Yurt dışında yaşayan Türklere "ikâmetini sildir" baskısı!

Aziz Nesin'in hikâyeleri neden çok tutmuştur. Çünkü hepsi komiktir ama gerçektir. Türkiye bir gariplikler ülkesidir. Yasalar sözde vatandaşın hukukunu korumak için çıkarılır ama uygulamada bütün işler yokuşa sürülür. Tabii bunun sorumlusu sadece bürokrasi değildir. Kişinin lehine veya aleyhine özel yasaların çıkarılabildiği bir ülkedir Türkiye!

Meselâ son olarak infaz indiriminden yararlanamayacak suçlar arasında MİT Yasası'na karşı işlenen suçlar da dahil edilince Murat Ağırel, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik ve 6 ay hapis yattı!

***

Bir garabet de ikâmet ile ilgili... Kanlıca'da, eşi yıllar önce vefat etmiş olan bir kadın, evinin bitişiğindeki boş arsayı, arsa sahibinin ısrarı üzerine satın alır. Arsanın üzerindeki tarihi yalı, eski sahibinin üzerindeyken yıllar önce yanmıştır. Vatandaş, bu arsayı, tarihi yalının resmini bulan ve yeniden inşa ettirmek isteyen oğluna satar.

Alım-satım vergisi olarak her iki taraftan da on birer bin lira vergi alınır. Anne, daha sonra tarihi eserleri canlandırmak amaçlı arsa alım satımlarından vergi alınmadığını öğrenir ve hem kendisi hem de umumi vekâletname aldığı oğlu adına itirazda bulunur. Kendisinin ödediği vergi, bıktırıcı işlemlerden sonra iade edilir. Oğlu adına ödenen para ise dokuz bin altı yüz lira genel sağlık sigortası prim borcu olduğu gerekçesiyle geri verilmez.

Anne, para peşinde değildir ama oğlunun İsviçre'de doktor olduğunu, orada sigortalı olarak yıllardır çalıştığını, kızının da yurt dışında sigortalı olduğunu, çifte sigortanın da yasal olarak mümkün olmadığını dolayısıyla bu primin hangi esasa dayanarak tespit edildiğini sorar.

2008 yılında çıkarılan ama uygulaması ertelenen ve 2012'de yürürlüğe konan Sosyal Güvenlik Reformu gereği, Türkiye'de ikâmetgâhı bulunan herkesin genel sağlık sigortası kapsamına alındığını, oğlunun ve kızının da Kanlıca'daki evde ikametleri göründüğünü, dolayısıyla, onların da genel sağlık sigortası kapsamına alındığını ve gelir durumlarına göre sigorta prim borcu tahakkuk ettirildiğini bildirirler. 

***

Anne, oğlunun ve kızının ikametgâhı olarak görünen kendi adresine hiçbir tebligat yapılmadığını, bu itibarla gelir durumu araştırması yapılmadan prim hesaplanamayacağını, her ikisinin de yurt dışında yaşadığı ve orada sigortalı olarak çalıştığı halde Türkiye'de de sigorta kapsamına alınmalarının yasaya uygun olmadığını söyler ama verginin iadesi için oğlunun ikâmetinin silinmesi gerektiğini bunun için de matbu evrakı imzalaması gerektiğini ifade ederler.    

Annede, vekâlet olduğu için evrakı imzalamasına izin verirler ama bu defa paranın postaneye oğlu adına yatırılacağını söylerler!

***

Anne özetle diyor ki, "Askerlik yapmak için Türkiye'ye gelen oğlumdan, yanlışlıkla kestikleri sağlık sigortası primini iade ermek için ikametgâhını sildirmesi isteniyor. Askerlik yaptırdığınız kişinin ikametini nasıl silersiniz? Yurt dışında sağlık sigortası olan milyonlarca vatandaşın yüzde kaçına Türkiye'de ikametleri göründüğü için genel sağlık sigorta primi kesilmektedir? Böyle hukuk dışı yollarla para toplamak, devletin itibarını düşürmez mi? Ayrıca devlet, Suriyelilere ikâmet veriyor ve dolayısıyla onlara da genel sağlık sigortası kapsamına alıyor. Ödeyecek mali durumları olmadığı için Suriyelilerin primlerini devlet ödüyor?

Devlet, Türk vatandaşlarını yani Türkleri, ikametgâh sildirmeye mecbur ediyor ama Suriyelilere ikamet veriyor, sağlık sigortası primini de kendisi ödüyor? Bu nasıl bir uygulamadır? Türk vatandaşı olmak, Türkiye'de cezalandırılmayı gerektiren bir durum mudur? Bu garabeti yazın lütfen..."

 

Yazarın Diğer Yazıları