama "yeni bir sayfa açma" cümlesi bir olumsuzluğun ümidini anlatıyor. "Yeniye" ihtiyaç duyuyorsanız, eskisi işe yaramıyor, bozuk demektir. Görüşmelerde sonuç daha ilerisine değil de sadece o noktaya kadar gelmişse, demek ki ihtilaflar çözülmemiş. Öyle ise sonuç belli değil mi?

ABD-Türkiye görüşmelerinde henüz kazanan taraf yok.             

Nitekim şu soruya verilecek cevaplar durumu ortaya koyacaktır: ABD-Türkiye hangi konuda uzlaştı?

Gündemin en önemli sorunu olarak öne çıkan S-400'lerde anlaşma sağlandı mı?

Hayır sağlanamadı. Hatta Türkiye tarafı Erdoğan'ın ağzından " vazgeçmemiz mümkün değil" dedi.

ABD tarafı, "bizimle misiniz, değil misiniz" ayrımını öne sürdü.

Cevap istedi.

Türkiye "sizinleyiz" diyemezdi. Çünkü ortada PKK/PYD meselesi vardı ve milli çıkarlarımızı tehdit ediyordu. Aynı şekilde ABD bundan vazgeçmezdi, çünkü onunda 1991'den bu tarafa "Büyük Orta Doğu Projesi"yle uyguladığı stratejisi vardı.

Böylece çıkarlar çatışmaktaydı.

Nitekim kaç resim, kaç film, hatta ne tür belge gösterirseniz gösterin, ABD'nin ulusal hedefi bellidir. Birinci Dünya Savaşı sonrasında kurulamayan Kürt devletinin kurulması. Bunun için İsrail'in çıkarlarının önde tutulması ve Suriye petrollerinin elde tutulması.

Petrolle hem enerjiyi kontrol edecek hem yeni kuracağı bölgesel yönetimi elinde tutacak ve hem de yapacağı çalışmaların masraflarını onlara ödetmiş olacak. Oldukça akıllı bir yol. Düşünsenize; varsayalım, Barzani benzeri bir bölgesel güç inşa ettiniz, kontrolünüzden çıkmaması lazım. Bunun için iki yolunuz var: Ya asker bulunduracak ve tepesinde duracaksınız, ya da ülkenin bütün zenginlik kaynaklarını siz yöneteceksiniz.

Orta Doğu'da bunun adı bellidir: Petrol!..

Para ve ekonomi sizde olduğu sürece iş başındaki yönetim size karşı daima dirençsiz kalacaktır.

ABD akıllı..

Önce petrol sonra insanlar. Açlığı, kalkınmayı, gelişmeyi, zenginleşmeyi vb. yönetmek için parayı kontrol etmeniz lazım.

ABD bunu doların gücünden biliyor.

Finansı kendisi yönetiyor, dünyayı da kendisi yönetiyor.

Bu sebeple Türkiye, ABD yetkililerine Ferhat Abdi Şahin'in değil CIA belgesiyle terörist olduğunu, canavarlığını da belgelese fark etmez. Nitekim bunun cevabını Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'ye dönerken ABD askeri kaynakları verdi.

"Bizim için önemli olan kişiler değil."

Nedir onlar için önemli olan?

Sevr!

Yeni adıyla Büyük Orta Doğu Projesi.

Dolayısı ile Erdoğan-Trump görüşmelerinden Türkiye lehine büyük, kalıcı ve önemli sonuçlar çıkacağını beklemek de esasında ham hayaldir.

Niye öyledir?

Çünkü böyle bir anlaşma için iki taraftan birinin çıkarlarından taviz vermesi gerekir.

Türkiye verebilir mi?

Kesinlikle veremez. Veremez, çünkü terör toprak bütünlüğünü tehdit ediyor. Verse verse ABD verirdi. Çünkü PYD'nin aslında PKK olduğunu, PKK'yı da kendisinin terör listesine aldığını biliyor. Buna rağmen, kelime oyunları yaparak, meseleyi saptırarak, Suriye içinde ayrılıkçı törör güçlerini desteklemeyi sürdürüyor. 

Burada tehlikede olan ABD değil, Türkiye ve Suriye'dir.

Önce ne olacaksa Suriye'de olacak, sonra sıra Türkiye'ye gelecek. Dolayısı ile Türkiye, başına gelecekleri önceden kestirerek önce bozulan ekonomisini, sonra, kendini güçlü kılacak tarım düzenini ve silah sanayini, yaptırımlarla karşılaştığında ayakta kalacağı üretim düzenini kurmalıdır.

Erdoğan-Trump görüşmesi, karşılıklı olarak herkesin tezlerini açıkladığı ve hiçbir konuda anlaşamadığı toplantılardan ibarettir.

 

Yazarın Diğer Yazıları