Yeni Zelanda'daki katliam ve seçimler!

Tayyip Erdoğan, "İsrail'in başındaki zatın oğlunun ifadeleriyle Yeni Zelanda'daki teröristin ifadeleri aynı; aynı kaynaktan besleniyorlar." diye bir açıklama yaptı.

Gerçekten de İsrail Başbakanı Netanyahu'nun oğlu Yair, Twitter mesajında, Erdoğan'a hitaben, "Ona, İstanbul'un adının Konstantinopolis olduğunu ve Türk işgalinden önceki bin yıl boyunca Bizans İmparatorluğu'nun ve Ortodoksların başkenti olduğunu hatırlatırım. Türkler, Yunanlara, Süryanilere ve Ermenilere soykırım yapmış, Anadolu'daki tüm Hristiyanlara etnik temizlik uygulamıştır. Onlar etnik olarak bütün Hristiyanları küçük Asya'dan temizlediler." diye yazmıştı.

Yeni Zelanda'da camilere saldıran ve 50 kişiyi öldüren Tarrant'ın olaydan 10 dakika önce ülkedeki önemli kişilere gönderdiği manifestoda ise "Türklere" başlıklı bölüm şöyle:

"Topraklarınızda huzur içinde yaşayabilirsiniz, size zarar gelmeyecek. Boğaz'ın Doğu yakasında... Ama Boğaz'ın Batı yakasında bir yerde yaşamayı denerseniz, Avrupa'ya gelirseniz sizi öldüreceğiz. Konstantinopolis'e gelir, tüm cami ve minareleri yıkarız. Ayasofya minarelerden kurtulacak ve Konstantinopol hak edildiği gibi tekrar Hristiyan şehri olacak."

İki mesajda da İstanbul'un bir Hristiyan şehri olduğu öne sürülüyor.

***

Diğer taraftan Yeni Zelanda Başbakanı Ardern, katliamın "ayrıntısıyla planlanmış bir terör saldırısı olduğunu" söyledi.

Teröristin camiye doğru giderken aracında çalan şarkıların birinde ise "Bosna Kasabı" olarak bilinen savaş suçlusu Radovan Karadzic'e yönelik övgü dolu ifadeler yer alıyor.

Teröristin silahının üzerine yazdığı isimler arasında, 1389'daki 1. Kosova Savaşı'nda Sultan Murad'ı şehit eden Milos Obilic'ten başka, Kosova Savaşı'nda Osmanlılara karşı mücadele eden Sırp prens Lazar Hrebeljanovic, 17. yüzyılda Osmanlılara karşı ayaklanan Baja Pivljanin ve daha sonraki dönemde yine Osmanlılara karşı Sırp ayaklanmalarına önderlik eden Novak Vujosevic ve Karadağlı Marko Miljanov ile Arnavut isyanını yöneten İskender Bey de yer alıyor..

Murat Hüdavendigar ve İskender Bey gibi Türkçe isim ve sıfatlar kullanılmış olması da dikkatimi çekti? İsimleri verenin Türk tarihini çok iyi bilen bir kişi olduğu kesin!

***

Bu saldırının, ciddi bir tarih bilinci ile yapıldığı ve en ince ayrıntısına kadar planlandığı dikkate alınırsa, Türkleri Avrupa'dan atmak stratejisinin yeniden başlatıldığını ve bunun için "silahlı propaganda" yönteminin seçildiğini söyleyebiliriz. Böylesine bir saldırının, İsrail, Türkiye ve Balkan ülkelerinde bulunmuş 28 yaşındaki bir ruh hastasının tek başına giriştiği bir eylem olduğunu zannetmek saflık olur.

Nitekim IŞİD patentiyle yayınlanan mesajda da sinagoglara ve kiliselere saldırı emri verilmiştir! IŞİD de bir istihbarat örgütü olduğuna göre, iki terör grubunu aynı merkezin yönlendirdiği ve dünya çapında bir Hristiyan-İslâm çatışması çıkarıp, çatışmanın merkezine de Türkiye ve İstanbul'u oturtarak siyasi bir sonuç elde edilmeye çalışıldığını söyleyebiliriz. En azından bu saldırı, dünya çapında Hristiyan gençliği, Türklere karşı terörize etmeye dönüktür. Bu itibarla, saldırının planlandığı merkez, Türkleri ve Müslümanları Avrupa'dan atmak isteyen ve İstanbul'da gözü olan ülkelerin istihbarat örgütleri olabilir!

Son yıllarda, Avrupa'daki Türklere yönelik saldırıların faillerinin arkasında istihbarat servisleri bulunduğu anlaşılmadı mı?

***

Tabii böyle çok yönlü bir saldırıya karşı aklını kullanması gereken, sadece Türk gençleri değil, öncelikle siyaset ve devlet adamlarıdır. Öyleyse Tayyip Erdoğan'a düşen, teröristin manifestosuna cevap yetiştirerek "Dostça gelirseniz sizi ağırlayacaklar, düşmanca gelirseniz de toprağa gömecekler." demeden hemen önce saldırının hangi amaçla planlandığı konusunda, Türk gençliğini ve bütün dünyayı bilgilendirmektir. Bu tür konular, seçim propagandasının malzemesi haline de getirilmemelidir.

Yazarın Diğer Yazıları